PARMAKSIZ & Yirmi Sekiz

112 8 0
                                    


Test kitabımı çantama koyduğum gibi bahçeye çıktım. O sırada Şeyma'nın bahçede gözlerinin etrafta dolaştırdığını gördüm. Burak'ı, pardon pardon.

Sevgilisini arıyor olmalıydı. Fakat gözlerinin beni görmesiyle bana doğru hızlı adımlara atmasıyla beni aradığını anladım. Ona doğru birkaç adım attığımda o çoktan yanımdaydı. Bir anda sarıldığında dondum kaldım. Bende ona sarılırken ne olduğunu ve neden böyle bir tepki verdiği merak ettim.

"Çok teşekkür ederim, çok çook teşekkür ederim Feride. Bende ki yerinin ne kadar büyük olduğunu hiç bilemezsin." Hafif geri çekildim.

"Ne oldu?" dedim hafif gülerken heyecanına katılmak istemiştim doğrusu. "Daha ne olsun, eğer dün gidip Burak ile konuşmasaydın ben fark eder miydi?"

Arkasında duran Burak'ı fark etmemişti daha. Güldüm. "Fark ederdim Şeyma, senin gözlerin unutulacak gibi değildi." Şeyma hafif irkilip arkasını döndüğünde o da gülümsedi.

"Ama gözlük takılıydı Burak." Diyerek olaya müdahale ettim. Burak bana bakarken güldü. "Olsun, kokusundan tanırdım."

"Parfümü de değiştirmiştim." Şeyma'nın tatlı tatlı çıkan sesiyle daha çok güldüm.

"Yuh!" Verdiğin tepkiyi sonuna kadar destekliyorum Burak.

"Biz daha tanışmamıştık değil mi?" dediğinde başımı sallayıp sağ elimi uzattım. Onun da bakışları herkes gibi ilk sol elime düşse bile aldırmadan sağ elimi sıktı.

"Feride"

"Burak" Başımı biliyorum manasında sallayıp ellerimizi çektik.

"Sen sahiden neden bugün okula geldin Feride, dün sana yoklama alınmadığını söylemiştim. Hem," Elleriyle etrafı gösterdi hızlıca. "Kimse de yok okulda. Ben senin için geldi. Burak da benim için" dedi sonara doğru yüzünde sırıtma oluşurken.

"Aslında gelmeyecektim de bugün annem gün yapacakmış. Evde ki seste ders yapamayacağıma göre. Malum, sınava az kaldı."

"Allah aşkına Feride, ne yapacaksın burada? Senin asıl şu an dersi salman, stresini atman gerekiyor. Bak bana. Hem okul mezuniyet balosu var haftaya, unuttun mu?"

Kaşlarım bu saçmalığa dayanamayarak havalandı. Beş gün sonra sınava girecektik ve iki gün sonra da hemen balo mu yapacaklardı?

"Bakma öyle, babam stresi atalım diye yapıyor." Sınavdan sonra? demedim tabii.

"İyi, eğlenin işte güzel güzel." Burak'a bir bakış attı Şeyma ve ekledi

"Salak bu kız. Ona gidip alışveriş yapalım demeye çalışıyorum anlamıyor ki"

Bak işte gerçekten bu mevzuyu anlamamıştım. Ne kadar istesem bile o baloya gidemeyecektim. Bursumu babama veriyordum, ona biraz olsun yardım etmeye çalışıyordum. Gidip elbise alabileceğimi sanmıyordum.

"Şey, siz gidin ya. Ben başka bir zaman giderim belki." Gülümsemeye çalışırken elimi önemli değil gibi salladım. Fakat şu an içimde azıcık bir sızı vardı.

Azıcık.

"Siz iki aşık takılın, boş verin beni." Şeyma anlamıştı, bakışlarıyla belli ediyordu.

"Feride lütfen" dedi gayet soğukkanlı bir sesle. Emreder gibi çıkan sesiyle başımı olmaz manasında salladım.

"Hoşça kal, bak zil çalıyor." El sallayıp geri geri giderken bağırdım. "Benim yerime de eğlenin siz."

PARMAKSIZ -Texting- (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin