-12-

3.1K 129 1
                                    

Kıpkırmızı gözlerimle etrafı incelemeye devam ettim. Sinan bana sarılmış kulağıma arada 'Korkma, geçecek.' sözlerini fısıldıyordu. 

Bizi karakola götüren polislere korkmuş şekilde bakarken sadece acıtasyon yapıyordum. Beni hapse atsalardı ne atmasalardı ne. Kendim dışında birine üzülüyordum. Sinan suçsuzdu. Ben de öyle. 


İkimizde madde bağımlısı değildik. Ama hakkımızda öyle ihbar yapılmıştı. Neden diye sorguladım. Neden her boktan şey benim başıma geliyordu. Bunu hakedecek bir şey yapmamıştım. Sinan da yapmamıştı. Aslında çok kısa bir süredir tanıyordum Sinan'ı ama tanıyordum işte. Davranışları, huyları, tipi bile madde bağımlılığına dair en ufak iz taşımıyordu. 

"Kardeşim! Biz geldik." Kafamı hafifçe Sinan'ın omzundan kaldırdım.
Çok samimi görünüyorduk dışarıdan. Hatta sevgili imajı bile veriyorduk. Ama şuan bu umrumuzda olan son şey bile değildi. 

Biz arkadaştık. Kim ne düşünürse düşünsün. Bizim bildiğimiz bize yeter. 

Sinan da benim baktığım yere bakınca hafif bir baş selamı verdi. 

Gelen kişiler beni incelerken bende hepsine sırayla baktım. 3 kişiydiler. Birisi Sinan'a benziyordu. Abi-kardeş gibi duruyorlardı. Diğer çocuklardan birisi sarışın birisi ise  kahverengi saçlıydı. 


Sarı saçlı olan çocuk Sinan'a doğru eğilerek "Bize bahsettiğin yenge bu mu kanka?" diye sordu. 

Gözlerim istemsiz irileşirken Sinan'a baktım. Bir elini başına koymuş 'gerizekalı bu çocuk.' der gibi başını sallıyordu. 

"Özür dilerim Balım. Bizim Mert biraz salaktır da." dedi Sinan. 

Ben daha bir şey diyemeden adının Mert olduğunu öğrendiğim çocuk Sinan'a anlamamış gibi baktı. 

"Ne oldu ya? Yanlış bir şey demedim ki. Yengemiz buymuş işte. Allah allah." trip atar gibi ellerini birleştirip yan gözle Sinan'a bakmaya başladı Mert. 

"Nereden çıkardın oğlum yengemiz olduğunu?"  dedi diğer kahverengi saçlı çocuk. 

"Ya Ege, saf mısın kardeşim?" Ege başını yana yatırıp sorgulayarak Mert'e bakmaya başladı. 

Mert derin bir nefes alarak Ege'ye baktı. 

"Salak mısınız abi? Sinan kıza balım dedi ya."  

Hafifçe gülerek Mert' e baktım. Bakışlar bana dönünce açıklama yapmaya giriştim. 

"Ben Balım. Yani ismim Balım." dedim.

Mert aydınlanmış gibi bakarak diğerlerine döndü. 

"Duydunuz mu? Adı Balım'mış." dedi.

Sinan'a benzeyen çocuk Mert'e bakarak;

"Oradan salağa mı benziyoruz Mert?" dedi. 

Mert gözlerini kısarak Sinan'a benzeyen çocuğu inceledi. 

"Eh, biraz benziyorsun aslında. Yalan söylemeyeyim şimdi." dedi. 


Sinan şanslı çocuktu. Arkadaş grubu çok iyi insanlara benziyordu. 
Saat neredeyse sabaha karşı beş olmak üzereydi ve onlar Sinan'ı yalnız bırakmamışlardı. 

Yanımıza bizi karakola götüren polislerden birisi gelince merakla ve korkuyla polise baktım. 


"Sizi serbest bırakacağız. Test sonuçlarınız negatif." 

Sevinerek Sinan'a baktım. Sinan da sevinerek bana sarılmıştı. 

Sinan'a benzeyen çocuk ise sorgularcasına polise bakıyordu. 


Polis tam gidecekken polisi durdurdu. 

"Polis Bey, acaba kimin kardeşimi ve nişanlısını ihbar ettiğini öğrenebilir miyiz?" 


*********


Merhaba sevgili okuyucularım,

Yeni bölümle buradayım.
Umarım güzel olmuştur. Desteklerinizi bekliyorum. Keyifli okumalar! 

HAYATIM // YARI TEXTİNG \\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin