11. Bölüm: Bir Takım Duygular

24 9 7
                                    


Her insanın içinde küçük bir çocuk vardır. O çocuğa sahip çıkıp, sevin. Çünkü kıymetini bir tek o biliyor.

Alnı alnımda dayalı bir halde kalmıştık. Sanki zamanın akışı durmuş gibiydi.

Ayrıldık. Dolmuş gözlerimle ona baktım. Eliyle yüzümdeki yaşları sildi.

E: (Acıma ile) Neden ağlıyorsun ki şimdi?

R: Bilmiyorum. Yine duygusallık perilerim geldi.

E: Ne olacak senin bu saf ve yumuşak kalbin?

Derin bir iç çekerek devam ettim.

R: Biraz yalnız kalabilir miyim? Kendimi toparlamam lazım.

Dudaklarını birbirine bastırdı ve üzüntüyle uzaklaştı. Sonra acı bir gülümsemeyle cevap verdi.

E: Kendine geldiğin zaman benimle konuşabilirsin. Sonra odamda görüşürüz.

Odamdan çıktı. Kapıyı kapattım ve yavaş adımlarla masama ilerledim. Ellerimle başımın yan taraflarını ovuşturarak olanları, yaşadıklarımı hazmetmeye çalıştım.

Resmen bir duygu karışımı içindeydim sanki. Zihnim ve kalbim karman çormandı.


-Kurbanın Arkadaşının Evinde, Elif'in Anlatımıyla-

El: Geldik mi?

S: Geldik aşkım, hadi inelim.

Arabadan inerken başımın feci şekilde döndüğünü hissettim. Ayağım yerden kaydı. Tam yere düşecekken belimde bir el hissettim.

S: (Endişleyle) Elif! İyi misin?

El: İyiyim. Bir şeyim yok sadece başım döndü.

S: Sen merkeze dön istersen.

El: Gerek yok Selim. Soruşturmaya devam edebilirim.

S: Elif lütfen...

El: Gerek yok dedim ya aşkım. Devam edebilirim.

S: Tamam ama dikkat et.

El: Tamam dikkatli olurum Selim, korkma.

Binanın açık kapısından içeri girerek 5. numarayı çaldık. Kapıyı psikopat görünümlü, leş gibi içki kokan bir adam açtı.

*Ömer Yalçıntaş 35 yaşında*

Ö: (Bagırırcasına) Kimsiniz!

S: Biz cinayet dedektifleriyiz. Arkadaşınız Suat Bey hakkında konuşmak istiyoruz.

Ö: Banane o a*cıktan!

Kapıyı sertçe kapatmaya çalıştı, ancak Selim eliyle kapının kapanmasına engel oldu ve sertçe çıkıştı.

S: Benim canımı sıkma! Konuşmamız gerekiyor!

Ö: Ee tamam be konuşun, sonra da ne halt ederseniz edin. Defolun gidin evimden!

Gözlerimi devirerek içeri girdim. Etraf darmadağın olmuştu ve masada yaklaşık yirmiye yakın boş içki şişeleri vardı. Önümüze oturup sert sesiyle konuştu.

Ö: Ne olmuş o Suat p*zevengine!

S: Bugün onu öldürülmüş olarak bulduk!

Ö: (İçkisinden yudumlarken) Ee banane yani, gebermişse gebermiş!

S: Bakın Ömer Bey, Suat Bey' in size bir borcu varmış. Hatta borç yüzünden birkaç sefer kavga bile etmişsiniz.

Ö: Evet o o*osbu çocuğu sürekli gün atıyordu. Neymiş efendim "Yok yeterli parası yokmuş, yok bir gün ödeyecekmiş" de. Yok ya! Bende inandım sanki (!)

Gecenin YıldızlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin