VAVEYLA BÖLÜM 2 – SORGU ODASI
Genç kız, Yıldırım'ın kollarına baygın bir halde yığıldığında her zaman olduğunun aksine Yıldırım birkaç dakika bocalamıştı. Kızın yüzündeki masumiyet o kadar inandırıcı gelmişti ki ona, bu mesleğe altı yılını vermese ve her türlü kötülükle karşılaşmamış olsa, neredeyse kızın masum olduğuna inanacaktı.
"Araç geldi," dedi kulaklığındaki ses. Yıldırım girmiş olduğu düşünce aleminden çıkmış, kızın neredeyse bir kuş kadar hafif olması dolayısıyla rahat adımlarla evden çıkmıştı.
Kızın kucağında baygın olması nedense vicdanını rahatsız etmişti. Bayıltmadan da sessizce kaçırabilirdi fakat kız ile göz göze gelmek, ruhunda bir yerleri acıtmıştı.
Normal bir zamanda taş kalpli olan Yıldırım aklından çıkmayan bu düşünceler dolayısıyla oldukça huzursuzdu. 'Yaşlanıyorum galiba' diye geçirdi içinden.
Oysaki henüz 28 yaşındaydı, ama ruhu olduğundan daha çok yaşlanmıştı. Gerek zorlu mesleğinde yaşadıkları gerekse karakterindeki bu sertlik yüzünden, olduğundan çok daha olgun biriydi.
Apartmandan çıkmış, kapının önündeki siyah jipe doğru hiç kimsenin dikkatini çekmeden yürümüştü.
Ön koltukta oturan Can'a başıyla selam verdi ve kızı arka koltuğa yatırdı. Eterin etkisinin bir saat kadar sürmesi gerektiğinden şu anlık hiçbir sorun çıkmadan merkeze gidebileceklerdi. Bunun rahatlığıyla ön koltuğa oturdu ve emniyet kemerini bağladıktan sonra yola çıktılar.
Devletin gizli bir biriminde çalıştıkları için, merkezleri ıssız bir dağda, ağaçların arasındaydı. Devletteki sayılı birimler varlıklarını biliyordu. Tüm işleri yüksek gizlilik içeriyordu. Sorgulamalar bitttikten ve operasyon tamamlandıktan sonra suçlular tutuklanıyor ve yine gizli bir şekilde hapishaneye yollanıyordu.
"Nasılsın abi?" diye sordu Can. Henüz ekibe yeni katılmıştı bu nedenle daha basit işlerde çalışıp, deneyim kazanması için onu ekibin yüksek mevkili üyeleri eğitiyordu. Bu eğitimler oldukça zorlayıcı olduğundan Can'ın konuşacak pek kimsesi yoktu. Fakat Yıldırım'a karşı bir sıcaklık hissettiğinden ve ondan öğrenebileceği çok şey olduğunu bildiğinden Yıldırım ile yakınlık kurmak istiyor, bunun için çabalıyordu.
"İyiyim, sen?" diye cevap verdi Yıldırım , gayet sade ve rahat bir şekilde. Can tüm dikkatini yola odakladığından, farkında olmasa da Yıldırım takip edilip edilmediklerine her on dakikada bir bakıyordu. Can'ın öğrenmesi gereken daha çok şey olduğunu biliyordu bu nedenle sert davranmamaya ve onu meslekten soğutmamaya çalışıyordu. Fakat deneyimli bir elemanının dikkatsizlik yapmasına kesinlikle müsaade etmezdi.
En sert şekilde tepkisini koymaktan kaçınmaz, gerekli işlemleri yapardı.
"İyi abi bende," dedi Can ve daha konuşacak bir şey aklına gelmediğinden sessizliğe büründü.
Yıldırım, onun için işlerin iyi gitmediğini ve oldukça zorlandığını tahmin edebiliyordu. Daha çok gençti ve zorlanması da oldukça normaldi.
Kendisinin ekibe ilk katıldığı yılları hatırladığında içi kasvet bulutlarıyla kaplandı.
Henüz üniversiteyi yeni bitirmişti ve 22 yaşına kadar sıradan bir insandı. Mimarlık fakültesi mezunuydu, hemen bir iş arayıp kendisine ailesinden bağımsız bir hayat kurmak istiyordu. Normalde ailesini çok seviyor, hele babasına neredeyse tapıyordu. Fakat Yıldırım 18 yaşındayken, abisinin başına gelen o felaket sonrası tüm aile alt üst olmuştu ve Yıldırım o andan sonra o evde bir hayaletten farksız yaşamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAVEYLA
Aksi24 yaşında, zorluklarla tutunduğu ve uğruna mücadeleler verdiği hayata sonunda sımsıkı tutunmuştu. Yeni başladığı bir işi, kendi zevkine göre düzenlediği küçük ama sıcak bir yuvası olmuştu... Şimdi derin bir nefes alıp hayatın tadını çıkarmalıydı...