13- İyileşmeye Yüz Tutmuş Yaralar

0 0 0
                                    


Yıldırım'ın rahat hali İdil'i hem büyük bir meraka hem de korku çukuruna doğru sürüklemişti.

Ancak genç adam aklındakileri söylememekte kararlı bir şekilde bakıyordu.

Bu nedenle İdil de önemsememeye çalışarak arkasına yaslandı.

Dakikalar sessizlik içinde geçip gidiyordu. Nihayet sessizliği bölen İdil'in yorgun ve uykulu sesiydi.

"Şuradan kalk da ayaklarımı uzatayım," dedi Yıldırım'a dönerek.

Genç kızın bu hali Yıldırım'ı şaşırtmış, yüzündeki tebessüme engel olamamıştı.

"Kalkıp çorba yapacaktım zaten," dedi ve meyve suyu bardaklarını tepsinin üzerine koymaya başladı.

Ondan boşalan yere İdil rahatça ayaklarını uzatırken uykulu bir sesle mırıldandı.

"Ben yayla çorbası sevmem haberin olsun," dedi ve uykulu bir şekilde baktı genç adama.

Böyle yaparak Yıldırım'ı rahatsız etmek istese de tavırları Yıldırım'ı rahatsız etmek yerine eğlendirmişti.

Genç adam yüzünde önleyemediği bir tebessümle mutfağa geçmiş, domates çorbası yapmaya başlamıştı.

O mutfakta akşam yemeği hazırlıkları yaparken İdil ilaçların da etkisi ile koltukta kısa bir şekerleme yapıyordu.

Bir haftadır içine düştüğü kaos ortamı ve aldığı darbeler nedeniyle artık bedeni direncini tamamen kaybetmişti.

Koltukta yaklaşık bir saat uyumuştu. Uyandığında hava kararmaya başlamış, Yıldırım ortada ki sehpaya akşam yemeği için hazırladıklarını getirmeye koyulmuştu.

"Çok uyudum mu?" diye sordu İdil üzerindeki uyku mahmurluğunu atmaya çalışarak.

"Bir saate yakın," dedi Yıldırım da salata kasesini koyarken.

"Bir elimi yüzümü yıkayayım," dedi İdil yerinden kalkarken.

İlaçlar hala etkisini gösteriyor olmalıydı ki direkt olarak bir ağrısı yoktu. Ancak tüm uzuvları yaşadığı gerilimden kaynaklı olacaktı ki kasılmıştı.

Hareketleri zar zor güçlükleydi. Yıldırım da onun bedenindeki ağrıların bilincindeydi. Bu mesleğe ilk girdiği yıllar her antrenmandan sonra bedeni ağrılar içinde kalıyordu.

İdil yatak odasındaki banyoya yönelmişti. Çünkü evde başka banyo ve lavabo görememişti.

Kısa süre içinde banyodaki işlerini halletmiş, sofrada onu bekleyen Yıldırım'ın yanına oturmuştu.

Çorbasından bir yudum alırken tepkisiz kalmaya özen göstermişti.

Yemekler gerçekten çok güzel görünüyordu ve tatları da harikaydı ancak İdil bunu belli etmemeye kesinlikle kararlıydı.

Yıldırım'ı bu şekilde mutlu etmeyecekti.

"Nasıl olmuş?" diye sordu Yıldırım ikisinin de çorbaları bitmek üzereydi.

"Eh işte," dedi İdil ifadesiz bir sesle.

"Nasıl eh işte, sildin süpürdün iki dakikada çorbayı," demişti Yıldırım da ses tonundaki keyifli tınının önüne geçememişti.

"Aç olduğum için herhalde," dedi İdil de hemen.

Ancak ses tonundan onun da bu atışmadan keyif aldığı açıktı.

Yıldırım çok üstelemedi. İkisi de ortadaki tavuklu patates yemeğinden koca bir kaşık tabaklarına alıp yemeye başlamıştı.

İdil bir yandan salatanın tadına bakıyor ve sözel olarak ifade etmediği memnuniyeti yerken aldığı keyfe engel olamayarak belli ediyordu.

"Neden evinde bir yemek masası yok," diye sordu İdil merakına engel olamayarak.

Orta sehpada, koltuklara oturarak yemek yemeleri ve evde bir yemek masasının olmaması tuhafına gitmişti.

"Pek ihtiyaç olmuyor," demişti Yıldırım da çok detay vermeden.

"Neden ailen yemeğe gelmiyor mu hiç? Ya da kız arkadaşın falan? Evin güzel ama misafir ağırlamaya elverişli değil," demişti etrafa kısa bir göz atarak.

İkisi de yemeğin sonuna gelmişti.

"Hayır, kimse gelmiyor," demişti Yıldırım da. Nedense bu konuda pek konuşmak istemiyor gibiydi.

Sehpanın üzerindeki tabakları alıp mutfağa yöneldi.

İdil de bedenini bir nebze de olsa açmak için birkaç parça şeyi eline aldı ve onu takip etmeye başladı.

"Ben burada ne kadar kalacağım?" diye sordu. Yıldırım'ın kişisel olarak konuşmak istemediğini fark etmişti.

Yıldırım elindeki tabakları musluğun içine bırakırken bedenini hafifçe İdil'e doğru döndü.

"Neden rahat değil misin?" diye sordu merakla genç kızı süzerken.

"Hayır rahatım ama," demişti İdil bir yandan elindeki bardakları tezgahın üzerine koyarken.

"Yani ne bileyim burada uzun süre kalamam sonuçta," demiş ve susmuştu.

"Neden?" diye sormuştu Yıldırım da. Kızdaki huzursuzluğun sebebini merak ediyordu.

"Doğru değil çünkü," dedi İdil en sonunda pes ederek.

"Yani ev çok küçük, tek bir yatak var. Bu da demek oluyor ki sen koltukta yatacaksın, hoş ben rahatım gerçi de ama yine de doğru değil. Bir kadın ve bir erkek aynı evde kalmamalı," demişti en sonda.

"Yatak sana mı kaldı yani?" diye sordu Yıldırım, İdil'in son sözlerine takılmamıştı. Ona göre aynı evde kalmalarında bir sakınca yoktu çünkü.

"Ee tabi," dedi İdil de gülümseyerek.

Halen daha Yıldırım'a kızıyor olsa da içindeki bir ses onun da sadece görevini yaptığını öğütlüyordu, bu nedenle ilk andaki öfkesi kalmamıştı.

"Ben yaralıyım, üstelik katilim de unuttun mu? Beni sinirlendirmek istemezsin," dedi ve zoraki bir şekilde gülümsedi.

Ne olursa olsun bir cinayet işlemişti ve vicdanı bir an olsun bile susmuyordu.

Yıldırım kararsızlıkla bir an bocaladı. Sanki bir şey söyleyecek ya da bir hamlede bulunacak gibiydi ancak bir şey demedi ve tezgahın üzerindeki bulaşıkları akıtarak makinaya yerleştirmeye koyuldu.

İdil de içeride kalan birkaç parça bulaşığı da getirdi ve el birliğiyle on dakika da tüm bulaşıklar makinanın içindeydi.

"Çay içer misin?" diye sordu Yıldırım. İdil başını olumsuz anlamda salladı.

Oldum olası çayı seven bir insan olamamıştı. Yıldırım da pek çay keyfi yapacak bir modda olmadığından içeriye geçtiler ve biraz önce oturdukları şekilde koltuğa geçtiler.

"İstemiyorsun ama yarın bir doktora gidelim," dedi Yıldırım İdil'in kafasındaki morluklara bakarak.

İdil ise hiç istemiyordu ancak gerçekten de bir doktora gitmesi gerekiyordu. Bu yaraların kendi kendine iyileşmesi oldukça uzun süreceğe benziyordu çünkü.

İdil kitaplığı incelerken Yıldırım da İdil'i inceliyordu. Genç kızın masum olduğunu biliyordu, içinde ilk günden beri susmayan bir sesti bunu söyleyen ve destekleyecek bir kanıtı yoktu ama biliyordu işte.

Hayatta hiçbir şeyden bu denli emin değildi belki. Ama bir kez olsun koşulsuz güvenmek istiyordu.

Öyle de yaptı.

Giderek kızın çekim alanına girdiğini fark etmeden.

İçindeki sesi dinledi ve güvendi ona.

Belki de hayatta kimseye bu denli çok güvenmeden.

Bölüm sonu

27.06.2024

Okuyan arkadaşlardan değerli yorum ve görüşlerini bekliyorum efendimmm. Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın sonraki bölümde görüşmek üzere! 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

VAVEYLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin