-ÖZEL BÖLÜM-

773 34 6
                                    


"N-napıyorsun Sinan?" 

"Hayatımın anlamını bahçede gezdiriyorum." 

"Neden peki?" 

"Hadi ama, o kıza bakmadığımı gayet iyi biliyorsun." 

"Baktın bir kere!" dedim sinirle soluyarak. 

"Kaynanan da yok ki seni şikayet edeyim." 

Yumuşayan bakışlarımla Sinan'a baktım. Henüz evleneli yedi ay olmak üzereydi. 
Zayıf noktamı bulmuştu ve ne zaman trip atsam ailesinin olmadığını dile getirip beni yumuşatıyordu. 

"Tamam tamam. Gel buraya." diyerek Sinan'a sarıldım. Sinan da bana sarılınca gülümsedim. Ama bu kısa sürdü. 

"Sinan?" Sinan endişeyle yüzüme baktı. 

"Efendim güzelliğim."

"Asla hamile kalamayacağım değil mi?" 

"Elbette bir gün bir çocuğumuz olur. Kendini üzme sen. Hem belki de gelecekte doğacak çocuklarımız senin bu üzüntün yüzünden gelmek istemiyorlardır." 

Gülerek Sinan'a baktım. 

"Saçmalama be! Manyak." 

Sinan da gülümseyerek beni kendine çektiğinde kollarının arasında minicik kalıyordum. 

"Eee Balım hanım, bir denemeye daha var mısınız?" 

Analamamışça Sinan'a baktım. 

"Ne denemesi?" 

"Çocuk diyorum. Yapmayı denesek mi?" 

Utançla başımı yere eğdim. Elimi yumruk yapıp çok da sert olmayacak şekilde Sinan'ın koluna vurdum. 

"Gerzek!" 

"Aman da aman, utanır mıymış benim balım?" 

"Utanmıyorum bir kere!" 

"İnanmış gibi yapıyorum." dedi Sinan gülerken. 

Başımı hafifçe kaldırıp Sinan'ın gözlerine baktım. Tabii gözlerim sonrasında Sinan'ın arkasında duran eve kaydı. Sinan'ın arkasındaki ev on katlı falandı ve tahminimce 7. veya 8. katın balkonunda demirliklere çıkmış olan ikizim vardı. 

Koşarak kalkıp eve doğru koşmaya başladım. Doğru görmüştüm. Belin demirliklere çıkmış azıcık daha ileri gelse düşecek halde duruyordu. 

Korkuyla bağırdım. 

"Belin! Aşağı in canım benim. Ne işin var orada?" 

"İnemem ikizim. İnemem." 

Ağlıyordu. Ama neden? Ne olmuştu? 

"Belin, canımın parçası, in aşağı. Lütfen." 

"Bu hayat çok zor Balım. Gerçekten zor."

"Belin'im aşağı inersen daha rahat anlaşırız ha? Hadi gel." 

Belin bana cevap vermeden biraz daha demir korkuluklarda ileri gitti. 
Korkuyla tekrar bağırdım. 

"Belin in oradan hadi! Bak korkutuyorsun beni." 

"Üzgünüm ikizim. Çok çok üzgünüm. Ama bu hayat  o olmadan çekilmiyor. Gerçek hayatta cehennemi yaşıyorum."

Derin bir nefes aldı. 

"Tüm kirpiklerini hiç üşenmeden ve yorulmadan saydığım, canımdan çok sevdiğim adam. Hoşça kal." 

Bunu dedikten sonra kendini aşağı attı Belin. Belki de düştüğü yerden yedi, sekiz metre uzaktaydım ama kemiklerinin kırılma sesi buradan bile duyulmuştu. Kalbim durmuş gibiydi o an. Her şey durmuştu sanki. 

Her şey anlamını yitirmişti. Kulaklarımdaki uğuldamayla beraber artan çınlama sesine aldırış etmedim. Donmuş gibi olduğum yerde kalırken Sinan'ın elime dokunmasıyla kendime geldim. 

Şu yaşıma kadar bu kadar hızlı koştuğumu hatırlamıyordum. Bu kadar duyguyu aynı anda yaşadığımı yada.  

Belin'in yerdeki ölü bedenine sarılırken hıçkırıklar arasında konuştum. 

"Ölmemeliydin! O-o şerefsiz yüzünden değmezdi. Belin.. Belin." 

Neredeyse bir saate kadar Belin'in cansız bedeninin yanında ağlamıştım. Sinan tarafından zorla kaldırılıp eve götürülene kadar. Sinan eve geldiğimizde bana bir bardak su uzattı. 

Bardağı alıp suyu içtim. Ama hala gerçek gibi gelmiyordu. Bir süre sonra gözlerimde oluşan ağırlığa dayanamayıp  ne kadar uyumak istemesem de uyuyakaldım. 


************

Merhaba sevgili okuyucularım, 

Özel bölüm isteyen çok olmuştu. İşte Belin'in intihar sahnesi. Bir sonraki özel bölüme kadar hoşça kalın! Keyifli okumalar! 


HAYATIM // YARI TEXTİNG \\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin