Yiğit gaza basarken adeta çığlık atarak ona döndüm. ''Beni öptün!''
Sıkı sıkı direksiyonu tutup manevralar yaparken dediklerimi pek umursuyor gibi durmuyordu. '' Evet seni öptüm.'' arabanın izin verdiği müddetçe ellerimi iki yana açıp ona bağırdım '' Beni nasıl öpersin?'' alayla gülümseyip, bir anlık gözlerini yoldan ayırdı '' Uygulamalı mı göstermemi istersin, yoksa anlatayım mı?'' dediğinde araba sağa savruldu.
Hem sinirden, hem utançtan kıpkırmızı olduğuma emindim. Beni ciddi ciddi öpmüştü.
Suratım düşerken kafamı ondan tarafa çevirmemeye çalıştım.
''Bana bak.'' dedi. İnatla ona dönmüyor, camdan geride bıraktığımız son model arabaları süzüyordum.
''Puantiyeli.'' gözlerimi kapattım. Beni sinir ediyordu.
''Kahretsin bana bak!'' diye bağırıp direksiyona vurduğunda otomatikman yüzümü ona dönmüştüm. Eliyle arkada bıraktığımız kırmızı üstü açık arabayı gösterdi. '' Seni öptüğümde olan bu.'' dediğinde şaşırmıştım. Kırmızı son model olan araba yanıyordu. Hemde büyük bir alevle.
Arabaya bakmamaya çalışıp önüme döndüm. Yan tarafımızdaki arabanın penceresi inerken çocuk Yiğite bir el hareketi çekmişti.
''Sena direksiyonu tut.'' dediğinde ikiletmeden dediğini yaptım. Lakin çok soğuk konuşuyordu. Ben direksiyonu tutarken, kendi camını açıp elini dışarı uzattı.
Ona el hareketi çeken çocuğa denizci selamı verdikten sonra, tekerleklerinin ateş aldığını gördüm.
''Adil bir yarış olmalı.'' dedim ona bakıp. Herkesi yakıp kül edemezdi.
Derin bir kahkaha attı.
''Melek, burada adil kavramı yoktur.'' direksiyonu ona bırakıp, kendi penceremi açtım, tam başımı dışarı uzatacakken, saçlarım omuzlarıma döküldü.
''Ben yanındayken saçlarını toplama.'' diyişine aldırmadım. Başımı pencereden uzattığımda saçlarım önüme gelmiş uçuşuyordu. Tam arkamızdaki turuncu arabadan bir kız, benim gibi pencereden kafasını uzatmış, ellerini bana doğru doğrultmuştu. Biraz sonra tepeme yağan yağmura baktım.
Şaşkınlıkla kaldırdığım kaşlarımı, alayla tekrar çattım.
Madem kural yoktu, bende kendi kurallarıma göre oynardım.
Torpidoyu açıp, içinde irili ufaklı içkilere, su şişelerine baktım.
Bir su şişesini alıp, tekrar başımı dışarıya uzattığımda Yiğit merakla bana bakıyordu.
''Biraz yavaşla, ve sola kır.'' dediğimde dediklerimi yaptı.
Kızın hizasına geldiğimde elimdeki su şişesini kafasına fırlattım.
Bingo.
Yelloz, kimle oynadığını bile bilmiyordu üstelik.
Küt diye yerime oturup, pencereyi kapattığımda Yiğit önüne bakıp sırıtıyordu.
''Ne sırıtıyorsun?'' dedim, ona bakmaktan kaçınıp.
''Hiiiç.'' diyip gaza daha fazla bastı.
Yarışa 6 araba başlamamız gerekiyordu, lakin yiğit beni öptüğünde kırmızı araba yarış çizgisinde yanmış, tekinin tekerleklerini yakmış, ben ise turuncu arabadaki kızın kafasına su şişesi fırlatmıştım. Ve durumu pek parlak sayılmazdı.
Böylece geriye 2 arabayla biz kalıyorduk.
Hızla ileriye savrulduğumuzda Yiğit bir küfür etmişti. Önümüzdeki mavi araba hızını azaltmış, bilerek bize çarpıyordu.
Yiğit elini arabaya uzattığında beklemeden elini tuttum. Tam ben ''o arabayı yakamazsın.'' diyecekken, araba alev aldı.
Araba yandığı halde yoluna devam ederken, gözlerimi kocaman açmış arabaya bakıyordum. Biraz sonra alevler söndüğünde, arabanın camı açıldı. Şu yarışta ceketimden tutan çocuktu bu. ''Ne demişler, düşmanını dostundan daha yakın tutacaksın.'' diyip güldüğünde çocuğa gözlerimi devirmiştim.
Tam bir drama kraliçesi gibi davranıyordu.
Yiğitin birşey yapmasına fırsat vermeden, torpidoyu açıp içinden bir içki şişesi aldım.Camı açık olan arabaya yeterince yakındık. Şişenin kapağını hızla döndürüp açtım. İçki şişesini suratına fırlattığımda direksiyonu tutmayı bırakmış, ve araba yoldan çıkmıştı.
'' Sen torpidoyu pek sevdin.'' diyip güldüğünde, elimle ona ''okey.'' işareti yapıp yerime oturdum.
Geriye sadece 1 araba kalmıştı.
Arabanın yanına yaklaştığımızda, Yiğit direksiyonu sıkı sıkı tutup bana döndü.
Terlemiş, ama havada olan saçları inmemişti.
''Öp beni.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yetenek Akademisi
Fantasy''Yanan elleri bir tek bana işlemezken alev alev olan gözlerini bana dikti. O zaman sadece ellerinin değil gözlerininde ateş aldığını farkettim. Başlı başına bir yangındı ve benide yakıyordu.'' Birçok yetenek, güç, hayat. Hepsi bir okulda okurken...