---
"Kim sana benimle uyu dedi? Her yerim ağrıyor of!"
Sızlana sızlana kalkmış, sertçe Mark'ı uyandırmıştım. Annem ve babam senelerdir kullanmadıkları yataklarını kullanınca haliyle geri odama dönmüş yaratsız yatağıma yatmıştım. Biraz mırın kırınla geri uzanıp rahat pozisyon aramaya çalışırken Mark üzerime eğilip dudaklarıma küçük buseler kondurmuş sonrafa boynuma bir kaç öpücük kondurduktan sonra tüm vücudumu vücudunun üstüne yerleştirmişti.
"Böyle rahat mısın?"
Başım omuzları ve göğüsü arasında bir yerde duruyordu. Bu yüzden her şekilde kalbinin sesini duyabiliyordum ve evet hızlı, bir o kadarda güzel bir ses doluyordu kulağıma. Kalp atışlarının sesi bir süre sonra normale döndüğünde başımı kaldırıp çenesinin altından Mark'ı izlemeye başlamıştım. İçimden saatlerce Mark'ı öpmek geliyordu. Saatlerce öpüp onu sinir etmek geliyordu. Hatta belki yanaklarını bile ısırabilirdim.
Kaç saat aynı pozisyonda kaldığımızı bilmiyordum ama ben kollarım Mark'ın göğüsüne yaslı çenemde kollarımda Mark'ı izliyordum. Uyandığımdan beri uyumamıştım.
"Günaydın,"
Kıkırdayıp beni yatağa bırakmış kafasını boyun giriltime sokarak derin bir kaç nefes almıştı. Dudaklarının arasından memnun olduğunu belli eden mırıltılar çıkarıyor, burnunu tenime sürtüyordu.
"Tüm gece beni mi izledin?"
"Hayır, yeni uyandım bende."
"Yalancı."
Kıkırdayıp bana sarılarak gözlerini yumduğunda, annem odaya gözlerini eliyle kapatarak girmişti.
"Donghyuck, girebilir miyim?"
"Gözlerini açabilirsin anne."
Zaten çoktan girmiş anneme gözlerini açabileceğini söylediğimde annem şirince gülümseyip elini gözlerinden çekmişti.
"Hadi kahvaltıya gelin, bekliyoruz oyalanmayın."
Annem odadan çıktığında Mark'ı kendimden uzaklaştırmış kalkmasını sağlayarak ayaklanıp odanın dışındaki lavaboya girmiştim. Ben elimi yüzümü yıkarken Mark'ta yanıma gelip kalçasıyla kalçama vurarak beni ittirmişti.
"Ya Mark! Sabah sabah hiç şaka kaldıramam gerçekten."
Mırıldanıp saçlarımı arkaya atmaya çalışırken Mark nereden bulduğunu bilmediğim tokayı saçımdan geriye doğru bir tutam alarak taramıştı.
"Eski sevgililerinin tokasıyla niye saçımı bağlıyorsun sen?"
Koluna elimi vurmuş tokayı çıkarıp eline vermiştim. Romantik olacağım diye eskilerinin eskilerini veriyordu bana.
"Kendim kullanıyordum Donghyuck."
Saçlarımı düzeltip lavabodan çıkmış, anneme yardım ettikten sonra oturmuştum. Normalde anneme yardım etmezdim ama pek mutlu olmasam da annem kardeşimi taşıyordu karnında.
"Mark, akşama da kalacak mısın? Ona göre erken gelmeye çalışacağız biz de."
"Kalmayacak kız arkadaşıyla görüşecek anne önemli işleri var."
Dün kızla randevu ayarladığından zaten ona sinirliydim. Hayır olmayalım dediysem de yani neden birine de koşardı ki insan?
"Evet, birine sözüm var. Bir partiye katılacağım da size de konumu atayım sizde gelin hatta."
Aradan geçen 5 dakika da, Mark annemin telefon numarasını almış bir de konum atmıştı. Annemde kendini iyi hissederse geleceğini söylemişti. Saol anne ya!
Bir kaç saat sonunda annemle babam kontrol için doktora gittiğinde haliyle Mark ve ben evde kalmıştık.
"Maşallah, kendi evin gibi yayılıyorsun evimde."
Yanıma oturup bacaklarını sehpaya uzamasıyla daha da bir sinirlenmiştim. Beni öpmüştü şimdi de kızla görüşecekti.
"Yani defalarca burada kaldım, hatırlamıyor musun?"
Yüzündeki sinsi gülüşe göz devirmiş aksine yapmacık bir gülümsemeyle yumruğumu kaldırmıştım.
"Hatırlamak ister misin? Yumruğumu?"
"Daha başka şeyler hatırlamak isterdim."
"S#ktir git evimden cidden!"
Yine kıyamayıp yüzüne değilde omzuna sert yumruk atmış dizime dönmüştüm. Bu çocuk gerçekten beni deli edecekti gerçekten!
---
Hayatınızda bu kadar iğrenç ve bu kadar kısa bölüm görüyor oluşunuzun ilki biliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
on gün etkisi, markhyuck
Short Storyfullsun; biliyor musun, bir öpüşmenin etkisi 10 gün sürüyormuş ohcanada; yani? ...