Oy ve yorum bırakmayı unutmayınn.
Bölümde smut var rahatsız olacaklar okumasın!
Keyifli okumalar!
...............................................
Benim için açtığı kapıdan geçerek evin içine adımladım. Ortama Yankı'nın kokusu hakimdi. Şirketteki odasına ve göğsüne hakim olan koku bu evin içinde yoğun bir şekilde hissediliyordu. Sert ama bir o kadar da yumuşak bir koku.
Derin bir nefes aldım ve kokunun burnumdan geçerek tüm soluk borum boyunca ilerleyişini hissettim. Ciğerlerime ulaşan koku gülümsememe neden oldu. Aşık olduğum adamın aşık olduğum kokusu.
Arkamdaki bedene aldırmadan ayakkabılarımı çıkardım ve salona açıldığını tahmin ettiğim kapıya yaklaştım. Ev ne çok büyük ne de çok küçüktü. Tam Yankı'ya yetecek büyüklükteydi. Girdiğim salonun duvarları beyaz renge boyanmış, odanın ortasına küçük bir koltuk takımı bırakılmıştı. Orta sehpanın üstü birçok kitapla doluydu. Kitaplar yardımıyla bir konu hakkında araştırma yaptığı belli oluyordu.
Büyük camın sağ tarafında bir yemek masası, koltuk takımının hemen karşısında da televizyon ünitesi vardı. Kapının sol tarafında kalan şömine ortamı sıcak kılıyordu. İç ısıtan bir sıcaklık, diye düşündüm.
" Çok güzel. " derken sesim hayranlığımı belli ediyordu. Arkamdan yaklaştı ve kollarını karnıma sararak ellerini ortada birleştirdi.
" Dizaynı annem halletti. Bana sadece mobilyaları seçmek kalmıştı. "
Çenesini omuzuma yasladığında burnunun boynuma sürttüğünü hissettim.
" Diğer odalara da bakabilir miyiz? "
" Tabi ki de. "
Uzattığı elini tuttum ve beni salondan çıkararak mutfağa götürmesine izin verdim. Dolaplar siyah renkteydi. Başta ortamı boğduğunu düşünsem de gözüm alıştıkça aslında mutfağı ne kadar güzel ve asil gösterdiğini fark ettim. Tezgahın üstünde birkaç kirli bulaşık ve kahve makinesi vardı. Camın önünde küçük bir yemek masası, kapının sağ tarafında da büyük bir buzdolabı vardı. Herkesin yemek yapmak isteyeceği cinsten bir mutfaktı. Hem küçük hem de şık.
Sonraki durağımız Yankı'nın çalışma odası oldu. Dört duvarı kaplayan kütüphane raflarının ortasına küçük bir masa konulmuş, masanın önüne de iki tane tekli koltuk bırakılmıştı. Masanın üstünde duran çerçeveyi gördüğümde kocaman gülümsedim. Şehrin manzarasını ayaklar altına seren kayalıklarda oturduğumuz gece çekindiğimiz fotoğrafı çerçeveletmiş ve masasının üzerine bırakmıştı.
Çalışma odasından çıktığımızda hala sırıtıyordum. Dudaklarımdaki tebessümü gördüğünde o da gülümsedi ve elimi tutarak çalışma odasının karşısındaki kapıya ilerledi. Kalbimin hızlandığını hissettim. Burasının yatak odası olduğunu tahmin edebiliyordum. Kapıyı açıp beni içeriye çektiğinde bu tahminim doğrulandı. Çift kişilik yatak ve büyük bir kıyafet dolabından oluşan odanın duvarları koyu gri rengine boyanmıştı. Sağ tarafta kalan kısımda başka bir yere açılan bir kapı vardı. Banyoya açıldığını tahmin edebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARYa (bxb)
Novela Juvenil" Çok mu seviyorsun sen beni? " " Çok seviyorum ben seni. " Dudakları iki yana kıvrılırken burnunu boynuma bastırdı. " İnanayım mı? " Boğuk çıkan sesiyle kollarımı omuzlarına sardım ve ensesindeki küçük saç tutamlarını okşadım parmak uçlarımla. "...