10

890 66 15
                                    

Mikrofonu sıkıca kavradım ve dudaklarımı yaklaştırarak parçaya girdim. Gözlerim usulca kapanırken ayağımla ritim tutuyor, arada kafamı sallıyordum.

Gözlerimi araladım ve arada eşlik edenleri izledim. Sık sık çaldığımız şarkılar tanınmaya başlanmıştı. Bir şekilde birilerin zihninde yer edindiğim için dudaklarım yana doğru kıvrıldı. Sesim güçlendi, daha bir tutku ile bastırdım kelimeleri.

Şarkının bitmesi ile derin bir nefes verdim ve kimseye bakmadan sahneden indim. Bar kısmına ilerledim. Benim için ayarladıkları viski bardağını tek dikişte içerek geri yerine koydum. Bizim sıramız bitmiş, başka bir grup yerlerini alırken bar taburesine oturarak onları izlemeye başladım.

Erva, yavaşça yanımdaki boş yere otururken bir bira aldı. Göz ucuyla onu görsem de kafamı çevirmedim.

"Ben, senin boğulmana izin vermem." dedi, son derece rahat bir tavırla. Söylediğim şarkıya gönderme yaptığını biliyordum. Bir şey demedim. "Çığlık attığında koşarak gelirim, annen değilim belki ama her zaman dinlerim. Benimle güvende olursun."

Alayla gülerek ona döndüm. Küçümseyici bakışlarım her yerinde gezindi. "Güvende olmak?" Başımı iki yana salladım. "Gerçek bir hayalperest."

"Sevdiği için her şeyi göze alan birisi hayalperest mi?"

Tüm vücudumu ona çevirdim. Bacağı bacağıma temas etse de umursamadım. "Evet?"

"Hah!" dedi. "Sen fazla ölüsün."

"Aksini iddia eden olmadı."

Elindeki birayı bırakarak bana yaklaştı. "Ölmek böyle bir şey değil, Neva." Dik dik ona baktım. "Böylesine umutsuz olmak yorucu, neden biraz hayata tutunmuyorsun?"

"Tutunuyorum." derken elimdeki bardağı havaya kaldırdım. "Ama ayık değilken."

Derin bir nefes alıp verdi. "Sana ne yaptılar?"

"Çok konuşuyorsun." dedim, içkiyi tepeme dikmeden önce.

"Sana yaklaşmak istiyorum."

Elimle aramızı işaret ettim. "Yakınsın ya."

Çenemden tuttuğu gibi kafamı kendine çevirdi. Kaşlarım havaya kalktı. İyice bana yaklaşırken mırıldandı. "Dediklerimi çok iyi anlıyorsun, neden kaçıyorsun?"

Kendimi geriye çekerek ellerinden kurtuldum. "Senin salak cümlelerini dinlemeyeceğim." Oturduğum yerden kalktım. Gideceğim sırada durup tekrar ona döndüm ve işaret parmağımı ona doğru sallarken, "Haddini aşma." dedim, net bir tonla.

Ardından arkamı döndüm ve son derece sakin bir şekilde mekandan çıktım.

sigara | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin