27

638 53 29
                                    

Elimdeki kağıtları tek tek tüm gruba dağıttım. "Şarkı bu."

"Hangi ara yazdın bunu?" Şaşkınlık içinde bir bana bir de elindeki kâğıda bakan Berat'a kaydı bakışlarım.

"Dün gece."

Gözleri irice açıldı. "Şaka."

"Hadi," dedim, ellerimi çırparak. "Sahne bizim."

Sahnenin hazır hâle gelmesiyle beraber hepimiz tek tek yerimize geçerken gerekli enstrümanları da almıştık. Hızlı bir şekilde gerekli ayarlamayı yaparken kalabalık içinde onu gördüm, topuz yaptığı pembe saçları mekanın soft ışığında bile belli oluyordu.

Boğazımı temizleyerek mikrofonu elime aldım ve girişi yaptık.

Sert girişin etkisiyle anında tüm gözler bize dönerken istemsiz bir şekilde sırıttım. Bir ayağımı yere vurarak ritim tutarken diğer yandan boğazımı yırtarcasına sözleri dile getiriyordum.

Sarhoş, dediğim sırada dinleyenlerden birisi bir bira şişesi uzattı; yandan bakış atarken hiç düşünmeden eğilip şişeyi elinden aldım ve şarkıya devam ettim.

Yavaş yavaş sözler zihinlerinde yer edinirken bazıları kendi çapında eşlik ediyordu. 

Son sözlerimi söylememle başımla selam verdim ve elimdeki şişeyi bizi izleyenlere kaldırdım, sırıttım ve hiç düşünmeden tepeme diktim. Nefes dâhi almadan şişenin dibini gördüm ve yere atarak alkışlar eşliğinde sahneden indim.

Sıradaki grup sahnede yerini alırken barman'e işaret ederek oraya doğru ilerledim. Ben tezgâha yaslanırken içkim de aynı anda önüme konuldu.

"Hızlıyız," dedim yarım ağızla ve bardağı alıp büyük bir yudum aldım.

"Seni geçemeyiz."

Sadece güldüm ve elimdeki bardağı da tepeme dikerek ikinciyi beklemeye başladım.

"Beraber terk edelim mi?"

Arkamdan gelen sesle beraber bardağa diktiğim bakışlarımı yavaşça sese doğru çevirdim. Erva ile göz göze geldik, tek kaşım havaya kalktı.

"Benim hayatım nasıl gözüküyor, görmek ister misin?"

Boş bir şekilde güldüm ve oturduğum yerden kalkıp karşısına dikildim. İşaret parmağımı ona doğru uzattım. "Sen üzerine mi alındın?" Alayla kaşlarım havaya kalktı. "Sana, kendini çok önemseme demiştim."

O da benim gibi güldü. "Üzerime alındım dediğimi hatırlamıyorum." Bana doğru iyice yaklaştı ve dudaklarını kulağıma götürürek mırıldandı. "Belki de kendini çok önemseyen sensindir?"

Kafamı ona doğru çevirmemle burunlarımız birbirine değdi. Yine de çekilmedim. "Öyle mi?"

"Öyle." derken bakışları bir an dudaklarıma kaydı. Alayla dudaklarım yana kıvrıldı. "Ama yine de benim, tek sahip olduğum kişi sensin."

"İsterim." dedim, birdenbire. Ne söylediğimi bilemez bir halde.

"Ne?" dedi, kaşları çatılırken.

Yüzüne düşen saçlarını usulca kulağının ardına itekledim. "İsterim, dedim. Hayatının nasıl gözüktüğünü görmek, isterim."

Nefesini yavaşça dışarıya verdi. "Yarın sabah sekizde alırım seni."

Tam gideceği sırada kolundan yakaladım ve kendime iyice çektim. Gözleri irice açıldı, şaşkınlık içinde bana bakarken sırıttım. Tıpkı az önce onun dibime girdiği gibi iyice ona yaklaştım. "Eğer bu kadar yakınımdaysan," diye fısıldadım yavaş yavaş.

Yutkunurken kaşları havada bana bakıyordu. İyice yaklaştım ve dudaklarına kısa bir öpücük kondurup geri çekildim. "Bunun bedelini almadan bırakmam."

Şok içinde öylece dururken güldüm ve arkamı dönüp lavabonun olduğu yere doğru ilerlemeye başladım. Dar koridora girmemle adımı duydum. Kimin seslendiğini bakmak için döneceğim sırada birisi belimden kavradı, sertçe beni duvara itekledi ve dudakları dudaklarıma kapandı. Şaşkınlık içinde gözlerim açılırken ellerim havada öylece kaldı, o an kokusuyla beraber pembe saçlarını gördüğüm kişi Erva'dan başkası değildi.

Kendini iyice bana bastırdı ve sert bir öpüşün ardından nefes nefese geri çekildi. Alnını alnıma yasladı ve mırıldandı. "Ben de kısa öpücükler yerine daha sertlerini tercih ederim."

İddali lafina karşılık ağzım şaşkınlıkla açılırken kaşlarım havaya kalktı. "Öyle mi?"

"Öyle." dedi, hâlâ bedeni bedenime yaslıyken. "Daha fazlası da olabilir."

Kendimi tutamayıp güldüm. "Yine kaçacaksan," diyeceğim sırada dudaklarının yeniden dudaklarıma kapanmasıyla sustum.

Geri çekilirken, "Yeterli bir cevap mı?"

"İki sokak geride evim."

Geri çekildi ve geçmem için işaret etti. "Önden alalım."

Yandan bir bakış atarken bir şey demedim, dilimi dudaklarımın üzerinde arsız bir şekilde gezdirirken gözlerimi gözlerine kenetledim. Bir süre bakışsak da tek kelime etmeden yanından geçere çıkışa doğru ilerledim, hemen ardımdan geldiğini biliyordum.

Resmen kurgunun en uzun bölümü!

Ay nasıldı?

Smut yazacaktım da vazgeçtim dhskshskks yazsam mı acaba...kararsızım şu an🙄

Bu ikilinin aniden çekim yaşamaları yazarken beni bile şok ediyor 🤭🤭

sigara | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin