Eleven

315 29 1
                                    

Sabah saat 07.00:
Uyandığımda Mike benim onlara daha önce getirdigim ipuçlarını ve gücümüzü nasıl kullanıcağımızı anlatan kitapları sessizce karıştırıyor ve bir şeyler not alıyordu.
Mary:Mike.
Mike:Hey Mary, buraya gel.
Mary:Neler buldun?
Mike:El'in anılarını silmek istiyorlar. Böylece onu kendi amaçları için rahatça kullanabilecekler...
Mary:Nerede yazıyor.
Mike:Bak kitabın son sayfasında 3 yıl önce bir zihin sıfırlama aleti üzerinde çalıştıkları yazıyor.
Mary:Yani beni alıkoydukları zaman.
Mike:Evet. Senin üzerinde denemek istiyorlarmış ama onlar aleti tamamlamadan önce demogorgon saldırısı olmuş.
Mary:Bir dakika. O zaman demogorgon saldırısı kasıtlı bir şeydi.
Mike:Dr. Martin senin için yapmış olmalı...
Mary:Alet hala oradadır. Onlardan önce almalıyız.
Daha sonra herkes uyandı ve Laboratuvara doğru yola çıktık.
Max:Mary gelmek istediğinden emin misin? Orada pek güzel anın yok.
Mary:Sorun yok Max. Başedebilirim.

Binanın önüne geldiğimizde bir an duraksadım. Kafamda her şey tekrar canlandı.
Mary:Mike! Yerini biliyorum. Dr. Martin'i kapattığım, demogorgonların olduğu küçük odayı hatırlıyor musun?
Mike:Evet?
Mary:Dr. Martin orada bir kapağın üstüne yatmıştı.
Mike:Sadece düşmüştü diye hatırlıyorum ben.
Mary:Hayır Mike, demogorgonların tam ortasına atmamıştım ben onu. Kendisi oraya gidip kapağın üstüne yatmış olmalı.
Mike:Fark edilmemesi için...
Koşarak içeriye girdik ve odayı bulduk. İçeriye girdiğimizde yerde gerçekten belli belirsiz bir kapak vardı. Demogorgonlar koruma amaçlı oraya konulmuştu. Max ve Lucas kapağı zorla kaldırdılar. Ve içerisi örümcek ağları ile doluydu yani uzun zaman önce buradan alınmış. Birden arkamızda ayak sesleri duyduk ve hepimiz odadan çıktık karşımızda gördüğümüz manzara bizi çok mutlu etmişti.
Mike:ELEVEN!
Tam koşup Jane'e sarılacaktı ki Jane elini ona doğrultup duvara fırlattı. Lucas hemen Mike'in yanına koştu.
Max: Eleven sen...
Jane: Mary'i almaya geldim. Zorluk çıkardığınız  taktirde size zarar vermek zorunda kalacağım ve Mary gelmezsen seni de öldüreceğim. Max hemen önüme geçti ve;
Max: O zaman korkarım bize zarar vermelisin. Mary kaç!
Mary: Üzgünüm Max.
Elimi Max'in boynuna koydum ve onu bayılttım.
Mary: Lucas gidin buradan!
Lucas: Ama Mary-
Mary: GİT!.. Lütfen.
Mike ayakta durabilecek kadar kendine gelmişti. Lucas Max'i kucağına aldı ve Mike'ı da tutarak dışarı çıkardı.
Mike: (yarı baygın bir halde) neler oluyor? Ka-kazandık mı?
Lucas: Kaybettik Mike, kaybettik...
Mike: (biraz daha kendine geldi) Mary! Mary'e yardım etmeliyiz!
Lucas: (ağlayarak) Hadi dostum, hadi!

Jane: Gel Mary.
Mary: Seninle savaşmak istemiyorum Jane...
Jane: Savaşmak zorunda değilsin. Zorluk çıkarmadan gelebilirsin.
Mary: Hayır bir kez daha pes edemem.
Jane birden elini kaldırdı.
Mary: Jane, yapma sana zarar vermek istemiyorum...
Yere düştüm ve sürünerek odaya girmeye çalıştım. Jane elime bastı ve boğazımı sıkmaya başladı. Elimi onun üzerine koyuyordum ama çok güçlenmişti. Gücüm yetmiyordu. En son ona anılarını hatırlatmaya çalıştım.
Mary: Bisiklete binmeyi bilmiyordun. Ben sana öğrettim, öğrenirken koca bir çınar ağacına çarpıp Mike'ın bisikletini yamultmuştuk. (Öksürmek) Mike, Jane Mike'ı hatırla! O seni ilk kurtaran kişi.
Arkadan Mike geldi ve Jane'in kafasına son gücüyle yangın tüpünü geçirdi. Jane yanıma düştü ama sadece sersemlemişti.
Mike: MARY! ELLERİNİ KAFASININ İKİ YANINA KOY VE ONUNLA OLAN ANILARIMIZI DÜŞÜN!
Mike'ın dediğini yaptım. Birden iki kurşun sesi geldi. Biri benim için öbürü ise Jane için...

Stranger Things MaryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin