Düğün,şifacılar kasabasındaki en büyük en görkemli,kimsenin unutamayacağı bir düğün olmuştu.Artık o tanrı denen yaratık da yoktu.Yüzyıllarca yalanla dolanla uyutulan şifacı ve iyilik perileri Jungkook'un sayesinde uyanmış ve gerçeği öğrenmişlerdi.
Aradan aylar geçmişti ve kasvetli şifacı kasabasına bahar gelmiş ve cennete dönmüştü.Jungkook'un liderliğinde iki kasaba eskisi gibi barış içinde yaşamaya devam etmişti.Güçler eşitlenmişti.Herkes eşit haklara ve özelliklere sahipti.Ancak bunu kullanmak için belli kurallar konulmuştu.Alınan karardan kimse şikayetçi değildi.Bütün periler halinden memnundu.Birbirlerinin yanına sınır olmadan özgürce gidip geliyor ve dostluklarını devam ettiriyorlardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yıllardır hiç duyulmayan çocuk peri sesleri şifacılar kasabasında yankılanıyordu.Yapılan yenilikler her iki taraf içinde memnuniyetle karşılanmıştı.
Taehyung ayaklarını uzatıp meyvelerini yerken Jungkook yeni iksirlerle uğraşıyordu.Hissettiği tarifsiz acıyla bağırmıştı aniden. "Jungkook!!" Dedi nefes alması zorlaşırken, "K-karnım ağrıyor" Deyince Jungkook koşarak yanına gelmişti.Kollarıyla karnını sarmalıyordu.Duyduğu acı yüzünden okunuyordu. "Ne oldu birtanem birdenbire?" Dedi eşini incelerken. "G-galiba geliyor!" Deyince Jungkook anlamadı. "Ne geliyor?" Diye sordu .Taehyung buna göz devirip; "B-bebek!!" Dedi.Jungkook hiç telaş yapmadan yanından ayrıldı.
"Tamam sakin ol ve derin nefes al" Dedi Jungkook birşeyler aranırken.Onu birşeylere bakıyor olduğunu görünce sinirlendi narin omega. "Şifacı çağır Jungkook ! Durmasana!" Diye bağırdı.Bu sefer göz deviren Jungkook'tu. "Ben neyim peki sevgilim?" Deyince Taehyung düşünmeye başladı. "S-sen şifacısın ama-"Dedi ve devamını getirmedi. "Tamam uzan ve bacaklarını aç" dedi sakince. "S-sen mi doğurtucaksın?! Hayatta olmaz!" Diye sorunca Jungkook yine göz devirmişti. "Saçmalıyorsun şu an.Hem suyun gelmiş ve burada benden daha iyi doğurtan bir şifacı yok" Dedi .Taehyung çaresizce kabul etmek zorunda kalmıştı. "Of aşkım yah!" Yine yüzünü elleriyle örtmüştü. "Bekle geliyorum hemen" deyip odadan ayrılmıştı.
Doğum için bütün gereçleri toplamıştı Jeonguk.Artık eşini doğurtmaya hazırdı.Eşinin araladığı bacaklarına başını uzattığında bıkkınca derin bir iç çekmişti. "İç çamaşırını çıkarmadın mı bebeğim?" Dedi sakin kalmaya çalışarak. "Bilmiyorum!!!!Konuşturma beni-Aaahhh!!!!" Ellerini uzatıp iç çamaşırını indirdiğinde Taehyung utanç duyuyordu.Bu yüzden yüzünü elleriyle kapatmıştı.
"Of Jungkook neden ebe çağırmıyorsun ki?" Dedi kıpkırmızı yüzüyle. "Burada doğuştan şifacı kocan var ve ebe istiyorsun? Haydi derin nefes alıp ver!" Dedi bıkkın bir sesle. "Püfff....püfff....." derin nefesler almaya çalışıyordu. "Devam et sevgilim az kaldı" Junkook fazla sakindi ve bu durum narin perinin sinilerini bozuyordu. "Yeter lütfen çıksın artığğk DAYANAMIYORUM!!"
"Dayan güzelim derin nefesler alıp vermeye devam et!" Jungkook elini uzattığı gibi kapkara saçları olan bebeğinin kafasını parmak uçlarıyla tuttu. "Hadi bebeğim gel babaya" dedi içinde tutmaya çalıştığı heyecanıyla.Bebeği narince çekip kucakladı ve bebeğin ıslak saçlarından öptü. "Hoşgeldin birtanem" dedi alçak bir tonla.
