Kuzey ormanı

11.8K 782 42
                                    

'' O kız Yiğit'e bağırdı mı ? ''

Herkes adının Ali olduğunu öğrendiğim çocuğa dönerken , gözlerimi bir an olsun kırpmıyordum. Sınıfın tekrar dikkatini çekmiş olacağız ki , herkes bize dönmüştü. Doğrusu böyle bir manzara görsem bende şok olmuş bir biçimde bakardım. Kırmızı görmüş boğaya benziyorduk. Tek fark ben nefretle ona bakarken o ifadesiz  biçimde dibimde duruyordu.

2 adım geriye attığında onu inceledim. Dar beyaz gömleğinin ilk iki düğmesi açıktı. Ceket giymesini beklemiyordum, giymemişti zaten. Ellerini ceplerine sokup sınıfa döndü.

''Göster bize , puantiyeli.''  Durduğum yerde duruyor, tek söz söylemeden suratına bakıyordum.

Pencereye doğru yürüdü. Kulağındaki kırmızı siyah değişik küpe şimdi parlıyordu. Sesiyle kendime geldim.

''Yeteneğin ne ?''  Bakışlarımı ayakkabılarıma indirdim. Ne de güzeldi. Babaannemle almıştık. Benden bir cevap gelmeyince pencereyi açtı.

''Gerçekten bir yeteneğin varsa, ordaki Kuzay ormanını görüyor musun ? Eğer o ormanı geçip gelirsen, seni kabul ederim.''

Gösterdiği ormana baktım. Uçsuz bucaksız görünüyordu. Yemyeşil arazide hiçbirşey seçemiyordunuz.

Ne zaman geldiğini bilmediğim Gökçe konuşmayı devralmıştı. '' Orası tehlikeli.Bizim gitme iznimiz yok.'' 

Yiğit onu duymamış gibi kapıya yürümeye başladı. Tam yanımdan geçip gidecekken durdu. Kulağıma doğru eğilip '' Kimse seni zorlamıyor, puantiyeli.''  Yedireceğim bu lafı sana diye düşündüm ''Peki varım.'' yüzüme bir sırıtış yerleştirip bu sefer ben kulağına yükseldim.

''Kendi ateşinde yanman dileğimle .''

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ormanın önünde 5 dakikadır erafa bakıyordum. Ürkütücüydü. Bir adım atmıştım ki Gökçenin sesini duydum. '' Hey dur dur, bizde geliyoruz.'' Koşmaktan kızarmış suratıyla gülümsüyordu.

''Hey ben Nida.'' gülümseyerek uzattığı elini sıktım. Kız resmen '' Sen sus, fiziğim konuşsun '' diye bağırıyordu. Uzun boyu da ona katkı sağlıyordu tabii.

Arkasında kollarının ucunu sıkı sıkı parmaklarıyla tutan kıza döndüm. Göz teması kurmaktan kaçınıyor, ne diyeceğini bilemiyor gibiydi.

Aklıma ilk gelen şeyi yapıp ona sarıldım. Madem kollarını saklamak istiyordu, yardım ederdim. Ondan ayrıldığımda biraz rahatlamış gibiydi. '' Arzu '' dediğinde kafa salladım.

Gökçe saçını kulağının arkasına sıkıştırarak '' seni yalnız bırakmak istemedik.'' dedi.

Yer ayaklarımın altında sallanırken , gökçe beni bir ağacın arkasına çekmişti.  Nida bağdaş kurmuş oturuyor, gökçeye bakıyordu.

''Kullan.'' birden Arzu Nidaya döndü. '' Yiğit'in oyununda en yakın arkadaşını buraya çağırıyorsunuz, düşüncelerine girerek. Bu saçmalık!''

Nida sırıtmıştı. '' Kendi isteğiyle geleceğini kim söyledi ?'' Bağdaş kurduğu yerde ellerini başına koydu, aradan 5 dk geçmişti ki bugün camdan içeri atlayan çocuk gelmişti. Hepimiz ayakta kaçmaya hazır bekliyorduk. Ne olur ne olmazdı. Bir manyağa bulaşmıştım, ikincisi beni aşardı.

''Tüm planı düşüncelerine söyledim.'' Çocuk bana bakmadan Arzuya odaklanmıştı. Arzu ise transa geçmiş gibiydi.

'' Siz bittiniz.''

Yetenek AkademisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin