Bir yanda sakin ve monoton bir hayat yaşayan, güler yüzlü ve tatlı ofis çalışanı Jin. Diğer yanda başı beladan kurtulmayan ve tehlikenin ta kendisi olan Jungkook. Jin gündüz, Jungkook ise gece. Peki bu iki hayat kesişirse ne olur? Gece ve gündüz bir...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Her şeye sıfırdan başlamak...
Sanki geçmişte hiçbir şey yaşanmamış gibi.
Bu mümkün müydü? Gerçekten her şeye baştan başlanabilir miydi? Yaşanan bütün acıları yok saymak imkansızdı belki ama Jin baştan başlamak istiyordu. Küçük sevgilisiyle her şeyi en baştan tatmak, her şeyi daha düzgün yaşamak, bir şeyleri yoluna koyabilmek istiyordu. Jungkook bu konuda çok kararlıydı. Yıllarca yasa dışı boks maçlarından kazandığı yüz binlerce dolarla bir spor salonu açmak için uygun bir yer bakıyordu. Aynı anda beraber yaşayabilecekleri bir ev de bakıyordu. Üstelik bu evin hem spor salonuna hem de Jin'in çalışacağı muhtemel şirketlere yakın olmasının hesabını yapıyordu.
Jungkook çabalıyordu. Gerçekten çabalıyordu.
Jin sevgilisinin yüzüne baktı, heyecanla anlatıyordu. Bulduğu mekanları, evleri gösteriyordu telefonundan. Jin ise o an tüm bunlara odaklanamayacak kadar dalmıştı Jungkook'un tatlı yüzüne. Piercinglerle dolu sert hatları, o gülümsediği an dünyanın en tatlı suratına dönüşüyordu. Jin bunu her söylediğinde Jungkook her ne kadar karşı çıkıp "hayır ben tatlı falan değilim, tatlı olan sensin." dese de Jin öyle düşünmüyordu.
Jungkook'un ansızın çıkageldiği ve hayatlarında bir şeylerin değiştiği o son gecenin üstünden yaklaşık 1 ay geçmişti. Jungkook yeniden başlayalım dedikten sonra Jin çok düşünmüştü. Gözlerinin önünden birden fazla senaryo geçmişti; Jungkook'un olmadığı acılı bir hayat, Jungkook'un olduğu ama acılarla dolu bir hayat, Jungkook ile mutlu olduğu güzel bir hayat... Her bir senaryoyu defalarca tartmıştı kafasında. Aralarındaki yaş farkı yüzünden bir gün Jungkook'un kendisinden sıkılacağını düşünüyordu ama Jungkook her geçen gün ona daha da fazla aşık oluyordu. Jin bunun farkına vardıkça içinde bir şeyler darmaduman oluyordu. Küçüğünün gelecekle ilgili planlar yapmaya başlaması ve hiç beklemeden ciddi adımlar atmaya başlaması Jin'in başını döndürüyordu. Jin henüz ona tamam dememişti belki ama hayır da dememişti. Jungkook tüm şansını zorluyordu, Jin'i kaybetmemek için elinden geleni yapıyordu.
Şimdi Jin'in salonunda yan yana oturmuş bir şekilde Jungkook'un telefonundaki ev modellerine bakarlarken Jin'in aklından geçenler bunlardı. Kalbi hızla çarpıyordu, sevgilisinin ciddi bir şekilde bir şeyler anlattığını biliyordu ama kulakları işitmiyordu. İçinde dolup taşan bir şeyler vardı.
