Yatak Odası

8.5K 557 48
                                    

Sabah yatağımda üstüm örtülmüş bir şekilde uyanmıştım. Oysa ki yiğitle uyuduğuma o kadar emindim ki. Normalde ellerim bumbuz uyanırdım, fakat sıcacıktı. Düşünmemeye çalışarak karşımdaki boş olan yatağa baktım. Düzeltmeye bile yeltenmemişti. İş başa düştü şeklinde kalkıp, onun yatağını düzeltmeye başladım. Siyah yastığını kabartıp baş ucuna bıraktım. Bu çocuk beni deli edecekti. Yerde duran siyah darpaça kotlarını toplarken gözüme yerde duran beyaz bir kağıt ilişti. 

''Manolya caddesi, kerem sokak, no: 5.  Rosa bar. - Geç kalma K.''

Kağıdı alıp pijamamın cebine koydum. Gene ne hatlar yiyordu kim bilir. Yatağını toplayıp, kendi yatağımı hallettikten sonra dolabıma baktım. Bu gün ders yoktu. Gidip ne halt ettiğini kendi gözlerimle görebilirdim.  Aklıma beni Las Vegas'a götürüp alay ettiği gece geldi. Ne demişti o ? ''İyi aile kızı.''


Sensin iyi aile kızı, hah.

Siyah yüksek bel pantolonumu giyip, üstüne hafif kısa olan ve belimi saran tozpembe bir kazak giydim. Deri ceketimi de aldım mı, görürdü o ''İyi aile kızını.'' Bar'a ilk defa gideceğim için topuklu mu normal ayakkabı mı giymekte kararsızdım. Gerçi şimdi Şeymaya sorsam beni öldürürdü. En iyisi bot diyerek siyah botlarımı giydim. 

Saçlarım kıvırcıktı,  madem bugün başka bir kız olacaktım düzleştirmekte yarar vardı.

Koridora çıkıp etrafa baktım, kimsecikler yoktu. Hızlı adımlarla okulun arka tarafındaki açıklığa yürüdüm. Kapıdaki korumalara görünmeden açıklıktan geçtikten sonra okuldan çıkmıştım. Hızla ana caddeye koşup bir taksi durdurdum. ''Şu adrese lütfen.'' Adam bana şöyle bir bakıp, ciddi olup olmadığımı kontrol etti. Kafamı olumlu anlamda sallayıp dışarıyı izlemeye koyuldum. Alt tarafı bir bardı. Ne olabilirdi ki.

Boş, koca bir disko topuna benzeyen binanın önünde durduk. Parayı uzatıp indim.

İnmemle bir kolun belime sarılıp yüzünü boynuma gömmesi bir oldu. ''Puantiyeli?'' gözlerimi kocaman açıp ondan kurtulmaya çalıştım. '' Bu konuyu sonra halledeceğiz, gel benimle.''  Eliyle ağzımı kapatıp siyah bir arabanın kapısını açıp beni ön koltuğa fırlattı. Kendisi de hızla sürücü koltuğuna oturup  ruhsuz gözlerle beni süzdü. ''Bu halin ne?''  tam cevap verecekken arabanın arka camı büyük bir gürültüyle kırıldı. Yiğit bir küfür savurup arabayı çalıştırdığında, emniyet kemerimi takmaya çalışıyordum.  Otobana çıktığımızda bana döndü ''Direksiyonu tut.''  İkiletmeden direksiyonu tuttum, cebimden telefonumu alıp birşeyler yaptı. Geri bıraktığında yerime geçtim.

'Dur dur arabayı lütfen.'' gözlüklerini çıkarmamış deli gibi hızla sürmeye devam ediyordu. ''Yiğit durdur arabayı!'' el frenini çekerken araba asvalt yolda kaydı. İki taraftan da gelen insanlara baktım. ''Yiğiiit'' dediğimde motorsikletten inen adama kamyon çarptı. 

Yiğit alayla gülümserken ben şok olmuş durumda , iki tarafımızdan da gelen silahlı adamlara bakıyordum. 

''Arabadan çıkma sakın.'' dediğinde koşarak arabadan çıktım. ''Yardım edin ! Yardım edin! Bu adam çıldırmış! Ben onunla değilim!'' diyerek o adamlara doğru koştuğumda çoktan silahlarını çıkartmış, bana doğrultmuşlardı bile. Geriden geriye yiğite doğru koşup ,üstüne atladım. '' Kesinlikle seninleyim. Kesinlikle seninleyim.'' dediğimde gözlüklerini çıkardı. Adamlar bize ateş ediyordu, çocuk ise güneş gözlüklerini yeni çıkarıyordu. Çocuktaki rahatlığa bakarmısınız ?

'' Ne dedim ben?''

''Arabadan çıkma sakın.''

''Sen ne yaptın?''

''Arabadan çıktım.''

Güneş gözlüklerini geri takıp bize ateş eden adamlara baktı. '' Sena , anla artık. Ya benimle güvendesin yada onlarla 'güvendesin'''  delirmiş gibi onu sarsıp ''seninle güvendeyim!'' diye bağırdım.

Adamlar ise ateş etmeye devam ediyordu.

''Güzel tut şunu.'' diyip elindeki silahı bana verdi.  Önüme kurşun düşünce çığlık attım. Elimdeki silahı alıp birkaç el o tarafa sıktı.''Teşekkür ederim.''

''Lütfen insanları öldürme, lütfen , lütfen.'' şoka girmiş gibi titriyor  biryandanda ona anlatmaya çalışıyordum. Arabaya eğilip bir kutu çıkardı. Açtığında ağzım şokla aralanmış, nefeslerim düzensizleşmiş ve sesimi kesmiştim. TARAMALI TÜFEĞİ NERDEN BULMUŞTU? 

Bu halimi görünce birkaç saniye durdu. ''Anlıyorum şoktasın. Ben gidip onlarla konuşayım olur mu ?'' dediğinde kafamı salladım. ''Baksana'' dedi '' Sana yalan söylemeyeceğim. Gidip onları vuracağım.'' Gözlüklerini çıkartı bana sırıttı. '' Bu arada güzel araba kullanıyorsun.''

Gözlüklerini takıp bana biraz daha eğildi. '' Burada bekle, birazdan dönerim.'' Silahın kapzasını çekti ve çıkırt diye bir ses çıktı. Sonrasında sadece ard arda gelen silah seslerini duydum. Ve büyük bir patlama.

Elindeki silahı döndürerek yanıma geldiğinde, gözlerimi gözlerine diktim. Koşuşturmacada saçlarım dağılmış, tekrar kıvırcıklaşmıştı.

Bileğimden tutup tekrar ön koltuğa beni sabitledi. Emniyet kemerimi bağlarken gözlerini benden başka her tarafa dikiyordu, ama inatla ona bakıyordum.

Yolculuk boyunca konuşmadık. Biliyordum ki hiçbir cevap vermeyecek, sorularım yanıtsız kalacaktı. Bende olayın şokunu atlatmak için sustum. O ise 1 kere bana bakmadı. Araba durduğunda büyük bir otelin önünde durduğumu gördüm. Kafamı ona bakmak için çevirdiğimde yerinde yoktu. 

Kapımı hızla açıp, dirseğimde tutup beni dışarı sürükledi. Çırpınıyor bırakmasını söylüyordum, dinlemedi. 

Ne zaman dinledi ki beni zaten.

Danışmadaki esmer kıza gülümseyince , kız ona bir anahtar uzattı. ''İyi geceler yiğit bey.''  diyip gülümsediğinde bir an dikkatim dağılmış, kendimi havada bulmuştum. 

''İndir beni.'' diyip saçını çektiğimde bana bakmayarak gülümsedi. ''Böyle hırçın olman çok hoşuma gidiyor, devam et.''   Dudaklarım aralanmış, tuhaf bir şekilde ona bakarken beni umursamadan bir odaya soktu. Tek ayağıyla kapıyı kapatırken, beni birden yatağa fırlattı. Koca yatağın üstünde saçlarım dağılmış, kıpkırmızı bir halde ona baktım. Patlamadan sonra ilk defa gözlerini üzerime sabitleyip bana baktı.

''Yatağıma yakışıyorsun.''

Yetenek AkademisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin