" Çok mu seviyorsun sen beni? "
" Çok seviyorum ben seni. "
Dudakları iki yana kıvrılırken burnunu boynuma bastırdı.
" İnanayım mı? "
Boğuk çıkan sesiyle kollarımı omuzlarına sardım ve ensesindeki küçük saç tutamlarını okşadım parmak uçlarımla.
"...
Büyük masanın etrafındaki sandalyelerde oturan takım elbiseli adamlar Yankı Bey'e gülümseyerek karşılık verirken oturduğum sandalyeden kalktım. Benimle birlikte sağ tarafımda kalan sandalyede oturan bedende hareketlenmişti.
" Bu işin, sizin ve şirketinizin itibarını yükselteceğini unutmayın lütfen. "
Yuvarlak masanın baş köşesinde oturan ak saçlı adam konuştuğunda Yankı Bey'in derin bir nefes verdiğini işittim. Bunu bir tek ben duymuştum.
" Tekrar teşekkürler. "
Yankı Bey son bir kez daha gülümsedi ve sağ elinin avuç içini belime bastırarak yürümemi sağladı. Arkamızda ak saçlı adamın korumaları olduğunu tahmin ettiğim üç adam bizimle birlikte yürüyorlardı. Toplantı salonundan ayrılıp, büyük koridora çıktığımızda derin bir nefes aldım. Üç saat önce, bize iş teklifi yapmak isteyen holdingin sahipleriyle görüşmeye gelmiş, iki saat boyunca da her konudaki her detayı öğrenebilmek için sorduğu sorulara cevap vermek zorunda kalmıştık. Kendimi iş anlaşmasından daha çok karakoldaki sorgu odasında gibi hissetmiştim.
" Sıktılar. "
Yankı Bey'in söylediğini kafamı aşağı yukarı sallayarak onayladım ve alt kattaki asansörün çağrı düğmesine basarak arkamızdaki adamlara döndüm.
" Buradan sonrasını biz kendimiz halledebiliriz. Çok teşekkür ederiz. "
Mimik oynamayan yüzleri ve siyah takım elbiseleriyle dikilen adamlar aynı anda küçük bir kafa selamı verip tekrar çıktığımız yere, toplantı odasına girdiler.
" Çok fazla soru sordular. "
İsyankâr çıkan sesimle yerde olan bakışları bana döndü.
" Sanki size ne bizim şirkette toplamda kaç personelin çalıştığından. "
Söyledikleriyle dudaklarımın arasından küçük bir kıkırtı koptu.
" Bir adam kaç tane temizlikçiniz var diye sordu ama ak saçlı adam araya girince susmak zorunda kaldı. "
" Manyaklar. "
Yankı Bey'in sesine karışan asansörün bizim kata ulaştığını haber veren mekanik sesti. Asansör kapısı iki yana ayrılırken içeride kimsenin olmamasına gülümsedim ve Yankı Bey'i beklemeden girdim asansöre.
" Bugün başka hangi işlerin halledilmesi gerekiyor Arın? "
Sırt çantamın içindeki tableti çıkardım ve haftanın başında oluşturduğum programa kısa bir bakış attım.
