Herkese merhabalar!Kitabıma şans verip buraya kadar gelen herkese teşekür ederimmm♡
Bu uzun yolculuğa başlamadan önce şuraya tarihinizi bırakabilirsiniz"
Keyifli okumalar<3
- GİRİŞ -
"Ateşte Yananlar"'
Derin bir nefes al ve sonra bir adım daha...
Kendi telkinime uyup başımı salladım ve başka bir dala tutunarak kendimi yukarı çektim. Tek el kullandığım için kendimi hiç güvende hissetmiyordum, her an kendimi yerde bulabilirdim ancak elimde tuttuğum sıçanı daha da ileri uzatırken bu olasılığı düşünmemeye çalıştım.
Tek ayağından tuttuğum sıçan daha çok ciyaklayıp debelenmeye başladı.
"Şiştt sakin ol Çiko," sarı gözlerini sıçanın üstünden biran bile ayırmayan çirkin kediye odaklanmış durumdaydım. "Seni ona verecek değilim."
Bir adım daha atmamla bakışları bana döndü ve biraz daha geri gitti. "Hey tamam, burda duruyorum." Terle kaplanmış alnımı kırıştırıp kıpırdamadan durmaya çalıştım. "Senin için dostum, gel ve al hadi." sıçanı bir kez daha salladığımda üzerimdeki ilgisi tekrar sıçana kaymıştı.
İçimden kendime bir kez daha küfür ettim. O kapıyı kontrol etmiş olsaydım şimdi bunlarla uğraşmak zorunda kalmazdım. Günün geri kalanında da kütüphanede oturur ve kaşarlı tostumu kemirerek kitabımı okumaya devam ederdim.
Tüm o güzel anlarım o ruh hastası kadını gelip beni bulmasıyla bozulmuştu. Bugün okul kütüphanesinde görevliydim ve hiç beklemediğim bir anda çıkıp gelmiş ve derse girmesi gerektiğini söyleyerek çirkin kedisine göz kulak olmamı rica etmişti.
Tam olarak sevgili rehber öğretmenim olurdu kendileri. Bakacak kimsenin olmadığını söyleyerek her gün kendisiyle birlikte gelirdi okula. Kendi odasında baktığını sanırdım ancak bu gün ki kurbanın ben oluşumdan anladım ki kendileri bakıcı parasından da çalıyordu.
Kedisi de kendisi kadar sinir bozucuydu, onu kucağıma aldığım ilk dakikada sivri pençelerini koluma geçirmişti.
Acıyla onu yere fırlatıp çantamdan yara bandı çıkardığım bir arada da ortadan kaybolmuştu.
İlk yarım saati koridorlarda onu arayarak geçirdim. Çiko'yu da o zaman yardım etmesi için almıştım.
Çiko başta deneyde kullanmak için bir öğrenci tarafından getirilen bir fareyken sonradan hamster olduğu ortaya çıkmış ve bıçak altı olmaktan son anda kurtulmuştu. Yine de fare olmadığı için biyoloji sınıfından kurtulmuş olsa da fizik sınıfının dönen çarklarından kurtulamamıştı. Ve o günden sonra Çiko fizik sınıfının maskotu haline gelmişti.
Yine de o çirkin kedinin fareyle hamsterı ayırt edebileceğini sanmıyordum.
Diğer öğrencilerin de yardımıyla bahçeye kadar onun izini sürmüş ve onu bu erik ağacında kıstırmayı başarmıştık. Gerisi güven ve takım çalışmasından ibaretti. Çiko elimde deli gibi titrerken bunun nedeninin güvensizlikten mi yoksa profesyonel bir rol sergilemesinden mi olduğundan emin olamıyordum.
Biraz daha esnemeye çalıştım ve kalçamı yaslayacak kalın bir dal aradım. "Hadi tatlı kedicik gel buraya..." bir adım yaklaştığında eş zamanlı olarak Çiko'yu biraz daha geri çektim. Her şeye rağmen o sıçanı severdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Yıldız - Kaç Saklan Yada Yakalan
General Fiction"İnsanoğlu yaratıldığda, Tanrı kulaklarına tek bir şey fısıldadı. 'Ey Toprak, nefsine hakim kal!' Ve ardından Şeytan'a döndü, yine fısıldadı, 'Ey Ateş, insana günahın çekiciliğini sun!' Ve ardından Meleğe döndü... son kez fısıldadı, 'Ey Nur, tü...