" Çok mu seviyorsun sen beni? "
" Çok seviyorum ben seni. "
Dudakları iki yana kıvrılırken burnunu boynuma bastırdı.
" İnanayım mı? "
Boğuk çıkan sesiyle kollarımı omuzlarına sardım ve ensesindeki küçük saç tutamlarını okşadım parmak uçlarımla.
"...
Yayıldığım yatağın üzerine serili olan nevresimi ellerimle dağıttım ve bakışlarımı duvardaki saate çevirdim.
17.06
Az önce kalktığım masaya ve üzerindeki kitaplara yüzümü buruşturdum ve komodinin üzerindeki telefonumu elime aldım. Yapacağım şeyi tekrar düşünmeden Yankı Bey yazılı olan numaranın yanındaki mesaj imgesine tıkladım ve parmaklarımı klavyede gezdirmeye başladım.
Yankı Bey.
Soracağım şey için cevabını beklemeli ve müsait olup olmadığını sormalıydım. Haftanın Cumartesi günündeydik. Dün erkenden anlaşma yaptığımız şirkete gitmiş ve saatler boyu Yankı Bey'in toplantılardan çıkmasını beklemiştim, boş koridorda. Nihayet şirketten çıktığımızda da Yankı Bey yorgun olduğunu ve şirkete uğramayacağını söylemiş, beni de evime bırakmıştı. Arabadan çıkmadan önce saçlarımın arasına bıraktığı küçük öpücük, hatırladıkça kalbimin hızla atmasına neden oluyordu. Gülümsedim ve mesaj bildirimiyle titreyen telefonuma çevirdim bakışlarımı.