16. Bölüm

8.7K 489 165
                                    

Gözlerimi açmak istemiyordum. Her şeyin hala bir rüya olduğunu düşünürken gözlerimi açmamanın en iyisi olacağını için direniyordum. Ancak bu sırada çıplak bedenimi saran örtü ise bana gerçekleri söylüyordu.

Rüya değildi.

Chanyeol’ün ve kendi kokuma bürünen bu yastık her saniye beni gerçek dünyaya bağlıyordu.

Uyuşan bedenimi gerdirerek gözlerimi açtığımda yatakta yalnızdım. Yine geç kaldığı için gittiğini düşündüm. Sabah onu yanımda görmek isterdim tabi, ama onun işlerine ayak bağı olamazdım ve şikayet etmemem gerekirdi.

Dün gece yavaş yavaş aklıma gelirken o kadar çok utanıyordum ki onun gitmesi bir yandan iyiydi. O gelene kadar anca sakinleşirdim zaten. En azından yüzümdeki bu tuhaf ifade silinirdi. Canım yorgunlukla karışık ufak bir sızıyla yanarken miskince Chanyeol’ün yastığına sarıldım. 

Chanyeol'ün burada olmasını dilerdim bir yandan da, o burada olsa ona sarıldım ve kokusunu içine çekerdim. Saçlarımı yavaşça okşamasının eşliğinde kedi gibi kollarına yayılırdım...

“Siktir!” Mutfaktan gelen sesle aslında başından beri evde yalnız olmadığımı fark etmiştim.

“Chanyeol?” Chanyeol’ün gür sesi odama kadar ulaştığında içimdeki meraka engel olamamış, ona seslenerek yatakta doğrulmuştum. Yavaş hareketlerle yorganı vücuduma sarmaya çalışarak ayağa kalktım. Vücudumu örtme isteğim, merakımın önüne geçmişti.

“Ben mi uyandırdım?” O sırada Chanyeol odaya gelerek yorganla verdiğim savaşı bizzat görmüştü. “Dün kendini yastıkla öldürmeye çalışıyordun bugün ise yorganla mı?”

Kıkırdaması eşliğinde yanıma yaklaşarak yüzümün önünden yorganı ittirdi. Tanrım dün geceden sonra onu görmek çok daha farklı bir duyguydu.

“Hayır. Sana bakmaya geliyordum ve... Ve üzerime bir şey almam gerektiğini hissettim. Hem neden bağırdın?” Onun karşısında çıplak olmanın -her ne kadar kendimi kocaman örtüyle gizlesem de- düşüncesi elmacık kemiklerime kırmızılık katmıştı.

“Parmağımı sıkıştırdım sadece.” İşaret parmağını göstererek büyük bir gülümseme verdi.

“Acıdı mı?” 

“İyileştirmek için parmağımı öpmek ister misin yorgan adam?” Parmağını dudaklarıma götürdüğünde gülerek ona baktım ve vakit kaybetmeden dudaklarımı parmağına yaklaştırdım.

"Tabi." 

“Ah! Acıdı!” Tabii ki de öpmedim deli misiniz? Isırmak daha eğlenceliyken?

“Bu da bir tedavi yöntemi sayılır.” Benim kıkıardamam ona da bulaşırken benden uzaklaşıp dolabına ilerlemişti. “Hemen gidecek misin?” Kıyafetlerini karıştırırken merakla sormuştum. Onunla biraz daha vakit geçirmek istiyordum.

“Bugün bir yere gitmeyi düşünmüyorum.” Askılardan bir şeyde karar kılıp tekrardan yanıma geldi.

"Neden üstünü değiştiriyorsun o zaman?" Soruma cevap vermek yerine dudaklarıma parmağını bastırmıştı.

“Ben bu koca yorgan adamı değil, tatlı sevgilimi istiyorum.”

Yanağımı okşadıktan kısa bir süre sonra ben şaşkınlıkla ona bakarken o üzerimdeki yorgandan kurtulmuştu. Dolaptan aldığı gömleği omuzlarıma atıp vücudumun kontrolümü eline alarak kollarımı gömleğin kollarından geçirdi.

Bana oldukça bol gelen gömlek bedenimden aşağı süzülürken hala şaşkınlıkla ona bakıyordum. Şu anda o klasik sahneyi mi yaşıyorduk cidden?

Ball BoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin