PARMAKSIZ & On Sekiz

139 8 0
                                    

Şeyma

"Bir baktım elini kaldırmış gülerek parmaklarına dokunuyor. Ne yapıyor bu salak diye düşünmedim değil bir an" Abime bakmama kalmadan enseme bir şaplak yedim.

"Görümce olacaksın sen Şeyma, laflarına dikkat et." Ona sinirle bakıp saçlarımı düzelttim.

"Yekta saçlarıma hor davranma" Bana üstten bir bakış attı. "Bunu neredeyse her hafta saç rengini değiştiren kendine söyle bence."

Omuz silktim. "Konumuza dönelim. Kızla ne konuştun?" Yüzünde bir gülümseme olur gibi oldu fakat hemen durdurdu kendini. Büyük ihtimal bana maskara olmamak istiyordu.

"Boş ver sen ne konuştuğumuzu, ne yapacaksın?" Ters sesine aldırmadım. "Biliyordum var ya," dedim sinir edici bir ses tonuyla. "Kavgalı olduğum birine gönül kaptıracağını rüyamda bile görmüştüm." Bana öyle bir ters bakış attı ki o kız için yapmayacağı şey olmadığına inandım o an. Şaka şaka, bir bakışa o kadar anlam yüklendiremiyorum mlsf.

"Senin kavgalı olmadığın biri mi var?" Şirince dudaklarımı bastırıp ona baktım. "Cık, yok."

"Amaan boş ver, babamızın okulu değil mi zaten" Elimi havada 'boş ver' dercesine salladıktan sonra ona döndüm. Yüzünü buruşturmuş bana bakıyordu. Ciddi bir şey diyecek gibi ağzını araladığında bende ciddiyetle diyeceği şeyi bekledim.

"Mal" Birkaç saniye ağzım hafif aralık onun dediğini anlamaya çalışsam bile ardından hönkürerek büyük bir kahkaha attım. Onunda hafifçe güldüğünü gördüm.

Bir süre karşımızdaki televizyondaki spikere odaklandıktan sonra konuşmadan duramadığımı fark ettim.

"Abi," gözleri hala televizyondayken başını 'ne?' dercesine iki yana salladı. "Onun neden eldiven taktığını biliyor musun?" Bunu çok merak ediyordum. Aşırının aşırısı merak ediyordum.

Okulda sürekli sol eline taktığı deri siyah eldiveniyle geziyordu. Sürekli.

Hareketleri de insanı kırmama yönünde gibiydi her zaman. Hiçbir zaman ona gönderdiğim ödevleri bana geri göndermemişti. Ya da bundan dolayı bana hiçbir zaman kötü bir bakış attığını hatırlamıyordum.

"Sanane Şeyma. Kendisi anlatmak isterse anlatırdı zaten." Alayla gülüp 'hah' gibisinden bir ses çıkardım.

"Kıza her zaman küçümseyici bakışlar atıyorum, niye gelsin de bana anlatsın. Kimseyle samimi bir arkadaşlığı da yok ki gidip sorayım."

Ağır çekimde gibi ürkütücü bir yavaşlıkla bana döndü. Gözleri kısılırken neden böyle baktığını sorguladım.

"Ne dedin sen?"

"Ne demişim?" Kaşlarını çattı

"Şeyma ona değil sen, bakışların dokunsun yemin ederim gece yatarken saçlarını keserim" Gözlerimi büyüttüm.

"Saçmalama, o kızı sadece 4 senedir lisede tanıyorsun. Beni ise 18 yıldır" Yandan bir bakış attı bana.

"4 sene mi?" Başımı sallasam bile sonradan kafama bir şeyler oturdu. "Onu daha uzun bir süredir tanıyor olma gibi bir şey söz konusu olabilir mi?" Cevap vermeyince elimdeki yastığı hızla attım. "Oha!" diye bağırdım.

"Şeyma geri zekalı gibi hareketler yapma" Onun sözlerini umursamadan arkamdaki yastığı bağdaç yaptığım dizlerimin üzerine koydum. Dirseklerimi yaslayıp başımı ellerimin arasına koydum.

"Ee anlat bakayım, nereden gördün ileride yengem olacak kızı?" Bir şey demeden telefonunu eline aldı. Bir süre bende televizyona odaklandım. Gözlerim kısa bir süreliğine abime kaydığında yüzünde büyük bir gülümseme olduğunu gördüm.

PARMAKSIZ -Texting- (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin