Kim Taehyung'ın anlatımıyla...Bu dünyada, uzakta veya yakında herkesin ruhuna bir eş olduğuna ve kendiminkini bulduğuma inanıyordum.
Benden uzakta değildi, şanslıydım ki onu istediğim her zaman görebilir, onunla konuşabilirdim. Sanıyordum ki, bizim hikayemiz canımızı yakacak türden bir hikaye olmayacak. Ben onu tüm kalbimle seveceğim ve o, o da bir gün beni sevecek. Sonra biz mutlu olacağız ve mutlu olmaya uzanan yolda canımız hiç yanmayacak sanıyordum.
Ne büyük bir yanılgıydı ama.
Sevdiğim kadının benden nefret etmesine neden olmuştum, bunu onun için yapsam da acı veriyordu. Bana bakan gözlerinde heyecanlı bir ışıltı yoktu artık, nefret vardı. Benden nefret ediyordu, kırgındı. Ne zaman kızgınlığı azalacak gibi olsa daha fazlasını yapmış, öfkesinin soğumasına bir an için bile izin vermemiştim. Çünkü öfkelenmeliydi. Yoksa özgürlüğünü elinden alırlardı, yoksa benden onun aşkına sahip olma şansını alırlardı. Eğer şimdi benden nefret etmezse, yarın bir hikayemiz bile olmayacaktı.
Tüm bunlar olduktan sonra onun beni affetmesini umuyordum. Gözbebeklerindeki heyecanlı titreyişi tekrar görebilmeyi hayal ediyordum çünkü şimdilerde tüm bu kırıcı şeyleri yaparken tutunabildiğim tek şey, ileride ellerimden tutacak olan elleriydi.
Yatağımda uzanıyordu. Kollarımın arasında bayıldığında aklımı kaçıracak gibi hissetmiştim. Onu evime getirip doktor çağırmış, ciddi bir şey olmadığına emin olduğumuz ana kadar rahatlayamamıştım. Yorgundu. Yaşadıklarıyla günden güne gücü tükeniyordu ama o pes edecek biri de değildi. Bunu biliyordum. O tanıdığım en güçlü kadındı. Düştüğü yerden kalkabilmesi için elinden tutulmasına ihtiyacı yoktu, kendine inanıyordu ve onda en çok sevdiğim şey de buydu.
O karşısındaki adama bel bağlamazdı, denemeden, defalarca uğraşmadan pes etmezdi, ağlardı ancak sonrasında gülümsemesi hep daha parlak olurdu. Güçlüydü, benden kat kat daha güçlüydü. Gururluydu, gururunu inciten birinin yardımını istemez, bunu kendine saygısızlık olarak görürdü. Kendisine olan saygısını seviyordum. Güzelliğine, kusursuz görüntüsüne zaten diyecek bir şeyim yoktu. Onu görüp hayran olmayacak kimsenin olmayacağını biliyordum ama ben onda dışarıdan bakanların göremediklerini seviyordum.
Birini cinsel olarak arzulamak kolaydı. Fiziksel temaslara aşık olmak, güzelliğine bakıp hayallere dalmak zor değildi. Tüm bunları ben de seviyor, onunla beraber olduğum geceyi aklımdan atamıyordum ancak aklımdan atamadığım çok daha başka şeyler de vardı. Ona olan hayranlığım güzelliğinden, fiziğinden ötürü değildi. Kararlılığınaydı, güçlülüğüne, aldığı kararlara saygı duyabilmesindeydi. Hayran olunası bir kadındı. Ailesine anlam veremiyordum. Onun işlerini batırabileceğini düşündükleri aklıma geldikçe öfkeleniyordum. Kızlarını hiç mi tanımıyorlardı?
İsteyip başaramayacağı hiçbir şey yoktu.
Bunun için yardıma ihtiyaç bile duymazdı, ister ve alırdı. Keşke ailesi onu benim tanıdığım gibi tanıyabilseydi ve o, kahramanı olarak gördüğü adamı kaybedecek olmasaydı.
Ben sessizce onu izlerken evimin kapısı açıldı. "Hastaneye gitmem gerekiyor," diyerek odadan içeriye Jungkook girdi. Ayağa kalkarak omzuna yumruğumu geçirdim. "Sessiz ol, kız uyuyor." Onu ittirerek onunla beraber odadan çıktığımızda salona geçtik. Tekli koltuğa kendini atarak elini kalbine yasladı. "Acil hastaneye gitmem gerekiyor," dedi sayıklar gibi.
"Niye?" diye sorduğumda yutkunarak başını koltuğa yasladı. "Kalbim çok hızlı atıyor. Yavaşlamıyor bir türlü." Gözlerimi kısarak karşısındaki koltuğa oturdum. "Bak sen," diye mırıldandım alayla. "Ne zamandan beri böyle?" Derin bir nefes aldı. "Ofisten çıkarken Lisa ile çarpıştım. Elindeki kağıtlar yere düşünce ona yardım ettim ama o sırada kağıt onun elini kesti. Ufacık bir kesikti ama sanki ölecekmiş gibi korktum. Yardım etmek istedim ama benim yardımımı istemediğini söyledi. Sonra birkaç dakika sonra asansörde karşılaştık. Birkaç kişi daha asansöre binince dip dibe kaldık ve sonra bam! Nefes alamamaya başladım. Kocaman gözleriyle bana baktı, sonra kızarıp gözlerini kaçırdı. O kadar güzel görünüyordu ki! Ne yapacağım? Neden böyle hissediyorum? Kalp atışlarım ne zaman yavaşlayacak? Bence bu bir sağlık sorunu. İlaç kullanırsam geçer, değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
as if it's your last | taennie
Fanfiction"Bir yalanmış gibi öp beni. Sanki son aşkınmışım gibi." ••• Kim Taehyung, sarhoş olduğu bir gece Kim Jennie ile birlikte olur. Kim Jennie uyandığında ise, onu umduğundan çok daha başka şeyler beklemektedir. ••• "Sadece merak ediyorum. Hiç şansımız y...