15

557 47 38
                                    

"Günaydın."

Duş alıp benim dolabımdan kıyafetler seçip giyinen Mark'ı bir süre izlemiş beni fark etmesiyle de gülümsemiştim.

"Beni mi izliyorsun sen?"

"Ne var yani? Dün gece daha fazlasını gördüğümü hatırlatırım."

Sırıtmış ama başıma yediğim havluyla kıkırdayıp havluyu belime sararak duşa girmiştim.

"Kahvaltı hazırlamadan çıkmana izin vermem Mark! Kahvaltımı hazırla!"

10-15 dakikanın sonunda üzerime salaş bir şeyler giymiş aşağıya inip mutfakta masaya oturmuştum. Mark 10-15 dakikada güzelce sofrayı kurmuş omlet yapıp ortamıza koymuştu. Tabii ki böyle bir şey yapacağını düşünmüyordum ama yapmıştı.

Arada kahvaltı yaparken gözlerim ona dalıyordu. Tarif edemediğim ve sanırım ömrümün sonuna kadar asla tarif edemeyeceğim şekilde aşırı hoşuma kaçıyordu. Ten rengi ve ten rengine uyan o güzel kahve saçları özene bözene yaratılmış gibiydi. Çene hatlarına resmen aşıktım, resmen tatlı yüz hatlarından oluşan bir çocuktan hoşlanıyor gibiydim. Gerçi dün gece pek tatlı davranmamıştı ama.

HER NEYSE.

DONGHYUCK DÜN GECE DÜN GECE DE KALDI UNUT ARTIK!

"Donghyuck çenen düşecek."

"Hm?"

"Ağzın açık bakmaktan diyorum çenen düşecek."

Hemen kendimi toparlayıp, apar topar çatalı elime almış önümdeki domatesleri yavaş yavaş ağzıma tıkmıştım. Arkadaşlar karşınızda Mark Lee vardı, Mark Lee. Nasıl öylece kahvaltımı edebilirdim ki?

"Öğleden sonra mı katılacaksın derslere? Baştan söyleyeyip böyle asla çıkmam ve ayrıca makyaj yapmaya da üşeniyorum. Yani beni ikna edemezsin. Kendin git gideceksen."

Konuyu bi anda değiştirme fikrine kapılmış yemeğine devam etmiştim.

"Okula gideceğimi kim söyledi?"

"Ne?"

Ayaklanıp arkamdan geçecekken tam da arkamda durmuş elini belime götürmüştü.

"Bu gece de burada kalacağım Donghyuck."

Yanağımı öpmüş, dün gecenin dağınıklarını toplamaya başlamıştı. Dün geceki gibi bir şeyler tekrar tekrar yaşanırsa arkadaşlar bende kalp denilen şey kalmayacaktı gerçekten.

Biraz masada kalıp bir şeyler atıştırdıktan sonra sofrayı toparlamış Mark'ın açtığı diziyi izlemek için bende koltuğa uzanmıştım. Dizlerimin aşağısı full Mark'ın dizleri üzerindeydi ve arada bacaklarıma dokunuyordu.

"Mark ellerini çeker misin?"

Uyarmamın aksine bacaklarımı dizlerine biraz daha çekmiş, eliyle şortumu ittirip bacağımın iç kısımlarına dokunmaya başlamıştı. Bakın bana bir şeyler oluyordu, ve ne olduğunu bile bilmiyordum.

"Tekrardan duş almamı gerektirecek bir harekette bulunma Mark."

Elimdeki telefonu kenara bırakıp ona baktığımda şortumun kenarlarına elini götürmeye başlamış ve hafif hafif çekiştirip bırakmaya başlamıştı.

"Şu an sana dün geceyi tekrar tekrar hatırlatmak istiyorum."

---
Bakim burda da smut isteyecekmisiniz aklımsa taslak kurdum da emin olamıyorum sizden ayrıca normalde dün 2 bölüm atcaktım atmadkm onjn için 4 bölüm fırlattım bitsin artık bu bu arada önceki bölümlere bakın bakem

on gün etkisi, markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin