"Kim kırdı bu fincanı?" dedi Levi elindeki kırık bardağı bize gösterirken. Hepimiz salonda oturmuş masum masum bakıyorduk.
"Cevap versenize aptallar."
"Y/N olduğuna dair derin kuşkularım var." dedi Hange hızla. Şerefsiz!
"Ben yapmadım!" diye bağırdım Levi sinirle bana bakarken.
Levi bugün tek başına yürüyüş yaparken biz evde kalmıştık. Onun yokluğunu fırsat bilip bir tane kağıdı rulo yapıp oyun oynamaya başlamıştık. Sanki bir maçtaymışız gibi oynarken bir anda Connie Sasha'ya smackdown yapmıştı. Sasha orada Eren'e çarpmış Eren de Jean'ın üstüne düşmüş, Jean da düşmemek için bana tutunurken beni de düşürmüş, bizim düşmemizle Hange üzerimize atlamış o sırada da kafasını tezgaha çarpınca yukarıdaki fincan Connie'nin kafasına çarpıp kırılmıştı.
Yani hepimiz suçluyduk ama fincan Levi'ın fincanı olduğundan kimse suçu üstlenmiyordu. Evde maç yaptığımızı üstüne bir de deli dana gibi birbirimizin üstüne düştüğümüzü öğrenirse hepimizi şamar manyağı yapardı.
"Eğer söylemezseniz hepinizi döverim."
"Bence kesin Eren yapmıştır. Zaten intihara meraklı... En iyisi bir şey yapayım da Kaptan beni öldürsün demiştir."
"Sus at kafalı!"
Levi gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. Sonra yaklaşıp önümüzde durdu. Tam birimize vurmak için ayağını kaldırmıştı ki kapının açılmasıyla oraya döndük. Keşif birliğinden bir asker elinde bir zarfla bize bakıyordu.
"Efendim Erwin Smith size bu mektubu iletmemi emretti." dedi elindeki kağıdı Levi'a uzatırken. Levi başını salladığında kız geldiği gibi gitti.
"Sesli oku."
"Kes sesini dört göz."
Levi kağıdı dikkatle okuduktan sonra -gay gay homosexual gay- çatık kaşları daha da çatıldı ve bize baktı.
"Toparlanın hemen, gidiyoruz."
"Ne? Neden?"
"Erwin mektup göndermiş. Şu an bu eve doğru gelen hainler var. Buradan hemen çıkmazsak yakalanabiliriz."
Levi'ın sözleri üzerine hepimiz apar topar eşyalarımızı alıp evden ayrıldık. Ormanın içinde kaybolurken Levi yanıma gelip kapüşonumu kapattı.
"Dikkatli ol." dedi ve kimse görmeden elimi sıkıp en öne geçti.
"Şerefsizler! Sürekli peşimizdeler."
"Sessiz olun." diye çıkıştı Levi. Sırt çantasını tutup düzelttikten sonra bir an durdu ve arkasına baktı. Biz de aynısını yaparken az önce çıktığımız evi uzaktan görebiliyorduk. Birkaç hareketlenmeden sonra içeriye koşan bir grup insanı gördük.
"Ucuz atlattık." dedi Connie nefesini verirken.
"Şimdi ne yapacağız?" dedi Sasha endişeyle. Giderken yanına sadece birkaç tane ekmek alabilmişti. Bunun için endişelendiğini biliyordum.
"Şehire gideceğiz." Hepimiz şaşkınlıkla Levi'a bakarken Levi tekrar yürümeye başladı.
"Ne demek şehire gideceğiz? Hemen yakalanırız."
"Hayır. Bir planımız var."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Off keşke şu çöreklerden alabilseydik!" Sasha'nın kolunu tutup zar zor çekiştirirken bir yandan da etrafıma bakıyordum. Hepimiz kalabalığa karışmış yürüyorduk.
