Ayrılık Vakti

222 27 0
                                    



Elleri göğsümde dinlenirken "Nasıl hissediyorsun?" Diye sordu.Bu sorunun cevabı belliydi.Ben onunlayken kötü hissedemiyordum. "Seninle olduğum her zaman iyiyim" dediğimde doğrulup dudaklarımdan öptü.Şehvetli değil,şefkatli bir öpücüktü.O benim ailem gibiydi.Hatta ailemden bile alamadığım ilgiyi,şefkati,sevgiyi bana o veriyordu.

Hatta ailemden bile alamadığım ilgiyi,şefkati,sevgiyi bana o veriyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Saate baktığımda saat akşamın 06:00'sıydı.

Korkuyla kalkıp oturur pozisyona geldim."Geç kalıcam.Çoktandır buradayım" Beni yeniden geriye çekip yastığıma yatırdı."Yalnızca iki saattir buradayız sevgilim" bu mümkün olamazdı.
"Ama okul çıkışında geldin yanıma ve akşam olmuş baksana" dedim dışarıyı gösterip. Gülmeye başladı. "Birtanem burada pek gündüz olmaz zaten.Sınır kapısında etrafın karanlık olduğunu farketmedin mi?" Dedi.Farketmemiştim gerçekten.O kadar çok ışık var ki karanlık olduğunu anlayamıyorsunuz. "A-ama-?"

Ellerimden tutup teker teker öptü. "Düşünme bunları şimdi.Evlendiğimizde zaman kavramına alışıcaksın" evlendiğimizde demişti.Gerçekten evlenebilecek miydik.Gerçeği şuan tam olmasa da eşi sayılırdım. "Gel yıkanalım sevgilim.Sonra eve bırakırım seni" Banyoya girdiğimde bir ağaç evden beklenmeyecek kadar mükemmeldi.Mumlar,nasıl olduğunu anlamadığım rengarenk gaz lambaları..Bütün bunlar büyüleyiciydi.İnsanın bu banyodan çıkası gelmezdi ki.

Ben etrafı izlerken arkamdan sarılan bedenle daldığım rüyadan uyanmıştım. "Soyunmayacak mısın?" Diye sorduktan sonra üzerimdeki ince kumaşı omuzlarımdan indirip yine çırılçıplak bırakmıştı bedenimi.Sonra omzuma narin bir öpücük bıraktı.Daha sonra boynumu.Ancak orayı öpmesiyle tıslamıştım. "Acıdı mı?" Biraz acımıştı ancak belli etmek istemedim,bu yüzden başımla reddettim. "Mühür biraz acır ama merak etme sevgilin birazdan acısını dindirecek" Deyip banyodan çıktı.O gelene kadar ben doldurduğu küvete girip onu beklemeye karar vermiştim.

Geldiğinde elinde iki bardak kırmızı içecek vardı.Sanırım acımı dindirmek için yaptığı içecekti bu. "Al güzelim" bardağı bana uzatıp üzerindekileri çıkardıktan sonra artık o da çıplaktı.Gözlerim ona kaymasın diye  bir dikişte içip bardağı koyacak bir yer arıyordum bahaneyle.Ancak onun güldüğünü duymuştum.Neyse ki ona döndüğümde belinden aşağısı suyun içindeydi.Göğüslerindeki demir topları görünce bir öksürme tutmuştu beni.

Endişeyle bana yaklaşıp yüzümü avuçları arasına aldı. "Ne oldu sevgilim?" Elimle reddedip başımı iki yana salladım.Şu an bana temas etmesini istemiyordum.Çünkü her dokunduğunda vücudumu alevlerin aldığını hissediyordum. Bana tuhafça bakmakta haklıydı,çünkü az önce biz birbirimizin olmuştuk,ama şimdi sanki hiç olmamış gibi utancımdan yerin dibine girmek istiyordum.Bir konu bulup konuşmalı ve bu utanç duygusunu artık yenmeliydim.

Rahatmış gibi davranmak adına önce etrafa bakındım,sonra dışarıyı net bir şekilde gösteren büyük pencere çekmişti dikkatimi.Az önce neden farketmemiştim.Başımı yukarı kaldırdığımda bu sefer gökyüzünü gösteren geniş bir cam daha vardı.Bu ev neden bu kadar güzeldi? "Aman tanrım!" Dediğimde o da başını kaldırıp merakla baktı. "Ne gördün?" Parmağımla küçük ışıkları gösterip "Ş-şu küçük şeyler de ne?"diye sordum.Birden beni kendine çekip bacaklarının arasına yerleştirdi ve tekrar gökyüzüne bakmam için başımı kaldırdı. "Onlar yıldız ve gezegenler meleğim.Tavanın tamanını açmamı ister misin?" Diye sorduğunuda yok artık dercesine yan ağızla güldüm.

Şifacı Peri(Vkook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin