''Of kafam yerinden çıkacak sanırım. ''
''O kadar çok içersen öyle olur tabi . ''
Yanımdaki koltuğa yayılmış içkisinden yudum alırken bende buzu kafamda tutuyordum.
''Oktay ne diye engel olmuyorsun ya .''
''Her şeyi birkaç saatliğine bile olsa unutmak iyi gelir diye düşündüm. '' Sırıttım unutmak mı ? Tekrar devam etti. ''Eve doğru gelirken sürekli Nil diye sayıkladın. ''
''Orospu Ahmet, her şeyi berbat etti. ''
''Sahi, ona ne oldu ?''
''Yaşıyor pislik. Hapiste bile olsa yaşıyor. '' Biraz vakit geçtikten sonra devam ettim. ''Öyle özlüyorum ki bir iki sene önceyi, o arkadaşlarımla birlikte mutlu geçirdiğim zamanları. Onları kaybettim Oktay. ''
Son cümleyi o kadar vurgulayarak ve hıçkırarak söylemiştim ki gözlerimden yaşlar dökülmeye başladı. Yanıma gelip sırtımı sıvazlayıp göğsüne kafamı yasladım.
''Sakin ol güzelim, her şey geçecek ve sen güzel hayatına devam edeceksin, ya seni kaybedenler düşünsün yapma böyle. ''
''Çok kötü biriyim ben, haklılar. ''
Kafamı kaldırıp devam etti.
''Neyine haklılar Hazal ? Onlar bu duruma düşseydi ki adım gibi eminim onların arkasında dururdun ve bırakmazdın. Arkadaşlıkları bu kadarmış demek ki buradan da bunu anlamış olduk. ''
Arkadaşlık, kardeşlik. Beraber büyüdük onlarla iyisiyle kötüsüyle beraberdik, ayrılmadık hiç. Neden bir anda bıraktılar ki beni ? Ne kadar üzgün olduğumu bilmeleri lazımdı aslında.
''Neyse ya boşver geçmişi, geçmiş geçmişte kaldı geleceğe bakalım şimdi biz. Hadi hazırlan da kahvaltıya gidelim bu sefer benden. '' Gözlerimdeki yaşları silerken bir de gülüyordum. Çünkü nereye gidersek hep para benden çıkıyordu. Muhtemelen şuan bana acımış olacak ki beni güldürmeye çalışıyordu.
''Hadi yürüsene bak her zaman karşına çıkmaz böyle fırsatlar. ''
''Tamam, beş dakikaya geliyorum. ''
Hazırlanıp çıkmıştık. Oktay beni 'İstasyon' adında bir kafeye getirmişti. Çok şık, çok şirin bir yerdi. Genellikle üniversitelilerin geldiği belliydi. Çalışanların hepsi Oktay'ı tanıyordu. Yine hangi kızlarla geldi kim bilir ?
''Hoşgeldiniz Oktay Bey. ''
''Hoşbulduk Yunus, buraları donat bakalım, Hazal Hanım beğenecek mi benim gibi yemeklerinizi. '' Bana bakıp gülüyordu deli çocuk.
Cebinden sigarasını çıkarıp bana baktı. ''Sorun olmaz değil mi ?''
''Oktay iyi misin canım ? Her zaman içiyorsun da şimdi mi sormak aklına geldi. ''
''Merak etme bir daha sormam zaten sadece bugünün büyüsü bozulmasın diye yapıyorum. ''
''Bana da ver bir tane. ''
''Olmaz, sen küçüksün. ''
''Gerizekalı aynı yaştayız hatırlatırım. ''
''Sadece kimliklerde aynı yaştayız, ruhen hala çocuksun Hazal. Bir insanın yaptığı çocukça tehditlerle ağlayabiliyorsun. Bir insan büyür sen küçük bir çocuğa dönüşüyorsun. ''
İnsanlara bakıp, Oktay'a yaklaşıp sessizce cevap verdim.
''Dua et dışardayız Oktay yoksa sana yapacaklarımı bilirdin. ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge
ActionKendime artık güçlü olacaksın dediğim günden beri güçlüydüm. Güçlü ve korkusuz. Herkesin tanıdığı korktuğu o kızdım. Mevzular çıkartan sürekli birilerine çatan, kendine karşı sonsuz güvenli o kızdım. Ama bir gün geldi ve güçsüz bıraktı, ona mecbur k...