-17-

2.5K 100 2
                                    


Kafamı uyandığım halde Sinan'ın dizinden çekmemiştim. Kendi kendine konuşuyordu ve benim bunu anladığım zaman merakım daha ağır bastığı için uyuyormuş gibi yapıp Sinan'ı dinlemiştim.  

Ve sonuç olarak takıldığım tek detay şuydu;

'Bu kadar ona benzememelisin güzellik.'
Kime benziyordum ki? 


Yeni uyanıyormuş gibi yaparak Sinan'ın dizlerinden yavaşça kalktım. Elimle gözlerimi ovuştururken Sinan'a baktım. Saçları sabaha göre daha fazla dağılmış durumdaydı. Gözleri hafif kızarmıştı. Ama bana gülümsedi. 

"Günaydın uykucu güzel. Gerçi saat akşam beşe geliyor ama olsun." dedi Sinan. 

Sinan'a sadece gülümsedim. Üzerimde hala biraz önce uyandığım uykunun ağırlığı varken başımı Sinan'ın omzuna koymuştum. Beni, uyuduğumu sanarken öptüğünde parfüm kokusu daha fazlaydı. Ama şimdi en çok sigara kokusu geliyordu. 

Başımı Sinan'ın omzundan kaldırıp Sinan'a baktım. 

"Leş gibi kokuyorsun." 

"Biliyorum güzellik." 

"Bana da bir tane verir misin?" diye sordum. Lütfen kabul etsin, lütfen kabul etsin. 

"Al bakalım. Ama fazla içme. Yoksa benim gibi leş kokarsın." dedi Sinan. 

Gülerek ona baktım. Başımı olumlu anlamda sallarken bana verdiği sigarayı yaktım.
Derin bir nefes çekerken içime denize baktım Sinan gibi. Tabii bu bakış kısa sürdü. 

"Neden çok sigara içtin ki?" 

"Can sıkıntısı." 

"Emin misin?" 

"Hiç olmadığım kadar." 

Bu kısa diyaloğumuz üzerine Sinan'a baktım. Son verdiği cevaba herkesi inandırabilirdi ama beni asla. Çünkü duymuştum. 

"Yalan söylüyorsun. Güvenim kırılıyor." 

Sigaradan tekrardan bir nefes çektim. O sırada Sinan tek bir hareketiyle bana sarılmıştı. 

"Üzgünüm Balım. Yalan söylemek istemiyorum ama konusunu da açmak istemiyorum." 

"Konu ney ki?" 

"Benim için çok önemli olan birine benziyorsun. Beni kendine bağlıyorsun. Ama ben çevreme sadece zarar veriyorum Balım. Kime çok değer versem, bağlansam o kişiyi kaybediyorum. Kendi ellerimle sevdiklerimi yok ediyorum. Sana da bunu yapmak istemiyorum." 

Sinan bana sarılmayı bırakıp ayağa kalktı. Çok hızlı hareket ettiğinden ne olduğunu anlamamıştım. Birden koşmaya başlamasıyla ayaklandım. Peşinden koşmaya başladım. Lanet olsun! Çok hızlıydı. 

Hızımı elimden geldiğince arttırarak zor da olsa Sinan'a yetiştim. Kolundan tutup kendime çekerken Sinan zor da olsa durmuştu. Aniden Sinan'a sıkıca sarılarak sırtına sert bir yumruk geçirdim. 

Sinan acıyla inlerken ben hala sarılıyordum. Sokaktakiler değişik değişik baksa da umursamadım. 

"Bir daha beni öyle bırakıp gidersen seni süründürürüm. Anladın mı beni çocuk?" 

"Anladım güzellik. Ama üşütebilirsin. Hırkamı sana vereyim." dediği an onu durdurdum. 

"Gerek yok. Teşekkürler." 

Omuzlarını silkip yavaşça yürümeye başladığında yanında yürümeye başladım. 
Telefonu çaldığında benim görebileceğim ama uzak sayılabilecek bir mesafede telefonla konuşmaya gitti. Geri döndüğünde sıkıntıyla saçlarını karıştırdı. 

"Otel bakmaya gidebilir miyiz?" diye sorduğunda şaşkınca ona baktım. 

"Ne oteli?" 

"Arkadaşım eve kız arkadaşını getirmiş. İdare et diyor." 

Başımı onay verir gibi salladım. 

"Bende kalabilirsin." dedim. 

"Gerçekten mi?" diye sorunca hafifçe kıkırdadım. 

"Yok yalancıktan." diye bir cevap verdiğimde o da hafifçe güldü. 

"En iyi arkadaşımsın." diyerek Sinan bana sarıldığında ben de ona sarıldım. 

"Sende benim en iyi arkadaşımsın." 

"Sonsuza kadar mı?" 

"Sonsuza kadar." 

*****************

Merhaba sevgili okuyucularım,

Yeni bölümle geri geldim. Umarım güzel olmuştur. Desteklerinizi bekliyorum. Keyifli okumalar!


HAYATIM // YARI TEXTİNG \\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin