Gölge

17. Bölüm

''Hadi bakalım yeni okulum hepinize uğur getirsin . ''

''Yeni okulum mu ?'' Üçümüz birden aynı anda Toprak'a bakarken, o yine o pislik sırıtmasını takınıyordu. 

''Ne oldu, şaşırdınız birden ?'' Yanımızdan geçen kızlarla kesişiyordu o sıra.

''Toprak siktir git ya, seninle uğraşamayacağım. '' Oktay umursamadan önünden geçerken Toprak'ta arkasından seslendi.

''Merak etme aynı bölümde okumuyoruz, kardeşim. '' Son kelimeyi vurgularken, Oktay yerinde kaldı, daha sonra da sabır dilenir gibi yaparak ilerledi. Tam Toprak 'ta giderken kolundan tuttum.

''Toprak, neler oluyor ? Hiç komik bir şaka değil bu. ''

''Şaka değil zaten fıstığım, '' diyerek burnumu sıktı ve sonra da okula doğru ilerledi. 

Ah, bu Toprak hiç uslanmayacak. Tam okula doğru ilerlerken Sıla kolumdan tuttu.

''Ya aslında benim sana bir sürprizim vardı ama şu son olaylardan sonra söyleyecek fırsatım kalmadı. ''

''Sıla ya, seni de ihmal ediyorum kusura bakma lütfen. ''

''Ne kusuru, canım arkadaşım ? Lafı bile olmaz, hem sen bana çok iyi bakıyorsun. ''

''Ee, neymiş o sürpriz ?''

''Toprak'ın yaptığı kadar olmasa da..'' biraz durduktan sonra devam etti. ''Biliyorsun babamın tayini çıkmıştı Denizli'ye. Ben de orayı kazanınca çok iyi oldu bizim için fakat orada yapamadım o yüzden buraya yatay geçişle geldim. ''

Duyduklarıma inanamıyordum.

''Ciddi misin sen ?''

''Evet.'' Öyle bön bön bakınca devam etti. ''Sevinmedin mi ?''

''Yok canım benim. Çok sevindim, hemde çok. '' Boynuna atladım direk.  

''Hadi bakalım derse küçük hanım. İlk günden sizin sayenizde dersime geç kalmak istemem doğrusu. '' Kafamla onaylayıp okula girdik. Bu kızı cidden çok seviyorum.

***

Ders bitmişti, sözleştiğimiz gibi kafeye gidiyordum bizimkilerin yanına. Tam o anda mesaj geldi telefona. 'Canım, Toprak beni bir yere götürecekmiş ona takıldım valla. Siz eğlenin. ' Acaba nereye götürecek Sıla'yı diye düşünürken Oktay arkamdan seslendi.

''He, Hazal. '' Hızlanarak yanıma geldi. ''Benim dersim bitti, annemler çağırıyor önemli bir şey olmuş sanırım. '' Başımı salladım. Eliyle çenemi tutup yukarı kaldırdı. ''Hadi ama kuzen. Kaç kez daha özür dileyeyim ? Öfkeyle söylenmiş sözlerdi onlar, lütfen aldırma. '' 

''Önemi yok, unuttum bile. '' İfadesiz bir şekilde söylemiştim. Gözleriyle birçok kez daha özür dilerken yanağıma öpücük kondurup gitti. Oktay'dı bu. Her zaman ki halleri, odunluk tam ona özel bir laftı, o yüzden ciddi şekilde aldırmadım. Tabi söylediği zaman göğsüme bıçak saplansa da şimdi iyiydim.  

Kendi kendime, ''O zaman bizde kendimiz gezeriz değil mi, Hazal Şanlı ?'' deyip gülümserken, birden elimden çantam düştü. 

''Ahh..''

Sanırsam bir bmw bana çarpmıştı. Arabayı kullanan hemen önümde durdurup indi. 

''Görmüyor musun araba geliyor katil hanım ? Dikkat etsene. '' Bu sinir bozucu tip, ses, duruş ancak Poyraz'ın olabilirdi. Hemen yerden çantamı aldım.