8. Bölüm

111 11 2
                                    

Çok yorulmuştum, hemen yatağıma uzanıp yattım. Bugün acayip bir şekilde güzeldi. Poyraz gerçekten çok iyi bir insan, çok da sempatik. Aman ne diyorum ben ya ? İçip içip yedin kafayı sende manyak. Yataktan inip banyoya doğru gittim. En iyisi iyi bir duş almak, başım ağrıdan çatlıyor. Tam banyonun kapısı açmışken telefon çaldı.

''Kim lan bu orospu ?'' Odaya gidip telefona baktığımda yanılmadım, Zübeyde.

''Ne var orospu ?'' 

''Siktir git lan şurdan, sana iyilik yapan da kabahat, gerizekalı. ''   Meraklıca sordum.

''Ne iyiliği lan ?''  

''Ya hani bizim istemediğimiz ama senin yalvar yakar gitmek istediğin parti. '' Birden heyecanlanarak devam ettim.

''Eee... ?''

''He işte, o parti ne zaman sen biliyor musun ?'' Biraz düşündükten sonra cevap  verdim.

''Hayır, ne zaman ?''

''Tahmin ettiğim gibi, parti bugün Hazal. '' 

''Neee ?'' O kadar bağırmıştım ki evin sessizliğinde sesim bana geri gelmişti.

''Kapatıyorum, akşam 20.30'ta seni evden alırız hadi by. ''

''Bekle, bir dakika bir dakika. ''

Kapatmıştı, tabi biliyordu benim ne giyeceğim sorularına maruz kalacağını. İyi de ben onda çok şık olmalıyım diye hazırlıklar yapacaktım. Neden bugün ya ? Saate baktığımda 20.02'di. Oha lan 28 dakikam kaldı, başım da ağrıyor, of of ne yapacağım şimdi ben ?

Hızlıca banyoya girdim, 10 dakika sonra çıktım ve 18 dakikam kalmıştı. Dolabımı açıp elbiselerime göz attım, sırayla üstümde giymiş gibi bakınıyordum ama bir türlü karar verememiştim. 12 dakikan kaldı Hazal, hadi çabuk ol. En sonunda çok beğenerek aldığım mini elbisemi giydim, topuklu ayakkabılarımı da seçip saçımı hızlıca düzleştiriyordum. Aslında benim saçlarım düz o yüzden pek zorluk çekmedim hızlıca saçlarımı düzleştirdim, bu sırada 5 dakikamın olduğunu farkettim.

Çantama telefonumu, makyaj malzemelerini, parfümümü koyup evden çıktığımda zaman dolmuştu ve dışarıdan gelen korna seslerini duydum. Kapıyı kilitleyip evden çıktım. Bizimkilerin bir honda veya mercedes'i yoktu o yüzden taksiyle beni almışlardı. Taksinin kapısını açıp oturdum.

Çantamdan küçük aynayı çıkartıp yolda makyajımı yapıyordum. İlk önce yüzüme fondöteni sürdüm, sivilcem, siyah noktam ve pürüzlü bir cildim olmasa da özel günlerde sürüyordum. Daha sonra göz kalemimi de sürüp, Sıla'nın eline eyeliner'i verdim. Yoldayken pek bir süremediğim için o sürecekti. Eyeliener de sürüp ruja geçtiğimizde, ben öyle kırmızı, pembe ruj falan sevmem. Yani ruj sürmem ama uyum sağlamak açısından parlatıcı sürdüm.  

Her şeyi tamamladığımda gelmiştik. Kapıyı açıp indiğimde çok heyecanlandım, acaba diğer kızlar nasıl olacak ? Gittiğimiz yerin adı  Moda Cafe & Bar'dı. Kızlarla beklerken Enverler'de isimlerimizi söyledi.

Adam '' Hoşgeldiniz, buyrun . '' deyince ilerlemeye başladık. İlerlerken bizim sınıfın çoğunun olduğu yere geçip selamlaştık. Her biri çok güzel olmuşlardı.

''Hazal, peri kızları gibi olmuşsun. '' 

''Çok teşekkür ederim canım, o senin güzelliğin. '' 

Biraz daha sohbet ettikten sonra sahnede birden şarkı çalmaya başladı. 

''İnanmıyorum, 'Show Must Go On' bu. '' En sevdiğim şarkılardın birisi.

GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin