korku

118 9 0
                                    

Saat neredeyse sabaha karşıydı, bütün gece ikimiz de dönüp durmuş ve asla uyuyamamıştık. Sakince onun sessizliği bozmasını bekliyordum çünkü ömrümün geri kalanı boyunca en korktuğum şeye; sessizlik ve yalnızlığa mahkum olacaktım.

Dragon'un gözünden;

Mary'i ikna etmek için bir sürü soru sormak geçiyordu içimden ama onu az çok tanıyordum ve bu soruların hepsine verebileceği bir cevaba sahip olduğunu da biliyordum bu yüzden sustum, sustum ve sustum.

3 GÜN SONRA

Yola çıkma zamanı gelmişti ama ayaklarım geriye gidiyordu çünkü tek başıma dönecektim, Mary olmadan...
Mary ve Koca John sıkıca sarıldılar, Mary arkasını dönmüştü ki;
Koca John: Mary söz ver yine geleceksin.
Mary bir an duraksadı ve tekrar John'a dönüp;
Mary: Söz...

John'un arabasına bindik ve yola çıktık. Mary ile konuşmaya çalışıyordum ama her ağzımı açtığımda radyonun frekansını değiştiriyordu. Yaklaşık bir saat boyunca cızırtıya tahammül ettim en sonunda sabrım taştı ve radyoyu tutup pencereden dışarıya attım.
Mary: SENİN DERDİN NE?!
Dragon: ASIL SENİN DERDİN NE? ARABAYA BİNDİĞİMİZDEN BERİ KONUŞAMAMA İZİN VERMİYORSUN!
Mary: ÇÜNKÜ VEDA EDECEKSİN.
Bir an yoldan gözümü ayırıp ona baktım. Kendini ağlamamak için zor tutuyordu ve bu yüzden gözleri neredeyse patlayacak gibi gözüküyordu. Sesimin tonunu ayarladım ve konusmaya devam ettim;
Dragon: Veda etmek istememin nesi kötü?
Mary: Çünkü geri geleceğim ve sen buna inanmıyorsun bu yüzden veda ediyorsun...
Son derece yorgun ve üzgün hissediyordum.
Dragon: Mary yaptığın şeyin ne kadar aptalca olduğunun umarım farkındasındır çünkü 17 yaşındasın, neredeyse 18 yaşına gireceksin ve hayatının geri kalanını mahvedecek bir karar vermek üzeresin. Upside down'a gitmesen bile o formülün seni öldürme ihtimali çok yüksek.
Mary: Her şeyin farkındayım ve lanet olsun çok korkuyorum...
Sertçe frene bastım. Mary'nin bunu söylemesini hiç beklemiyordum. Onun korktuğunu duymak beni çaresiz hissettirmişti. Ellerim titredi ve boğazım düğümlendi. Çaresiz bir ses tonuyla;
Dragon: Tek başına yapmak zorunda değilsin...
Mary: Bütün bunlar olduktan sonra Jane o savaş alanına dönmüş laboratuvardan tek başına çıkamaz. Lütfen bunu daha da zorlaştırma, kalan zamanımızı eğlenerek geçirelim ve bana bir radyo borçlusun!
Dragon: Upside down'dan döndüğün gün sana yeni bir tane alırım.
Dedim ve ona samimi bir şekilde gülümsedim. Sağ gözünden bir damla düştü ve kendini toparlayıp çantasından kağıt kalem çıkarttı.
Dragon: O ne için?
Mary: Günlük gibi bir şey.

Stranger Things MaryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin