*Jungkook*
Kapı kırılırcasına çalınca korkmadım dersem yalan olurdu.Çünkü meleğim yanımdaydı ve incinebilirdi.Kapıyı açtığımda karşımda üç tane kurt adam vardı."Ne arıyorsunuz burda?" diye sordum anlamaya çalışarak.
"Sen burda mı yaşıyorsun?" Dedi sanırım liderleriydi ve bunlar çeteydi.
"Gördüğünüz gibi.Şimdi söyleyin ne istiyorsunuz?" diye sorunca sanki havayı koklar gibi yapıp kaşlarını çatarak.
"Sen büyücüsün galiba?"Deyince sinirlenmiştim.Gözlerini yumup "Şifacı!" dedim sabır dilercesine.Ancak karşımdaki kurt buna aldırmadan
"Evet evet her neyse.Bize ateş lazım"dedi basit bir şey istiyormuş gibi.Evet benim için basitti fakat neden onlara bu iyiliği yapacaktım ki.Üstelik bana büyücü demişti.Bende onun bu umursamaz tavrına karşılık umursamazca cevapladım.
"Ee bundan banane?" Dedim kaşlarımı kaldırıp.
"Büyücü değil misin herhalde ateş yakabiliyorsundur" Dedi kurt kıs kıs gülerek.İş alaya gelince daha da sinirlenmiştim.Bu aciz kurt benimle alay etmeye mi kalkmıştı."Şifacıyım.Yanlış adres.Kaybol"
Karşımdaki aptal kurt sinsice benle konuşurken aslında içeride kimler olduğunu merak ediyordu.Bunu benim anlayamadığımı sanması komikti.
"Şifacılar ateş de yaratır?" Sorarcasına tek kaşını kaldırarak.
"Öyleyse ateş yaratan bir şifacıya git!" Dedim.
"Yapma lütfen dağın başındayız nereden bulacağım" şimdi de masumu oynuyordu.
"Umrumda değilsin!Kaybol!" Deyip kapıyı suratına çarptım.Bunların Taehyung'u aradığını düşünmüştüm nedense.Çünkü iyilik perileri kurtların dostudur.Bu kurtlar da Taehyung'un babasının yönlendirmesiyle gelmiş olmalılardı."Gelen kimdi sevgilim" biricik meleğim üzerini giyip yanıma adımlamıştı.
"O bir kurt.Kimin gönderdiğini bilmiyorum ama buradan tüymemiz lazım"
Apar topar üzerlerimizi giyip Jiwoong'un evine ışınlanmıştım.*Yazarın Ağzından *
Bir kaç saat sonra Jiwoong da gelmişti.
"Jiwoong!" Dediğimde başını içtiği kan şarabından kaldırdı.
"Hm?" Dedi kaşlarını çatıp.
"Herkese haber verin düğünüm var" Dedi Jungkook rahat bir ifadeyle.Jiwoong bir Taehyung'a baktı bir de Jungkook'a.
"N-ne? Delirdin mi lan?" Dedi telaşla.Jungkook ise hala rahat tavrından ödün vermeden,gayet sakin ama emir veren sesiyle,
"Evet! Dediğimi yap!" Deyince Jiwoong'un onu dinlemekten başka çaresi yoktu.
"İyi be!"
"Ama nerede yapacaksın düğünü? Burası vampirlerin"
"Doğru bana Yonngi veya Minho'yu çağırabilir misin?"
"Ya da dur! Ona de ki düğün hazırlıklarına başlasın.Bu bir emirdir"
Bu komik diyaloğun sonrasında Jiwoon bir kaç saniyede Şifacılar diyarına vardı."Biraz geç gel" dedeğinde Jiwoong anlayamamıştı.
"Ne?" Diye sordu.
"Geç gel dedim" dedi rahat bir ifadeyle.
"Niye lan manyak?" Dedi.Hala arkadaşının ne demek istediğini anlamıştı.
"Mühür lan gerizekalı anlasana" en sonunda sinirlenmişti şifacı.
"Ha? Tamaam" dedi.Bu konuşma onlar için normal olsa da Taehyung'u utandırmıştı.
Jiwoong çıkmadan geri döndü saliseler içinde "Şey istediğin birşey var mı?" Jeonguk başıyla reddetti.
Ardından Jiwoong gözden kayboldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şifacı Peri(Vkook)
General FictionSemeKook✨ UkeTae✨ Seme Jeno✨ Uke Jaemin✨ Vkook✨ Nomin✨ "Ah!"✨ "Ne oldu güzelim?"✨ "K-kanadım acıyor!"✨ "Bakmama izin ver.....S-sevgilim yaralanmışsın?"✨ Taehyung'un canını yakan kırılmış olan kanadı değildi.Asla kavuşayacakları gerçeği bitiriyordu.✨...