"Mark ben senin kafanı s#keyim!"
Söylene söylene atıldığım okula Mark'ın israrı üzerine gidiyordum. Salak çocuk sabahın bilmem kaçında beni yola dökmüştü üstelik telefonumu açma zahmetine bile girmemiş beni okulda konferans salonunda beklediğini söylemişti.
Okula girmiştim, nasıl mı? Okulun arka kapısından içeriye sızarak.
Gizli gizli son kata kadar çıkmış Konferans salonuna girdiğim gibi Mark'a seslenmiştim.
"Mark! Neredeysen çabuk çık, ile geç kalıyorum!"
Aşırı yorulduğumdan boş bulduğum koltuğa oturmuş soluklanırken projeksiyonun açılmasıyla karşıya bakmıştım. Mark, elinde kumandayla Jeno,Jaem, benim ve onun olan fotoğrafı ekrana yansıtmıştı ve ışıkların açılmasıyla salonun dolu olduğunu görmüştüm.
"Ben Mark Lee, beni tanıyan tanır. Tanımayanda 1 hafta önce sevgilimle sızan videodan yeterince iyi tanıyor zaten. Ama sizce de bir şey garip değil mi?"
Salondan uğultular gelmeye başladığında gözlerim Jeno ve Jaem'i aramıştı.
"Sizce kim Donghyuck'u attırmış ve benim kalmamı sağlamıştır ki?"
Elindeki kumandaya basıp bizi keserek Jaem ve Jeno'yu gösteren fotoğrafı öne çıkarmıştı.
"Burada 2 suçlu var ama biri olayı sonuçlandırdı."
Yine uğultular artmaya başladığında Mark devam etmişti.
"Size dizilerde bile göremeyeceğiniz aşk üçgenimizden bahsedeyim. Ben Mark Lee, zamanında Jaemin'den hoşlanmıştım. Benim çok yakın arkadaşım Jeno Lee, sırf etrafındakilerle yetinemeyip hoşlandığı kişi ona pas vermedi, hoşlandığı kişi benden hoşlanıyor olduğu için Jaemin ile görüşmeye başladı. Kulağa tuhaf geliyor ama öyle."
Mark çok kelimesini vurgulamıştı.
"Neyse neyse, hikayenin çiftleri ben ve erkek arkadaşım Donghyuck Jaem ve Jeno."
Erkek arkadaş mı? İyi de biz Mark'la çıkan çiftler değildik. Biz takılmıştık sadece.
"Otel odasına kamerayı koyan kişi burada değil ama koyduran kişi Lee Jeno. Lee Jeno sebebini söylemek ister misin?"
Uğultu çıksa dahi Jeno ortaya çıkmadığında Mark boğazını temizleyip söze girmişti.
"Donghyuck, her seferinde Jeno'yu benim yüzümden red etti. Jeno bunu geç olsa da anladığında üstüme bir suç yüklemek istedi ama bunu nedense yapamadı da, yani anlayacağınız videoyu salan kişi Jeno değil. Sizce kim?"
Mark tekrar kumandaya dokunduğunda ekranda sadece Jaem vardı. Jaem olamazdı değil mi?
"Erkek arkadaşı erkek arkadaşıma aşık, ve onun adını kötüye çıkarmalı değil mi? Videomuzu sızdırdı ama ben atılmadım. Ama o atıldı çünkü abisi Lee Taeyong'u bir tek o attırabilirdi. Müdür Lee şu an diğer öğretmenlerimiz gibi uyuyor ama her neyse. Jaem, sırf kıskandığı için çok yakın arkaşının eğitim hayatını umursamadı ve abisine olayları yalan yanlış anlatarak Donghyuck'un okuldan atılnasını sağladı. Jaem diyeceğin bir şey var-"
"Saçmalık! Kanıtın yok! Neden Donghyuck'a bir şey yapayım?"
Jaem, öne doğru atıldığında sahneye doğru Jeno peşine ilerlemişti.
"Buna ne dersin?"
"Şartımı biliyorsun, yerine getirmezsen de seni mahvedecek şekilde planı bozarım. Anlaştık mı Jaemin?"
"İstediğin şey abimin numarası halloldu bil."
Açılan ses kaydından sonra bu sefer laflar Jaem'e doğru atılmıştı. Bir kaç kişi bana acıyor nasıl bu çocuğu yanımda taşıdığımı düşünüyordu. Nasıl fark etmemiştim?
Ayaklanıp sahneye çıkarak önce Jaem'i ittirmiş sonra da üzerine çıkıp yumruk atmıştım.
"Sen sözde en yakınımdın! İyi olup olmadığımı kontrol etmek için bile geldin!"
"Jeno senden hoşlandığından beri hiç bir zaman yakın arkadaşın olmadım ben!"
"Sırf sen hoşlanıyorsun diye altında bir sebep yokken her yerden çocuğu engelledim! Sırf sen üzülüp kırılmayasın diye!"
"Ama yine doymadın benden hoşlanan çocukla çıkıyorsun bak!"
Arkamdan birinin desteğiyle ayaklanmış, Jaem'in üzerinden çekilmiştim. Mark sadece kenarda izlemişti ve bir anda ağzından tahmin bile edemeyeceğim cümleler çıkmıştı.
"Na Jaemin, sen bencilin tekisin. Elinde Jeno olsun istiyordun ama sırf arkadaşın mutlu olmasın diye beni de kaptırmak istemedin."
Mark'ın gözleri parlamak yerine, soluk soluk bakıyordu. İlk defa Jaemin'e karşı sadece boş bakıyordu ilk defa.
"Videoyu çekmesini sağlayan kişi Jeno, yayan kişi de Jaemin."
Konferans salonuna dönmüş son sözlerini söylemişti. Jeno'nun desteğini aldığımı fark edince ondan da uzaklaşmıştım ve içeriye müdür Lee'nin girmesiyle herkes sus pus olmuştu.
"Ne oluyor burada?"
"Bizde sizinle konuşmaya geliyorduk Bay Lee."
---
Aradan geçen 5 dakikanın ardından ben, Mark, Jeno, Jaemin sırasıyla dörtlü koltuğa oturmuş bekliyorduk. Mark'ın tüm kolu belimi sarmıştı ve sadece benimle muhattap olarak burnunu kulağıma sürtüyordu. Ben ise arada bir dirseğimde karnına vuruyordum ama acısada tınlamıyordu. En sonunda yüzüne yapıştıracaktım ama!
Müdür içeriye girdiğinde Jeno ve Jaemin'in okuldan atılmasını talep etmiş Mark'ın demesiyle de okula geri dönmek istemiştim. Eğer okuldan atılmazlarsa polise gideceğimi söylediğim için kabul etmişlerdi.
Jeno anlattığına göre yapmadığını vazgeçtiğini söylemişti, Jaem de evinde bulduğu flashı film için olduğunu sanmış ve içindekileri gördükten sonra da o anlık sinirle yaptığını söylemişti. Doğruyu söylemek kırmıştı ama en yakınımın bile arkamdan iş çevirmesi beni üzmemişti.
Şimdi ise ellerimi yüzümü yıkamış iyice ferahladıktan sonra yüzümü kurularken aynadan beni izleyen Mark'a dönmüştüm.
"Teşekkürler her şey için, ama sevgililik oyununa devam etmemize gerek yok diye düşünüyorum. Konferans salonunda her şeyi söyleyebilirdin."
"Söylemedim çünkü, öyle gerekti. Hemen ayrıldığımızı söylemek aptallık olurdu hem."
"En yakın zamanda bitsin o zaman."
"Sen benden hoşlanmıyor muydun? Kendin dedin bunu, neden istemiyorsun?"
"Seninle görüştüm çünkü belki benden hoşlanırsın sanmıştım ama olmadı, Jaem bana kötülük yaptı sana değil. Sana dokunmadı bile. İstiyorsan görüşmeye başla onunla. Ama ben bu seneyi sorunsuz bitirmek istiyorum."
---
Normalde bölüm paylaşmayacaktım ama hepimizin biraz kafasının dağılmasını gerektiğini düşünüyorum fan sayfamdan gereğinden fazla bilgi yaymaya çalışıyorum. Burada yorum kısmına önemli şeyler paylaşırsanız bende @/yuwinsuwu fan hesabımda ssli yayacağım zaten. Keyifli okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
on gün etkisi, markhyuck
Short Storyfullsun; biliyor musun, bir öpüşmenin etkisi 10 gün sürüyormuş ohcanada; yani? ...