Bölüm 4: Davet

1.4K 113 8
                                    

&

Benim evimde yaşamaya karar veren ve beni sinir etmekten zevk alan koruyucum; Cantet Alata.

Her ne kadar Alata gibi 'ihtişamlı' bir soyadı olsa da ve istediğinde ortaya çıkardığı 'ihtişamlı' kanatları... Gerizekalı bu çocuk.

"Cantet! Koltukta niye tüylerin var?! "

"Ne yapayım? Orda yat diyorsun."

"Temizle o zaman!"

"Veya izin ver yatakta yatayım?"

"Ben nerede uyuyacağım?! Burası benim evim! "

"Sende yatakta uyu."

"Salak..."

Böyle desem de onu evimden kovamazdım. Yani zaten gitmezdi de, o varken güvende hissediyordum. Bir şekilde bana huzur veriyordu varlığı. Tabii sürekli değişik yaratıkların bana gelip, benden ne olduğunu anlamadığım bir şey istemesi de var. Gerçekten birinin beni korumasına ihtiyacım var.

Kapının ziliyle irkildim. Cantet ise yerinden kımıldamadı bile. Her zamanki duygusuz ifadesiyle baktı "Açsana."

Söylemesi kolaydı ama kapıyı açınca neyle karşılacağımı bilmiyordum. Paranoyak oldum diyebiliriz; ama bu şuana kadar hiç normal bir misafirim olmadığı gerçeğini değiştirmiyor.

Kulağımı yavaşça kapıya yasladım. Korkuyordum. Tıslama benzeri bir ses bekliyordum.

"Seni görüyorum, kapıyı aç sorun yok." dedi, tıslama olmayan bir ses.

Cantet'e döndüm. "Açayım mı?" dedim. "Lütfen aç." dedi kapının arkasında ki ses. Bense Cantet'in onayını bekliyordum. Ayağa kalktı. "Bugüne kadar gördüğün o şeylerin ortak noktası ne?" dedi ve yaklaşıp kapıyı açtı.

Kapıda kumral saçları ve yeşil gözleriyle bir Caudata vardı. Hemen arkasındaki uzun kuyruktan bunu anlamak mümkündü. "Nita İrks, ortak noktaları konuşmamaları." dedi çocuk gamzelerini belli ederek. Sonra içeri girmeye yeltendi; ancak Cantet kapının önüne kolunu uzattı. "Sana kim girebilirsin dedi?" diye cevap verdi çocuğa, fazlasıyla soğuktu. Çocuk yine gülümsedi. "Görüyorum ki çehren her zaman ki gibi, Alata." dedi yeşil gözlü Caudata ve zorla içeriye girdi. Hemen arkasından da kuyruğu. Kısa tüylü, uzun kuyruğu havada bir manevra yapıp kapıyı kapattı. Kuyruğundan daha fazla dikkatimi çeken şey, kolundaki dövme olmuştu. Irkı olan Caudata'nın sembolüydü bu. At. Cantet'in suratı asıldı. Bense öylece bakıyordum.

Çocuk önümde resmi bir şekilde eğilerek selam verdi. "Şehrimize hoşgeldiniz. Ben Tan. Caudata Tan. Rubrum tarafından bizzat size geldim." O kadının adını duyduğumda geriledim. İyi bir şey değildi bu.

Tan konuşmasına devam etti "Siz şehre geleli dört gün oldu. Hatırlarsanız sizi telefonla aramıştım. Rubrum Corniger diyor ki, Elatha'ya yeni gelenler için geleneğimiz diğerleri ile tanışmaktır. Şerefinize bir yemek verilecek ve sizi ben hazırlayacağım." yine eğilerek selam verdi.

"Yemeği falan unut. Gelmiyor. " dedi Cantet benim yerime.

"Sen karar veremezsin. Ben onunla konuşuyorum." dedi Tan. Aradaki gerginliği hissetmiştim. Sonra Caudata yine bana döndü "Bu arada açıklamakta geç bile kaldım. Ben görebiliyorum. Bunu bilirseniz farklı hareket edersiniz. Kapının arkasından sizi, şu Alata'nın çehresini... Sizin çehrenizi, eşyaların içini, herşeyi. "

"Birgün gözlerini oyacağım." dedi Cantet, iç çekerek. Sonra kendi tüylerinin döküldüğü koltuğa oturdu. "Şu kuyrukluya gitmesini söyle. Rubrum'un uşağı..."

ELATHA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin