anılar, şifreler ve cevaplar

253 21 6
                                    

Herkes yataklarına yatıp uykuya dalmıştı. Tüm gece dönüp durdum ve en sonunda uyuyamayacağımı anlayıp araştırmaya o an başlamaya karar verdim.
Mary: (fısıldayarak) Mike! Mike!
Mike:Hı, sorun ne Mary?
Mary:Gidiyorum.

Saat çok geçti ve Mike tam anlamıyla uyanamamıştı. Kafası sürekli cama çarpıyor, bir an sıçrayıp tekrar uykuya dalıyordu. Arkama yaslanıp derin bir iç çektim, senelerdir o eve gitmemiştim. Şimdi oraya gitmek anılarımı canlandıracak ve dikkatimi dağıtacaktı.

Mary:Mike, Mike uyan geldik!
Mike: (zar zor açılan gözleriyle bana bakarak) Uyumadım ki ben zaten.
Mary:Tabii canım, tabii.
Omzuna sertçe vurdum ve "Kalk hadi!" Diye onu azarlayarak kendine getirmeye çalıştım.

Bahçeye adım attığım an anılarım canlanmaya başlamıştı bile, fıskiyede ıslanmak, sokaktaki köpeklerle oynamak, annemin üstümü çamur ettiğim için azarlaması, babam ile şeker dolabında gizlice şeker aşırmak...

Eve girdiğimde tek bir şeyin dahi yeri değişmemişti, gelen tek yenilik örümcek ağları ve tozlardı. Birden cam kırılma sesiyle gerçek dünyaya döndüm ve arkama baktığımda Mike bir çerçeveyi düşürmüş, kırılan camları toplamaya çalışıyordu.
Mary:Bırak Mike, beceremiyorsun.
Çerçeveyi elime aldım ve dikkatlice bakmaya başladık. Bu bizim aile fotoğrafımızdı. Üzerindeki tozları üfleyip yerine koyuyordum ki fotoğraftaki bir detay ilgimi çekmişti. Önceden fark etmemiştim ama fotoğraf çekilecek gün üçümüzün üzerinde de rakamlar olan tişörtler vardı. Babamın göğsünün üzerinde küçük 10 yazıyordu, benim karın bölgemde kocaman 11 yazıyordu ve annemin kolunda 12 yazıyordu.
Mary:Tişörtlerin üzerindeki rakamlar... Annem o gün bu tişörtü bana büyük bir ısrarla giydirmişti.
Mike:Bir şeyin şifresi olmalı bu. Evde dokunman yasak olan bir eşya veya girmen yasak olan bir oda var mıydı?
Mary:Evet, evet! Her ikisi de vardı!

Uzun koridorun en sonundaki odanın kapısını geldiğimizde durdum.
Mary:Burası ananemin tablolarının ve eşyalarının olduğu oda. Annem onun tablolarını ne kadar çok sevdiğimi bilmesine rağmen bu odaya girmemi yasaklardı.
Mike:Peki anahtarı nerde bir fikrin var mı?
Mary:Annem şifreyi unutmamak için kimsenin tahmin edemeyeceği bir yere yani aile fotoğraflarımıza saklamıştı.
Mike:Düşün Mary. Anahtar çocukluğunda bir yerde.
Mary:Ananemin bir sözü vardı. Aradığın şey ne kadar yakındaysa o kadar uzakta demektir...
Mike:Yani annen onu senin çok yakınına sakladı.

Stranger Things MaryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin