"Y/N lütfen uyan çok zor durumdayım."
Sasha'nın dürtmesi ve sesiyle zar zor gözlerimi açtım. Yalvarırcasına bana bakıyordu. Oda hâlâ karanlıktı. Saat kaçtı aq
"Sasha ne oldu gecenin bu saatinde?" dedim uykulu uykulu.
Dün Sasha portakalları ona göstermemle heyecandan ölecekti neredeyse. Tüm gün portakal yemişti. Kimseye de vermemişti. Bana bile amk
"Canım o kadar portakal çekiyor ki..." dedi.
"Off Sasha git ye o zaman niye uyandırdın?" Bi uykumuz vardı anasını siktiler amk
"Aşağı inerken merdivenlerden Kaptan'ın gölgesini gördüm. Eğer bu saatte portakal yediğimi görürse ağzımı burnumu dağıtır. Sen gel oyala onu lütfeen." Diye yalvardı.
"Nasıl oyalayacağım?" Diye sorarken beni çekiştirerek kaldırdı.
Kaptan diyince uykum hemen açılmıştı. Bu yüzden itiraz etmedim.
"Az bir şey oyala yeter. Hem bak sohbet etmiş olursunuz benden daha zekisi yok." Dedi Sasha arkamdan.
"Hee." Dedim uykulu sesimle. Sonra elimi yüzümü yıkadım ve içeri geçtim. Kaptan dışarıdaydı. Gölgesini görebiliyordum.
"Aptal dışarıdaymış zaten neden gitmedin?" Dedim fısıltıyla.
"Götüm yemedi..." dedi ve mutfağa ilerledi.
Nasıl oyalayacağım ben bu adamı amk?
"Bu saatte uyanık olduğum için bana kızarsa ne olacak?"
"Sen onun biricik aşkısın sana hiç kızar mı?" Dedi sinsi sinsi gülümseyerek. Ofladım.
Elimi çaydanlığa götürdüm. Sıcaktı. Alıp bir fincan doldurdum.
"Hızlı ol Sasha."
Dışarı çıktım ve Kaptan'a doğru ilerlemeye başladım. Oturmuş öylece gökyüzüne bakıyordu. Havalar soğumuştu bu gidişle hasta olacaktı.
Geldiğimi farketmedi o yüzden daha da yaklaştım.
"Kaptan?" Diye seslendim. Hızla bana döndü şaşırarak sonra hemen ifadesiz suratını takındı. Bir bana bir elimdeki fincana bakıyordu.
"Velet uyumadın mı?" Diye sordu.
Sence şu an uyuyor muyum?
"Uyku tutmadı. Sizi görünce kolye için tekrar teşekkür etmek istedim." Dedim elimdeki çaya ona uzatıp. Gözlerini kırpıştırdı ve fincanı aldı.
Arkamdan çaktırmadan eve doğru baktım. Sasha gitmiş olmalıydı çünkü camlarda hiçbir hareketlilik yoktu.
Tekrar ona döndüğümde hâlâ bana bakıyordu.
"Her neyse iyi geceler." Dedim dönerek. Ama bileğimi tutup gitmemi engelledi.
Uyy temas
Elleri aşırı soğuktu
Kalp atışlarım hızlanmıştı hemen.
"Bir şey mi istediniz Kaptan?" Dedim soran gözlerle bakarak.
Biraz yana kaydı ve çimenlerin üstünü pat patladı gelmem için.
"Sohbet et benimle." Dedi. Yüzü ay ışığında parlıyordu. Biraz kızarmıştı.
Yanına oturdum. Ne konuşabilirim ki amk
"Ne hakkında?"
"Ne olursa..." dedi bana bakıp. Uzun bir süre sohbet edilecek konu aradım. O ise gözlerini benden ayırmadan çayını içiyordu. Bakışlarını hissetmek daha da gerilmeme sebep oluyordu.