ev

147 11 6
                                    

Mary: Hadi gelsene, bütün gece duramayız.
Dragon: İyi de nereye gideceğim?
Gözünden bir damla yaş düştü, eliyle sildi, sanki ağladığını görmemi istemiyormuş gibi. Benim de gözlerim doldu. Yüzüme bulaşan isi sildim. Hayal kırıklığı dolu bir sesle;
Mary: Burada kalmayacaksın değil mi?
Dragon: Ne yapacağımı bilmiyorum Mary...
Hopper: Ne yapıyorsunuz binsenize!
Mary: Atla! Yolda düşünürüz.

Yolda giderken Dragon kafasını yasladı ve gözlerini kapattı. Bunu çok sık yapıyordu. Genelde bir şey düşündüğünde yapıyordu. Sonra kısık ve ağlamaklı sesle konuştu;
Dragon: Sana inanıyorum Mary...
Mary: (onun gibi kısık bir sesle konuştum) Üzgünüm...
Mary: Bizimle kalabilirsin.
Dragon: Gideceğim Mary, hem de çok uzaklara.
Beklemediğim bir cevaptı. Ona hak veriyordum çünkü ben de böyle düşünmüştüm bu tür olayların ilk yaşadığımda. Sadece kaçıp gitmek istemiştim ama Dragon'un gitmesini istemiyorum. Yalnız kalması çok tehlikeli.
Mary: Seninle gelebilirim.
Hopper ani bir fren yaptı ve dikiz aynasından bana baktı.
Mary: Hopper burada duramazsın.
Gözünü dikiz aynasından hiç çekmeden tekrar sürmeye devam etti.
Dragon: Burada zor da olsa bir hayat kurdun. Ayrıca bir ailen var.
Hopper: Oh evet birinin Mary'e bunu hatırlatması gerekiyordu.
Mary: Hopper yardımcı olmuyorsun!
Hopper: Bana büyüklük taslama Mary!
Jane: Yeter! Susun ikinizde.
Yol boyunca kimse konuşmadı. Dragon'un uyuya kaldığını fark ettim ve kafası omzuma düştü. Ben de ona yaslandım ve kısa bir uykuya daldım.

Bir ara Dragon'a baktım, camdan dışarıyı izliyordu.

Hopper kapıyı sert bir şekilde açtı ve beni kolumdan çekip dışarıya çıkardı.
Mary: Hopper ne yapıyorsun ya?!
Hopper: Eve gir Mary!

Jane ile eve girdik ve hopper da aşağıda Dragon ile sohbet etmeye başladı.
Mary: Jane, sence ne konuşuyorlar?
Jane: Hopper dinlememi yasakladı ama muhtemelen Dragon'un ne yapacağı ile alakalıdır.
Dragon gülümseyerek bizim durduğumuz pencereye baktı.
Jane: Sana çok güzel bakıyor.
Mary: Ne?! Belki sana bakıyor.
Jane: Mary, sen yalan söyleyemiyorsun.

Hope kapıyı kırarcasına odaya daldı.
Hope: Bahçede Hopper'ın pençesinde duran genç yakışıklı kim?
Mary: Dragon.
Hope: Waow otantik bir isim. Şimdi gerçekten kim olduğunu söyleyin.
Jane: Senin öğrenmek istediğin kısmını söyleyeyim; Mary ondan hoşlanıyor.
Hope: NE?! Mary birinden mi hoşlanıyor?
Ayağa kalkıp Hope'un ağazını sertçe elimle kapattım.
Mary: Susmalısın!
Jane: Onunla gitmeyi bile teklif etti.
Bana bakıp gülmeye başladılar.
Mary: Sadece yardım etmek içindi JANE!

Hopper ve Dragon eve girdiler.
Hopper: Hope Dragon'a yolda lazım olabilecek her şeyin içinde olduğu bir çanta hazırlar mısın?
Hope: (bana bakarak) oldu bil!
Mary: Sonuç?
Hopper: Dragon gidiyor.
Mary: Nereye?
Dragon: Sana söylemeyeceğiz Mary, üzgünüm.
Ne?! Bunlar bana neden böyle davranıyor?! Ne yaptım şimdi?! Yardım etmeye çalışıyorum.

Stranger Things MaryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin