-31-

1K 52 1
                                    


Ben bunları hak etmiyordum. Sinan da şerefsiz çıkmıştı. Zaten ne bekliyorsam. Şeyma'ya okuldayken nasıl karşı çıktığını görmüştüm. Şeyma Sinan için bir hiç olmalıydı. Nasıl bu halde onları görebilirdim aklım almıyordu. 

Arka bahçeden çıktıktan sonra gözlerimdeki yaşları bir kez daha sildim. Ama tekrar tekrar gözlerim dolmaya devam ediyordu. Davet  verilen eve girip tuvaleti buldum. 

Elimi yüzümü yıkayıp tüm öfkemi duvarlara vurarak çıkardığımda tuvaletten çıktım. 

Çıkar çıkmaz da biricik (!) ikizimle karşı karşıya geldim. Gözlerine baktığımda bir anlık geçen üzüntüyü gördüm. Ama dediğim gibi bir anlıktı. Ve muhtemelen ikizim olduğu içindi. Yoksa karşımdaki varlığın benim için üzüleceğini sanmıyordum. 

"Önümden çekilirsen geçeceğim."  dedim. Lanet olsun! Sesim titremişti. 

"Çekilmezsem ne olur?" 

"Bak gerçekten Belin. Uğraşacak hiç halim yok. En büyük  sensin tamam mı? Şimdi geçebilir miyim?" 

"İyi misin?" diye sordu Belin. Hafif bir şaşkınlıkla ona baktım. Ama bu şaşkınlık oldukça kısa sürmüştü. 

Tek kaşımı kaldırarak sordum. 

"Umurunda mıydı ki?" 

"Doğru. Umurumda değil. Neyse çık git!" diyerek beni yana doğru ittirdi. Ve tuvalete girdi. 

Bir süre arkasından baktıktan sonra abimin yanına doğru gitmeye başladım. Abimin yanına geldiğimde abim bir şey olduğunu anlamış gibi hemen sordu. 

"Bir şey mi oldu prensesim?" 

"Bir şey olmadı abiciğim. Eve gidebilir miyiz lütfen?" 

"Gidebiliriz tabiiki." 

Abimin koluna girdikten sonra arabaya doğru yürümeye başladık. Arabaya ilk ben sonra da abim bindiğinde davetin yapıldığı alana son bir kez göz attım. 

Şeyma bana doğru sırıtıyor. Belin ise şok geçirmiş şekilde abime bakıyordu. Sinan'ı görememiştim. Zaten bu saatten sonra da görmeyecektim. 

Araba davet alanından uzaklaşmaya başladığında abime döndüm. 

"Abiciğim?" 

"Efendim tatlım." 

"Diyorum ki bir tatile mi çıksak?" 

"İkimiz mi?" 

"Evet. İyi olmaz mı?" 

"Olur prensesim. Ne zaman gideriz?" 

"Bence yarın veya sonraki gün." 

"Peki ya okul?" 

"Sorun ettiğini söyleme bana." 

"Tamam tamam. Bilet bakarım yarına veya sonraki güne." 

"Miami için bilet bakabilir misin?" 

"Tabiiki bakarım." 

Gülümseyerek önüme döndüm. Araba yaklaşık yarım saat sonra eve vardığında direkt pijamalarımı giydim.  Yatağa uzandığımda telefonumdan gelen bildirim sesleri kulağımı doldurdu. 

Hemen telefonu alıp bildirimlere baktım. 

                       Acar  ÖZÜR DİLERİZ BALIM grubunu oluşturdu. 
               Acar, sizi kişisini ekledi. 
           Acar, Murat kişisini ekledi. 
       Acar, Emir kişisini ekledi. 
     Acar, Aylin kişisini ekledi. 

Acar: Balım gerçekten çok özür dilerim

Murat: Ben de çok özür dilerim 

Emir: Evet Balım, bende çok  üzgünüm 

Aylin: Ben de özür dilerim kuzum, senden saklamamalıydık. 

Siz: Sorun değil ama uyuyacağım.

Acar: Affettin mi bizi? 

Aylin: Hadi kuzum söyle affettin mi

Emir: Balım yazsana ya! 

Telefonu kapatıp sessize aldım. Affetmemiştim tabi. Sürünsünler önce. 
Son bildirimlere görüldü attığım için kesinlikle bana kızacaklardı ama sorun değildi. 
Telefonumu şarja takıp yatağıma geri yattım. 

Yarın bara gidip, kör kütük sarhoş olana kadar eve dönmeyecektim. 

Ama şimdilik uyumalıydım. Yarına dinç bir şekilde kalkıp yıkılmadığımı göstermek için içecektim. 
Evet kesinlikle bunun için içecektim. 


************


Merhaba sevgili okuyucularım,

Yeni bölümle geri geldim. Umarım güzel olmuştur. Desteklerinizi bekliyorum. Keyifli okumalar!

HAYATIM // YARI TEXTİNG \\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin