canavar

186 15 11
                                    

Her şey bir kaç saniyede gerçekleştiği için bir süre şok içinde kalmıştım. Silah sesini duyan Hopper, Mike, Joyce, Jonathan ve Jane geri döndü. Kulübede yaşadığım hisler yeniden gelmeye başlamıştı. Vücudum tekrar kontrolümden çıkmıştı. Bir çırpıda adamların elinden kurtuldum ve ikisinin de boğazından sıkıca tuttum. Ellerimi o kadar güçlü bastırmıştım ki parmaklarım adamların boğazına girmişti. İkisi birden acıya dayanamayıp yere düştüler ve kan kaybından birkaç saniye sonra öldüler. Arkamı döndüğümde Joyce Will'i dizine yatırmıştı, herkes ağlıyordu ve bir yandan da az önce o adamlara yaşattığım vahşete bakıyorlardı. Yüzlerinde hüzne karışmış bir korku ve şaşkınlık vardı.
Holly: (ağlayarak) Sen bir canavarsın!
Kanlı ellerime baktım ve sanki olduğum yere çivilenmiş gibi hissediyordum. Konuşamıyor, hareket edemiyor ve ağlayamıyordum. Sert bir şekilde yutkundum. Kalp atışlarımı duyabiliyor ve kanımın vücudumda dolaştığını hissedebiliyordum. O sırada kenarda duran babamı gördüm. Gözlerini korkuyla kocaman açmış ve elindeki silahı düşürmüş bana bakıyordu, sanki ölümünü bekliyor gibi... Gözümden istemsizce bir kaç yaş süzüldü. Sonunda hareket edebildiğimi hissettim. Ağır adımlarla diğerlerinin yanına gittim. Ben Will'in yerde yatan cansız bedenine bakarken Hopper ellerimdeki ve yüzümdeki kanı ağlayarak siliyordu.
Mary: Ben bir canavar mıyım Hopper?
Hopper: Hayır Mary sen sadece sırtına çok sorumluluk yüklenen küçük bir kızsın...
Hopper beni kucağına aldı ve Jane'i yanına çağırdı.
Hopper: Sizi buradan götürelim...
Jane kafasıyla onayladı ve birlikte fabrikadan çıktık. Babam arkamızda durdu ve biz oradan uzaklaşırken bize baktı.
Abraham: Hopper! Götür onları buradan. Gidebileceğiniz kadar uzağa gidin!

Stranger Things MaryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin