13

2.9K 193 107
                                    



Kim Taehyung beni öpüyordu.

Ve beynim çalışmayı bırakmış gibiydi.

Sertçe dudaklarıma bastırdığı dudakları neye uğradığımı şaşırmama sebep olmuşken bir eli sıkıca belime dolanmış, hareket edişimi engellemişti.

Beni öpüşü bana beraber geçirdiğimiz geceyi hatırlattığında iki elimi göğsüne yaslayarak onu sertçe ittirdim. "Sen geri zekalı mısın ya?" diye bağırdığım öfkeyle. "Ne hakla beni öpüyorsun, hayvan!" Elimle sertçe dudaklarımı sildiğimde Taehyung afallamış bir ifadeyle bana baktı.

"Çünkü..." dedi etrafına anlamsız bakışlar atarken. "Çünkü susmuyordun sen... ben... ben özür dilerim," diye konuştu.

Sahiden öfkeden delirecektim. Beni öpüyordu ve bahanesi konuşuyor olmam mıydı sahiden? Ellerimi saçlarıma daldırmamak için büyük bir çaba harcıyordum. Herkes, her şey şu an sinirlerimi bozuyordu. "Siktir git evimden,"dedim dişlerimi sıkarak. "Ama ben seninle konuşmak için..." dedi tereddütlü sesiyle. Lafını keserek daha yüksek sesle konuştum. "Sana evimden siktir git dedim!"

Belki de bu kadar öfkelenmeli beklemiyor olmalıydı ama dayanamıyordum.

Daha babamın söylediklerinin üstesinden gelmeye zaman bulamamışken üstesinden gelmem gereken başka bir olay yaşamıştım ve bu sabrımı taşırmıştı.

"Jennie, lütfen beni dinle," dedi varla yok arası bir sesle. Başımı iki yana salladım. "Sen dinlenilmeyi hak etmiyorsun. Sessiz kalmaya çalışıyorum, küçük bir çocuk gibi bana laf atıp duruyorsun. Saçma sapan tartışmalara girmemek için senden uzak durmaya çalışıyorum, ısrarla her yerde karşıma çıkıyorsun. Sonra asla karşılaşmayacağımızı düşünerek eve geliyorum ama buradasın Taehyung! Sen benden ne istiyorsun?"

"Hiç..." dedi başını öne eğerek.

"O zaman evimden git," dedim hızlıca. Başını kaldırarak bana baktı. Gözleri dolu doluydu. Ne yapmaya çalıştığını anlayamamak o kadar sinirlerimi bozuyor ki, saçlarımı çekiştirip sesim kısılana kadar çığlık atmak istiyordum.

Benimle konuşmak için evime geliyordu, konuşmak yerine beni öpüp bahane olarak konuşmamı sunuyordu. Sonra ben ona kızdığımda üzülüyor, gözleri doluyordu. Sorunu neydi? Böyle tutarsız hareketler yaparken neyi amaçlıyordu ki? Anlayamıyordum ve anlayamamak sinirimi bozuyordu.

Hâlâ gitmek için hareket etmediğinde tam onu tekrar kovacaktım ki, annemin sesini duydum. "Taehyung, yemeğe kalmanı çok isteriz," diye seslendi arka bahçeye açılan kapıdan. "Sakın," diye fısıldadım. "Düşünme bile."

O an anlayamadığım bir şekilde Taehyung'ın yüz ifadesi değişti ve dolu gözlerinin, hüzünlü ifadesinin yerini sinir bozucu bir gülümseme aldı. Annem bize doğru gelirken ifadesi tekrar değişti, öfkeyle kaşlarını çattı. "Saçmalama, Jennie," dedi sesini biraz yükselterek. "Benden böyle bir şeyi nasıl isteyebiliyorsun?"

Gözlerim şokla aralandığında "N-ne saçmalıyorsun?" diyebildim. "Anlayamıyorum seni."

"Jennie, gerçekten ailelerimizin ortaklığına mı güveniyorsun?" dediğinde artık beynim durmuş gibiydi. Neler oluyordu? Amacı neydi?

"Neler oluyor burada, Jennie?" dedi annem yanımıza gelerek. Şaşkın bakışlarım Tae'den ayrılarak anneme döndüm. "Ben..."

"Önemli bir şey yok, Bayan Kim," dedi Taehyung. "Sanırım Jennie, ortaklığımıza güvendiğinden bana bazı hoş olmayan tekliflerde bulundu ama kendisini uyardım. Artık gitsem iyi olacak, daha uygun olduğum bir akşam yemek yiyebiliriz."

Yapma, bana bunu yapma, Taehyung.

"Bu ne demek oluyor, Jennie?" Başım dönüyordu, duyduğum sesler kulaklarıma uğultu hâlinde gelmeye başlamıştı. "Anne... Ben..."

Taehyung'ın bakışları üzerimdeydi. Ne gülüyor, ne öfkeyle bakıyordu ne de az önceki gibi hüzünlüydü ifadesi. Öylece bakıyordu.

"Bir süre şirketten uzaklaşmanı istiyorum," dedi annem. "Gelecek ayki toplantıya ve yılbaşı gecesine katılmayacaksın."

Beni bırakıp gittiğinde bile, bir yanım seni affetmek için yanıp tutuşuyordu, Taehyung.

Senden nefret ederken bile içimde bir yerlerde seni özlüyordum.

Beni öptüğünde seni iterken bile çok kısa bir an, seni itmemek, öpüşüne karşılık vermek istemiştim.

Geçmişi unutmak istemiştim, Taehyung. Ama sen hiçbir şeyin geçmesine izin vermedin.

Sen o kadar acımasızdın ki, kalbimin saf kalan tarafını ikinci kez kanattın.

Ve bu sefer, duracak gibi de değildi.

•••

🍷Lily🍷

🍷Lily🍷

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
as if it's your last | taennie Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin