VAVEYLA 3. BÖLÜM
Genç kız bitkin bir halde yavaşça gözlerini araladığında ilk başta ne olduğunu fark edemeyerek gerçeklikle rüya aleminde bocaladığını düşündü.
Nerede olduğunu idrak edebilmek adına gözlerini arka arkaya kırptı ve kıpırdandı. Bakışları masaya kelepçeli ellerine kaydığında kanına karışan korku ve adrenalin onun kendisine gelme süresini kısaltmıştı.
Zihnine en son olanlar dolduğundaysa kalbi neredeyse yerinden çıkacak derecede hızla atıyordu.
Hiçbir şeye anlam veremiyordu, koca bir bilinmezliğin içerisinde asılı kalmıştı sanki. Aldığı nefesler kalbine yetmiyordu.
Tam çırpınmak, bağırıp çağırmak için harekete geçmek üzereydi ki odanın içerisine iki kişi girdi.
Biri kadın, diğeri erkek iki güçlü kuvvetli, çevik insanlar oldukları her hallerinden belli olarak, kendilerinden emin bir halde İdil'e doğru yaklaştılar.
Kadın olan masanın karşısındaki sandalyeyi çekip otururken erkek olan elleri masaya dayalı bir şekilde İdil'in yüzünü süzdü.
İdil ise sessiz kalarak yutkunmakla yetinmişti.
Neler olduğunu bilmemenin verdiği korkuya bu insanların kim olduğu merakı da eklendiğinde, bedeni kelepçelere rağmen kaçıp kurtulma isteğiyle kavruldu.
Birkaç dakikalık sessiz bakışmanın ardından kadın olan suskunluğunu bozarak iğneyici bir şekilde konuşmaya başlamıştı.
"İdil Safran, kırmızı bültenle aranan bir terör grubunla bağlantın olduğu tespit edildi. Üst düzey güvenlikli bir yerdeyiz. Anlaşma yok, cezadan indirim yok. Eğer itiraf edersen sana vaat edilen tek şey hayatın. Tutsak ama hayatta olacaksın, çabuk düşünüp elini çabuk tutsan iyi edersin." Kadının her sözü İdil'i hem korkutmuş hemde içinde histerik bir kahkaha atma isteği uyandırmıştı.
"Şaka mı bu?" dedi şaşkınlıkla.
"Ben ve terör mü? Hahaha," dedi istemsizce gülüp arkasına yaslandı.
"Birikmiş paramı da istiyor musunuz? Ne yazık ki hiçbir birikimim yok." Dedi hala onları alaya almaya devam ederek.
Karşısındaki ikili iyice gerilmiş, İdil'in tavrı karşısında ona kötü kötü bakmaya başlamışlardı.
"Kendine gel," dedi kadın. "Bunun şakası yok."
İdil her şeyin gerçek olduğunu, yaşananların bir kabus olmadığını kabullenmeye başlayarak bakışlarını sorgularcasına karşısındaki kadına çevirdi.
"Bakın," dedi ufak bir uzlaşma umuduyla.
"Neyin teröründen bahsediyorsunuz? Ben bilerek bir böceği bile öldürmem."
Kadın bu soruyu bekliyormuş gibi adamın masaya bıraktığı dosyayı İdil'in önüne doğru itti.
"İnsan kaçakçılığı, organ mafyası, uyuşturucu ticareti, çocuk kaçırma, cinayet, al bak her şey dosyada," dedi ve seytani bir şekilde gülümsedi.
Halen daha karşısındaki insanların ne istediklerini anlayamıyordu, tüm bu sayılanlarla bir alakası yoktu.
"Ben hiçbir şey anlamıyorum," dedi güç bela fısıldayarak.
"Anlamıyor musun? Al bak öyleyse," diye söylendi Ebru öfkeyle ve dosyayı açtı.
Dosyanın ilk sayfasında insan kaçakçılığı sırasında bir tırda ölen insanların resimleri vardı, her bir insanın çürüyen bedenleri, kapana kısılmış bir halde ölümü beklemeleri yer alıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAVEYLA
Action24 yaşında, zorluklarla tutunduğu ve uğruna mücadeleler verdiği hayata sonunda sımsıkı tutunmuştu. Yeni başladığı bir işi, kendi zevkine göre düzenlediği küçük ama sıcak bir yuvası olmuştu... Şimdi derin bir nefes alıp hayatın tadını çıkarmalıydı...