Kitabıma şans verip okuduğunuz için teşekkür ederim.
Başlama tarihiniz ->>Her zamanki gibi yine sabahın erken saatlerinde kuş sesleriyle yeni bir güne başladım. Uyandım ve o beni hayata bağlayan köşeme baktım. Sanki odamdaki o köşe benim her şeyimmiş gibi. Kitaplar, kasetler, dergiler, oyunlar ve bugüne kadar aldığım değerli hediyeler...
Uyandığımda kendimi çok halsiz hissediyordum, bu yüzden kendime gelmek için direkt balkona çıktım biraz etrafı izledim ve içeri geri girdim. Bugün aslında bi yönden çok heyecanlıydım çünkü ortaokulum bitmişti ve artık yeni liseme gidecektim. Aşağıya mutfağa indim bişeyler atıştırıp hemen odaya geldim. Bugün binevi yeni bir hayata başlayacaktım çünkü yeni okul, yeni arkadaşlar vs. O yüzden güzel giyinmeliydim. Dolabı açtığımda hayatımda hiç görmediğim bi elbise gördüm. İyice baktım ama benim olmadığından emindim. İçeriye anneme elbisenin kime ait olduğunu sormak için gittim.
*KIZ ANNESİNİN YANINA GİDER*
Lina: Anne bu elbiseyi daha önce hiç gördün mü? Dolabımda buldum.
Annesi (Burcu): Evet, onu o oraya ben koydum. Fark etmene sevindim.O benim lise yıllarında babanın bana ettiği bir hediyeydi.Bende senin lisenin ilk gününde bunu giymeni istedim. Şans getirir belki ha ne dersin?
*Lina, annesine teşekkür eder ve koşarak odasına çıkar. Elbiseyi giyer, hazırlanır ve aşağı iner*
Lina: Anne nası olmuşum?
Annesi (Burcu): Harika olmuşsun canım kızım. Yeni okulunda başarılar...
Evet saat 09.00 olmuştu ve artık evden çıkma vakti geldi. Okul eve biraz uzak olduğu için servisle gidip gelecektim. Tam ayakkabılarımı giydim evden çıkacakken yukardan AAAAA! diye bi ses geldi. Biraz ürpermedim değil aslında. Ama işin garibi evde ben haricinde sadece annem vardı ve o da aşağıdaydı. E peki o zaman yukardan gelen ses kimindi? En iyisi gidip bi kontrol etmek. Koşarak yukarı çıktım, odama girdim ve balkonun kapısı açıktı ama ben kapattığıma emindim. Neyse rüzgar açmıştır diye pek önemsemeden geri aşağı indim. Bi ses geliyordu, bu korna sesiydi servisi unuttuk hay Allah! Yetişmek için koşa koşa indim ama tam o sıra servis çoktan gitmişti. Yolu da bilmiyordum ki gideyim. Biraz sağa sola bakındım ve sağa doğru gitme kararı aldım belki bi taksi falan bulabilirdim. Okulun ilk gününden de aksiliğin böylesi yani!
Neyse artık diyip nereye gittiğini bilmediğim yola doğru gittim. Yolun karşısından motorsikletli bi adam geliyodu.
Adam bana doğru bi bakar oldu sonra yanıma geldi.
Motorsikletli: Merhabalar
Lina: Merhabaa!
Motorsikletli: Geçerken sizi gördüm de etrafa çaresizce bakıyordunuz rahatsız olmassanız sizi bırakabilirim.Evett bu bi işaretti. Kabul etmeli miydim acaba... Ama başka şansım da yoktu zaten kabul etmeliydim.
Lina: Olur tabikide, teşekkürler
Motorsikletli: Ee nereye gidiyoruz güzellik?
Lina: İlerideki K****** lisesine gideceğim.
Motorsikletli: Tamamdır :)Yolda giderken çocukla pek konuşmamıştım çünkü zaten hemen okula gelmiştik. Okuldakiler beni böyle görünce biraz şaşırmıştı ama ben pek önemsememistim çünkü hem onları tanımıyordum hemde belki bidaha bu motorsikletli adamı görmeyecektim. Tam okula geldik, motorsikletten indim gidiyordum bi dakika dedi. Arkamı döndüm "efendim" diyerek seslendim. İsmin ne dedi? Bende benimki lina seninki nedir? dedim. Benimkide "Yağız" memnun oldum dedi. Bende memnun oldum dedim ve okula gittim.
Son anda da olsa okula yetişebilmiştim. Sınıfıma geçtim ve birazcık etrafa baktım sonuçta insanları tanımıyordum ve ne yapacağımı bilmiyordum. Neyse ilk derse girdik derken okul çıkış vakti geldi. Okulun ilk günü iyi geçmişti aslında sınıfta Aysude diye bi kızla tanıştım. Çok tatlı bi kızdı. Baya bi konuştuk ve çok fazla ortak yönümüz vardı. Mesela ben kedilere bayılırım ama daha henüz bi kedi sahibi deilim. Ama onun bi kedisi varmış. Ne güzel değil mi?
Neyse öyle böyle derken okul çıkışına geldik okuldan çıktım ve okulun önünde Yağız'ı gördüm. Ben çocuğu pek önemsememiştim ama aslında bu çocuk kimdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Yol
Teen FictionMerhaba, ben hani o sürekli ne yapacağını bilemeyen kız var ya. İşte o benim. Hayat sürekli beni kötüye sürükledi ama yapabildiğim tek şey sadece inanmak ve beklemek oldu. Gelin bir de buna sizlerle şöyle bir bakalım.