Şu yağmurda dakikalarca ıslanıp öpüşüyorduk. Çürük muzla öpüşüyordum, bir anda ne oldu bilmiyorum ve geri çekildim.
''Ya ne yapıyorsun be ?'' Kendime çeki düzen verip sinirlice ona baktım. Bir an elini ensesine götürüp saçıyla oynadı.
''Kusra bakma.'' fısıltıyla söyleyip hızlıca oradan ayrıldı. Hiçbir şey anlamamıştım. Bunun derdi ne ?
Eve gelince kendimi hemen yatağa attım. Önce onları ilk gördüğüm güne gitti hafızam. Beni kurtardığına pişman haldeydi. Sonra benden nefret ettiğini sözleriyle belli etmişti, şimdi de kardeşime benziyorsun diye beni öptü. Düşüncelerimi birleştirmekte zorlanıyordum. Ama keşke sinirli konuşmasaydım, çok üzülmüştür. Aman ya bana ne, önceden benim kalbimi kırmıştı, şimdi onun kalbi kırılsa ne olacak ? Hem hatalı olan o. Yorganımı çıkarıp yatağa yattım.
''Ben seni çok seviyorum Hazal. '' Kağan'dı bu. Kalbini çok kırmıştım, hem çok iyi ve yakışıklıydı. Duygularıma yenik düşüp düşüncelerimi ona söyledim.
''Bende seni çok seviyorum Kağan, seni üzdüğüm için özür dilerim. '' Elini yanağıma koydu ve dudaklarımız birleşirken...
''Hayır ! '' Yüzüm, gözüm ter içinde kalmıştı. Allah kahretsin rüyaymış. Ya ne Kağan'mış be. Saate baktığımda 2.45'ti. Şu güzel uykumu bozduğun için çok teşekkür ederim Kağan Özaslan. Bu çocuktan nefret ediyorum ne bok bir çocuk.
Uyumaya çalıştım ama olmadı. Uykum mahvolmuştu. O değilde beni öpmüştü. Ya nasıl beni öpersin sen ? O an keşke geri gelse de bir tokat yapıştırsam onun domuz yüzüne.
''Senden nefret ediyorum pislik Kağan. '' Okula gitme saatim geldiğinde giyinip kalktım. Annem mutfakta kahvaltımı hazırlamıştı ama yiyecek halim yoktu. Çantamı alıp çıktığım sırada servis geldi. Servise doğru yürürken arkamdan bana seslenen Şeyma'yı duydum ama hiç dönüpte konuşamayacağım servise bindim. Gerizekalılar, hayatımın şu 3 haftasından nefret ettirdiğiniz için hepinize teşekkür ederim, özellikle de Kağan'a. Bizimkileri olduğu koltuğa geçip oturdum.
''Hazal neredesin sen, dünden beri mesaj atıp arıyoruz ne kadar meraklandık biliyor musun sen ?''
''Özür dilerim. '' Bitkin halde sessizce cevap verdim. Ve çok da uykum vardı. Yere yatıp bile uyuyabilirim o derece. Merakla sordular.
''Senin neyin var ?''
''Hiç. Hiçbir şey. ''
''Sen bizi salak mı sandın ? Ne bu hal ?'' Off, bir susun lütfen .
''Uyuyamadım dün gece ondandır. ''
''Bize bu aralar yaptığın şeyleri anlatmayı düşünüyor musun ?'' Neyden bahsediyorlardı ? Birden kafamı kaldırıp onlara baktım, anlamamıştım.
''Anlamadım ?''
''Anlaşıldı, biz araştırıp öğreniriz artık. '' Şu halde sizi dinleyemeyeceğim üzgünüm. En arka tarafa geçip uzandım. Birden ceketimden gelen titreşimle yeniden gözlerimi açtım. Of ben uyuyamayacak mıyım ? Telefonu açıp baktım. İndirim mesajı.
Çok güzel. Sadece bir an olsun mesajın Kağan'dan gelmesini isterdim. Bir özür veya bir haber, ama yoktu. Ya ne pislik bir çocuk bu ya. Servis durdu, okula gelmiştik. Çantamı Zübeyde'ye verip kantine gittim, bizimkilere de tost alıp masaya geçtim. 5 dakika sonra geldiler, birlikte konuşmaya başladık. Turgay yine kendi kendine planlar yapıyordu.
''Bugün burgere gidelim mi ?''
''Turgay işin gücün yemek, gelemem ben o zaman diyetteyim. '' Sıla diyetteydi. Sıla kendine baya bakan bir kız, bakımlı yani.
![](https://img.wattpad.com/cover/34250333-288-k990475.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge
حركة (أكشن)Kendime artık güçlü olacaksın dediğim günden beri güçlüydüm. Güçlü ve korkusuz. Herkesin tanıdığı korktuğu o kızdım. Mevzular çıkartan sürekli birilerine çatan, kendine karşı sonsuz güvenli o kızdım. Ama bir gün geldi ve güçsüz bıraktı, ona mecbur k...