Sabah Jin telefonunun sesini duyunca uyandı ve hemen yanında kıpırdanan Jungkook'a baktı. Gözlerini aralamış bi şekilde yüzüstü yatıyordu. Güneş çoktan doğmuştu ve kalın perdeden içeri güneş ışıkları süzülüyordu.
"Şşşş, uyumaya devam et." diye hafifçe mırıldandıktan sonra komodinin üstünden çalan telefonunu aldı. Ekranda annesinin numarasını görünce hafifçe ofladı ve gözlerini ovaladı. İsteksizce açtı, "Alo anne?"
"Oğlum kapıyı aç."
"Ne?!"
"Olum kapıyı aç, zile basıp duruyorum duymuyor musun?"
Ağzından bir küfür kaçtı, siktir. "Anne, ben- ben evde değilim." Gözleri yanında sere serpe yatan Jungkook'a kaydı. Hala uyuyor olmasına içten içe sevindi. "Bir arkadaşımda kaldım."
Hatta bir sessizlik oldu, annesinin neden şaşırdığını biliyordu çünkü Jin şimdiye dek hiç bir arkadaşında kalmaya gitmemişti. Jin tam konuşacağı sırada annesinin sesini duydu, "Geçen gün evinde gördüğüm o zibidide misin hım? Jin bana bak, ben o çocuktan hiç hoşl-"
"Anne! Beni niye aradın?" Jin bu konuşmanın bir an önce bitmesini istiyordu. Sinirlenmeye başlamıştı.
"Oğlum özledim seni. Kaç zaman oldu, ne aradın ne sordun."
Annesinin incinmiş ses tonu yüzünden Jin içinde birazcık suçluluk hissetti ama o hissi anında geri gönderdi. Burada suçluluk duyması gereken kendisi değildi. "Anne sana hala çok kırgınım, benden seni aramamı beklememeliydin."
"Biliyorum oğlum, o yüzden sana uğrayayım demiştim. Madem öyle akşama bize gel, olur mu oğlum?"
Annesinin ani daveti Jin'i şaşırttı, "Şimdilik söz vermiyorum anne, bakarım tamam mı?" Jungkook uyanmasın diye kısık sesle konuşuyordu.
Aramayı sonlandırdıktan sonra telefonu aldığı yere geri koydu ve yavaşça örtünün altına yeniden girdi. Jungkook hala uyuyordu, onu uyandırmadığı için sevindiği sırada Jungkook'un uykulu ve hırıltılı sesini duydu,
"Ağzına küfür çok yakışıyor Jinnie."
Jin daha ne olduğunu anlamadan Jungkook'un altında buldu kendini, hala uykulu gözlerle kendisine bakan gence dikti gözlerini,
"Eminim o güzel ağzına başka şeyler de çok yakışıyordur." dedi Jungkook ve Jin'i ıslak bir öpüşmeye sürükledi.
ºººººººººººººººººººººººººººººººººººººººº
Namjoon, evde televizyon karşısından tembellik ederken Yoongi'den gelen mesajla eli ayağına dolanmış bir şekilde ekrandaki mesajla bakışıp duruyordu. Hafta sonu olduğu için mağazaya gitmemişti.
Akşam üzeri saat 19.00'da Myeongdong Pizza restoranında buluşalım mı?
Konum*
Saate baktı, çoktan öğlen olmuştu. Yüzündeki aptal gülümsemeyi silemiyordu. Günlerdir ondan bir arama veya bir mesaj bekliyordu ve az kalsın pes edecekti. Kendisiyle bir şeyler içmek isteyen oydu ve ondan bir haber beklemesi en doğrusuydu, kendisi bu yüzden mesaj atmamıştı. Ama Namjoon sabırsız bir adamdı ve günlerce eli Yoongi'nin numarasına gidip gelmişti. Yoongi'den gerçekten çok hoşlanıyordu. Onunla bir şeyler yapacak olması, onu sanki yeniden ergenliğe dönmüş gibi heyecanlandırmıştı. Onu daha yakından tanımak için sabırsızlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim(le) Ol 🔞
FanfictionBir yanda sakin ve monoton bir hayat yaşayan, güler yüzlü ve tatlı ofis çalışanı Jin. Diğer yanda başı beladan kurtulmayan ve tehlikenin ta kendisi olan Jungkook. Jin gündüz, Jungkook ise gece. Peki bu iki hayat kesişirse ne olur? Gece ve gündüz bir...