Bölüm şarkısı: " Yıldızlara Bak"✨
( Mislina'nın Ağzından:)
Yüzüme düşen yaşlar ile gözlerimi aralamaya çalışıyordum, İki dakikadır yüzüme su damlası düşüyordu. İlk anlamasam da sonradan yüzüm ıslanınca rahatsız olmuştum. Tekrar tekrar gözlerimi açmaya çalıştım sanki yapıştırıcı ile yapıştırmışlar dı benim güzel kirpikleri mi. Bir iki saniye öyle durdum ama gözü kapalı kalınca aklıma saçma sapan şeyler ile dolup taşıyordu. Bir ses geliyordu ama kimin sesi olduğunu çıkaramıyorum derken bu sesin Derya hanıma ağit olduğunu anladım sesi ağlamaklı çıkıyordu. Merakla gözlerimi araladım bu sefer gözlerim açılmıştı. Eğer açılmasaydı. Kendimi öldüm falan sana bilirdim neyse ki gözlerim açıldı.
Karşımda beyaz ışık beklerken tepemde dikilen Derya hanımı gördüm yüzüme bakıp ağlıyordu, birşeyler konuşuyordu yani bunu dudaklarını oynatmasından anlıyordum.
Derya: " Kızım uyandın mı?" Yok hayla uyuyorum . Boğazım fazlasıyla kurumuştu. Anne desem ne olurdu acaba yani onlara o yok bunca yıldır neredeydiniz tiriplerine girmeyecektim ama biraz beklemeli ve alışmalıydım. Birşeye alışmam uzun sürmezdi eminim ki bu da uzun sürmez di.
Mislina: " Su" Diye mırıldandım sadece. Derya hanım panik olmuş şekilde yanında ki sürahiyi arıyordu. En sonunda görmüş ve bana su vermişti. Suyu içip teşekkür ettim.
Mislina: " Teşekkürler Derya hanım."
Derya: " Rica ederim kızım iyi misin?"
Mislina: " İyim Derya hanım." Her Derya hanım dediğimde yüzü düşüyordu, her ne kadar Derya hanım değilde anne demek istesem de birazcık alışmam lazımdı. Onlara, bu yeni hayata, orangutan takımına alışmam gerekiyordu.
Herşey çok yeniydi. Benim hayatım tekrar yazılıyordu. Bu sefer ağlamak yoktu, gülmek vardı mutlu olmadığım bir an gülümsemek zorunda kalmayacaktım mutlu olduğum için gülecektim. Mutlu olduğum için kahkaha atacaktım. Eski hayatımdan bana sadece unutamayacağım kötü anılarım kalmıştı.
(Yazarın Ağzından Devam :)
Genç kız taburcu olmuştu. Eve geleli bir iki saat bile olmuştu. Genç kız eve gelir gelmez odasına yani ona bugün verilen odaya çıkmıştı. Soğuk bir duşa girmişti, duştan çıkınca pijamalarını giyip derin bir uykuya dalmıştı.
Derya: " Kızım hadi kalk, mislina kızım hadi!" Diyen naif sesle gözünü açmıştı Genç kız.
Mislina: " Günaydın Derya hanım."
Derya: " Günaydın kızım! Bugün amcanlar ve kuzenlerin gelecek seninle tanışmak için gelecekler. Yarın ise Gaziantep'e gideceğiz. Onu için ufak bir bavul hazırlaya bilirsin iki hafta orada kalıp Antalya'ya geçeceğiz ufak bir tatil için." Demişti derya hanim şefkatle.
Mislina: " Peki derya hanım. Bahsettiğiniz kişiler yani amcamlar saat kaç gibi gelir?" Derya hanım elin de ki saate bakıp cevap verdi.
Derya: " Yarım saate burada olurlar kızım."
Mislina: " Peki teşekkürler Derya hanım." Diyerek gülümsedi. Derya hanımda ona gülümseyip odadan çıkmıştı. Yataktan kalkıp lavaboya gidip elini yüzünü yıkamış ve geri odasına dönmüştü. Odada üç kapı vardı bir kapı dışarıya yani evin koridora çıkıyordu, diğer kapı lavaboya açılıyordu. Peki diğer kapı nereye açılıyor diye düşündü Genç kız merakla o tarafa gidip kapıyı açtı açar açmaz rengarenk kıyafetler onu karşıladı bir tarafta kendi kıyafetleri vardı. Büyük ihtimalle bunları dün yemek yerken veya hastahanedeyken yapmışlardı diye düşündü. Çünkü ilk geldiği zaman ona erkek kıyafetleri vermişlerdi. Bunu es geçip kendi kıyafetlerinden kendine giyecek birşeyler aradı. Sonunda bulup üstüne geçirdi Genç kız. Saçını ortadan ayrıdı bir tarafını gevşek bağladı, saçını tepeden örüp tam ensesinde durdu papatyalı tokasıyla bağladı saçı uzun olduğu için hoş görünüyordu, diğer tarafa da öyle yapıp bağladı. İki tarafından da perçemini ayırdı. Tepesine de iki toka takınca hazır olmuştu. Çantasını da alıp son görüntüsüne baktı. Hafif bir makyaj yaptı bir rimel ve hafif lip gloss sürünce işi bitmişti.
Normalde bu kadar cici veya renkli giyinmezdi. Tek renk siyah giyinirdi sevmezdi o öyle renkli şeyler gerçeği secdede vakti olmuyordu ki bir an önce o evden çıkmayı hedefliyordu. Tıpkı geçmişi gibi kap karanlık olan giysilere giymeyi severdi. Ruhuna iyi gelirdi. Şimdi ise siyaha zıt renk beyaz ve mavi evet bu renkler güzel ama siyah renk güzeldir. Zarafet, gizem, korku. Siyah renk zariflikti belki ama o siyah giyinmeyi bu özelikler için giymiyordu ki onun ruhuna iyi geliyordu!
( Giydiği. Kadının boynun da ki kolye değil onun aşağısında ki kolye olarak düşünün:)
( Saçı, çantası ve tokaları. O tepesine taktığı tokalar en üstteki:)
(Mislina'nın Ağzından:)
Asansör vardı aslında ama korktuğum için ona binmeyi tercih etmedim. Merdivenleri ikişer üçer iniyordum bana verilen oda en üst katın bir altındaydı. En son kata gelince nefes nefese kalmıştım. Astımımın olduğunu yedi yaşındayken öğrenmiştim.
Nefesimi düzene sokunca yemek odasına doğru ilerledim. Herkes oturmuştu masada göz gezdirdim bu sefer masada fazla sandalye vardı bunları gelecek olan misafirler için olduğunu anlamıştım.
Mislina: " Günaydın." Deyip dünkü yerime oturdum.
~~~~~~~~~~~
Merhaba evet bölüm biraz gecikti ama şu sıralar yazmaya gerçekten pek vaktim olmuyor kusura bakmayın.
Bölümü beğendiniz mi?
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın kuzucuklarım 🐑
950 kelime 🎃
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mislina
Genç KurguOn yedi sene dile kolay on yedi sene boyunca çektiği acıların hepsinin boş yere çektiğini öğreniyor. Şimdi ise onu bekleyen yeni acıları yeni sınavları vardı. Peki bunlarla baş edebilecek miydi Mislina ? Hadi gelin beraber bakalım Mislina bu diken...