"Bu çok acayip bir şey! Buna bayıldım! Savaş alanlarının kralıydım, şimdiyse imparatoru olacağım!"
"Argus abartma! Normal insanlarla savaşmayacağız."
"Olsun. Onları da ezerim."
Argusa göz devirdim. Kostümün gücünü öğrenmiştik ve Argus sabahtan beri bununla övünüyordu!
Ama itiraf etmeliydim ki benimde çok hoşuma gitmişti. Oldukça iş görür bir güçtü.
Kalkan oluşturmak. Kostümün kolları kalkan açabiliyordu.
Tabi şuan bunun ne denli dayanıklı olduğunu bilmiyorduk. Büyücü nasıl açılacağını göstermişti sadece ve Argus deneyip duruyordu.
Şimdiyse düzlük bir alandaydık. Büyücü Argusa güçlerini gösterip anlatacaktı. Argus tam bir gün boyunca uyudu bu arada. Şimdi de inanılmaz dinç duruyor.
"Argus, kalkanları açmak için düşünmen yeterli. Bu konuda kendini kasma ve rahat bir şekilde kalkan oluştuğunu düşün."
"Evet. Alıştım gibi zaten."
"Toprağı bir çok şekillerde kullanabilirsin. Bu nasıl düşünebildiğinle alakalı. Ben sana bir kaçını gösteririm. Ayrıca Toprak Elementi tahmin edebildiğiniz üzere daha çok geniş çaplı kullanılır. Yani demek istediğim burun buruna olduğun bir adamın kafasına toprak atarak kurtulamazsın. Adam senden uzakta olacak ki yeri sarsıp dengesini bozup, yada yeri yarıp içine düşürüp veya kopardığı bir toprak parçasına onu gömmek gibi şekillerle adamı alt edeceksin."
"Hiç kimse benimle burun buruna olacak kadar bana yaklaşmaz!"
"Argus, sana az öncede söyledim. Normal insanlarla savaşmayacağız. Sen söylemiştin, Valorun savaşçılarından sadece birinin bile bir kaleyi fethedecek güce sahip olduğunu."
Söylediklerim üzerine büyücü konuştu.
"Evet. Onlardan birisi üzerine bindiğinde yumrukla onu üzerinden atamazsın. Ancak kalkan açıldığında yakınında bulunan kişiler, oluşan basınçla geri püskürür. Bu sayede toprağı kullanarakta onların sana yaklaşmasını önlersin veya öldürürsün artık her neyse."
"Vaay! Bu şey basınç mı oluşturuyor?"
Argus kolunu aşağı doğru sertçe çektiğinde kalkan kapandı. Yanıma yaklaşıyordu ve ne yapacağını tahmin etmek aslında pekte zor değildi.
"Ne yapıyorsun?!"
Yanıma iyice yaklaştığında elini yumruk yaparak yukarı doğru kaldırılmasıyla açılan kalkanla birlikte geriye savruldum. Ama yere düşmedim. Senin güçlerin varda benim yok mu?
Yukarı doğru havalandığımda bulutlu havadan yararlanarak hemen ellerimde elektriklenmeler yarattım. Argus gerilerken diğer kolundaki kalkanı da açmıştı.
"Bu haksızlık! Ben daha kullanmasını bilmiyorum!" Argus yukarı doğru bağırıyordu. Amacım sadece onu korkutmaktı. Yıldırım bile yapmamıştım. Sadece küçük elektrikler.
Yavaşça yere inip ona doğru yürürken ellerimi çapraz duruma getirip çektim.
"Bir an önce öğrensen iyi olur!" Kıstığım gözlerimle ona meydan okuduğumda durduğu yerde dikleşti. Boylarımız aynı sayılırdı. Sadece bir tıkcık uzundu benden.
Kollarını indirip kalkanları kapattığında yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
"Bu bir meydan okumaysa, evet! Kabul ediyorum!"
"Ah! Dışarda sizi bekleyen bir sürü düşman varken birbirinizle savaşmak mı?!"
Büyücü isyan ettiğinde ikimizde o tarafa döndük. Ben olduğum yerde beklerken Argus büyücüye yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TILSIM: ELEMENTLER TOPLANIYOR
FantasíaOnlar kazanmıştı. Eğer amaç düşmanın istediğini ona vermemekse evet, kazandılar. Ama kazanmak hayatta kalmayı başarmaksa hayır, kaybettiler... * * * Yüzyıllarca nesillerle süre gelen güçler ilk kez devam edecek bir soy bulamamış ve...