bölüm 12- şömine, biraz likör ve itiraflar gecesi

623 89 159
                                    

Lee Felix;

Yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı kaldırımlar ve yine yan yan yürümeyelim diye dar kafalıydı insanlar.* Dar kaldırımlar ve dar zihinlerin birleştiği noktada aşk var oluyordu çünkü aşk ne kadar uzak olunursa olunsun daima yan yana yürüyormuş gibi hissettirirdi. Belki upuzun bir yolda, belki dar kaldırımlarda.

İnsan nankör bir varlık derler, zihni dardır bu yüzden. Kendini yaşanmışlıklara fazlasıyla kaptırır, görüş açısını en aza indirger. Geçmişi derin olanlar için birkaç kareden ibarettir hayat. O da geriye sarıp duran bozuk bir kasete benzer, durmaksızın tekrar eder. Dar kaldırımların buz kesen taşları, soluksuz gecelerin cızırtılı sokak lambaları ve dar zihinlere biçilen kefenlerin sonu gelmeyen sığ suları olur kasetler.

Hyunjin hiçbir zaman dar zihinli diğerlerinden olmamıştı. Bana yürüdüğü daracık kaldırımlarda yer açtığında fark etmiştim bunu. Hyunjin benimle birlikte yürümeyi seçmişti ancak bir sorun vardı. Demiştim ya, aşk ne kadar uzak olunursa olunsun daima yan yana yürüyormuş gibi hissettirirdi. Bizimki öyle hissettirmiyordu. Oysa hyunjinle yolumuz da birdi, çiğnediğimiz kaldırımlar da. Tabi ortada geçmiş ve yaşanmışlıklar diye bir mesele vardı, sonradan fark etmiştim bunu.

Hwang ile başta hayatını yarışlara adamış iki yabancıdan ötesi değildik, zaten başta onlardan biri de değildim. Başka bir arkadaş grubum vardı, o dönem chan hyungların ekibi uzaktan imrenerek seyrettiğim insanlardı. Ama bir gün geldi çattı, hayatımı adadığım pistte en yakın dostumu kaybettim. Muhtemelen verdiğim kayıp beni tüm bu yarış zırvalığından uzaklaştırmalıydı çünkü ekibimde yer alan diğer herkese bunu yapmıştı. Fakat ben onlar gibi kopamadım. Vazgeçmeyi çok kez düşündüm, aksine daha çok bağlandım. Girdiğim her yarışta benden sevdiğim birini alan o pistten bir intikam aldım ve zaferler kazandım. Benim için bir intikam ve hırsa dönüşen yarışlar, sonrasında chan hyungların arasına girmemi sağlayan bir bilet oldu.

İçlerinden dikkatimi çeken ve harelerinden dahi okunan hırsıyla kendime en yakın gördüğüm kişi hwang hyunjin olmuştu ancak sevgilisi vardı ve onun sevgilisi pistlerin en çok aranan ismi lee minhodan başkası değildi.

Hwang ve lee birlikte oldukça yıkılmaz görünüyordu ancak tamamen farklılardı. Zıtlıkları onları tamamlayıp bir bütün haline getirmek yerine ilişkilerinde kocaman boşluklar açmış ve en sonunda da onları birbirinden koparmıştı.

Hyunjin ve minho'dan çok sonra bizim ilişkimiz başladı, tabi bir süre chan hyunglardan gizlemiştik bunu. Arada ne kadar zaman farkı olursa olsun, lee minho'nun eski sevgilisiyle ilişkimin başlamasına nasıl bir tepki vereceğini az çok tahmin ediyor olmalısınız. Hatta bu yüzden defalarca kez hyunjin'i reddetmiştim, ona aşık olmama rağmen bizden olmaz hyunjin demiştim ancak o ısrarla beni istediğini söylemişti. Ben kaçtıkça hwang kovalamıştı. Bazen yarışlarda zirvesini benimle paylaşmış, bazense en ezeli rakibi yapmıştı beni. Ama en sonunda beni ikna etmeyi başarmıştı. Hwang hyunjin'in dili de elleri de çok uzundu. İstediğini mutlaka elde ediyordu. Beni de; dilindeki zehri kanıma, parmaklarının ucundaki uyuşturucuyu sol yanıma bulaştırarak kazanmıştı.

Sonra o kaza oldu. Temmuz 13, saat gece yarısı iki buçuktu. Belki o gece minho ve hyunjin'i kaybetmedik ama kaybettiğimiz başka şeyler oldu. Minho ve hyunjin'in birbirlerine olan tüm bağlılıkları gibi. O kaza hwang ve lee'nin birbirlerine olan tüm hislerini yarış pistine def etmelerine neden oldu. Hislerden kast ettiğim sevgi değildi, onu çok daha öncesinde kaybetmişlerdi. Onlar merhametlerini kaybettiler, iyi hislerin yanında nefretlerini bile gömdüler o piste.

sweater weather ; minsung×hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin