19

491 49 8
                                    

Mark Anlatımından;

"Seni kimin tuttuğunu bana söylersen, aldığın paranın kat ve katını sana ödeyebilirim."

"Para aldığımı kim söyledi?"

"Bu işi yapman için birinin sana bir teklifte bulunması gerekiyordu."

"Ha, biz o işi patron ile aramızda hallettik."

Karşımdaki Taylandlı çocuk, ağzını açıyor ama işime yarayacak tek bir şey bile demiyordu. Yıllarca casusluk yapmamıştım ve bu çocuktan başka bir kurtuluş yolumda yoktu.

Videoyu yayan kişi Donghyuck'u hedeflemiş sadece onun atılmasını sağlamıştı. Beni koruyan neydi, ne olmuştu bilmiyordum işte.

"Kahveyi ödersin."

Taylandlı çocuk gözlüğünü takıp ayaklanıp kafeden çıktığında bende ayaklanıp Donghyuck'u görmek için çalıştığı kafeye ilerlemeye başlamıştım. Jeno ve Jaem okula gelmediğinden benimde okula gitme isteğim kalmamıştı. 30 dakika gibi bir sürede çıktığım kafeden Donghyuck'un çalıştığı kafeye gelmiş, içeriye girerek sarı saçlı çocuğa selam vermiştim.

"Selam, Donghyuck yok mu?"

"Erken çıktı o, arkadaşı gelmişte."

"Hangi arkadaşı?"

"Uzun boylu mavi saçlı çocuktu."

Sırıtmış, kasanın altına uzanıp saklanan Donghyuck'la bakışmıştım.

"Uzun mavi saçlı çocuk kimdi ki acaba?"

Oflayarak sıranın altından çıkmış, sinirle elindeki bezi tezgaha atmıştı.

"Ne istiyorsun?"

"Bir şey istemiyorum, 5 dakika sonra çıkacağını biliyorum. Kapıdayım."

Gülümseyip dışarıya çıkmış, bir kaç dakika içerisinde çıkıp yanıma gelmesiyle ikimizde yola koyulmuştuk.

"Görüşmeyi kesmemiz gerekiyor."

"Neden?"

Bi anda kendi kendine verdiği kararla durup ona dönmüştüm.

"Okulda adım çıkıyor, buna rağmen yanımda olman seni de kötü yapar. Hem Jaem'i seviyorsun sanırım araları Jeno ile bozuk fırsatını kolla."

"Sen ne yapacaksın? Jeno ile mi çıkacaksın?"

Bana gözlerini devirip yürümeye başlamıştı.

"Jeno ile değil belki ama hayatıma birini alacağım. Hayatımın sonuna kadar sana aşık kalmayacağım yani."

Onu başımla onaylamış ve başımı iki yana sallamıştım.

"Ben seninle görüşmeye devam edeceğim. Sen benimle görüşmek istemesen bile."

Gözlerinin içinden bir parıltı geçip hemen sönmüştü. Yine de pek takmamış çalan telefonumu açıp kulağıma götürmüştüm.

"Efendim?"

"Benimle 10 dakika içerisinde buluşursan sana bu planın her şeyini anlatır ve kanıtlarla gösteririm."

"Fikrini ne değiştirdi?"

"Yalnız polis yok ve şartım var."

----
Telefonum bozuk olduğu için bu kadarla idare edin lütfen🥺
Önemli yeri size göstermedim, başka bir bölümde göreceksiniz.

on gün etkisi, markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin