Abimi bulmam gerekiyordu işte bu yüzden de koşuyordum. Sadece birkaç dakika önce Black'ın yanından ayrılmıştım. O herife güven olmazdı her an başkalarına söylerdi. Ama o nereden öğrendi abisi olacak aptal mı söyledi? Ya kim söyleyecek! Başkaları da biliyor mu? Bu olay yayılırsa abim okuldan atılırdı. Değil mi? Ona söylemem gerekiyordu. Dikkatli olmalıydı.
"Ahh.." Bakışlarım sesin geldiği yöne döndüğünde hemen önümde ki kıza baktım. Onun bakışları ise sargılı sol koluna odaklanmıştı.
"Kusura bakma. Gitmem gerekiyor." Onu umursamadan yoluma devam ettim. O an ne o kız ne de kolundaki sargı dikkatimi çekmişti sadece Gryffindor kulesine tırmanmaya devam ettim.
Nihayet tablonun önünde durduğumda ellerim dizlerimin üzerinde bir süre nefeslendim.
Başımı kaldırıp yüzümü buruşturarak Şişman Kadın'ı süzdüm. Yüz ifademi düzeltip tabloya döndüm.
"Acaba açılabilir misiniz?" Gözleri üzerimde gezdirdi.
"Sen bir Slytherin öğrencisisin burada ne işin var?" Göz devirdim.
"Evet bir Slytherin öğrencisiyim efendim. Şu anda Remus Lupin ile konuşmam gerekiyor müsade eder misiniz?"
"Hayır. Edemem." Beni takmayıp onun sanat dediği ama sadece bağıntıdan ibaret olan sesi çıkarmaya devam etti.
Beni duymayacağını bildiğim için hafif sesimi yükselterek tekrar konuştum.
"PEKİ ACABA REMUS LUPİN İÇERİDE Mİ?" En azından burada boş boş beklemezdim.
O beni tekrar umursamadan bağırmaya devam ederken göz devirdim.
"SEN BURADA NE ARIYORSUN?"
Gözlerimi bağıran kıza çevirdiğimde yüzünün buruşmuş olduğunu ve karın kısmını tuttuğunu gördüm. Kaşlarım havalanırken pek umrumda olmasa da boynunda ki kravat yüzünden ona doğru yürürken konuştum.
"İyi misin? Bir yerin mi ağrıyor?" O dediğim şeye iyice yüzünü buruştururken saçlarından tutup yüzünü duvara geçirmemek için kendimi zor tutuyordum.
"İyim, istemez. Sen Lupin'in kardeşisin değil mi? Onun için mi buradasın?"
Başımla onu onaylandığımda birkaç adım ilerleyip tablonun önünde durdu.
Başı bana dönerken bakışlarından dolayı sırıtıp kulaklarımı ellerimle kapattım. Yani öyle bir şey.
"Erikli şalgam." O şifreyi söyledikten sonra tablo yana doğru savrulduğunda bana döndü.
"Burada bekle onu çağırayım." Başımla onu onaylandığımda tablodan içeri girdi. Ama çok ilerlemeden tekrar bana döndü.
"Senden Remus Lupin'in kardeşi olmana güvenerek bir şey isteyeceğim." Kaşlarım kalkarken o bunu devam etmek için onay aldığını düşünerek devam etti.
"Lestrange'a onun kadar pislik biri olmadığım için bunu yaptığımı da söyle." Gözlerim kısılırken sözünü kestim.
"Lestrange mi dedin? Rabastan Lestrange'den mi bahsediyorsun? Slytherin olan?" Dediklerime göz devirdi.
"Evet evet ondan bahsediyorum. Herneyse ona ne olursa olsun teşekkür ettiğimi söyle." Cümlesi biter bitmez adımlamaya devam edip içeri gitmişti.
Birkaç dakikanın ardından hızlı adımlarla içeriden çıkan kaşları çatılı abimin peşinden gelenlere gözlerimi devirdim. Bıktım artık sizden.
"Bir şey mi oldu?" Ona başımı salladığımda bakışlarım Black'e döndü.
Gözlerimi kısıp ona baktığımda kaşları çatıldı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑲𝑬𝑯𝑨𝑵𝑬𝑻 | 𝓡.𝓐.𝓑.
Random"𝑫𝒆𝒈̆𝒆𝒓𝒔𝒊𝒛 𝒅𝒆𝒈̆𝒆𝒓 𝒃𝒖𝒍𝒖𝒑, 𝒄̧𝒂𝒈̆𝒓ı𝒍𝒂𝒄𝒂𝒌 𝑩𝒆𝒌𝒄̧𝒊 𝒚𝒐𝒍𝒖𝒏𝒅𝒂𝒏 𝒔𝒂𝒑ı𝒑; 𝒚𝒆𝒎𝒊𝒏𝒊𝒏𝒊 𝒃𝒐𝒛𝒂𝒄𝒂𝒌. 𝑲𝒐̈𝒍𝒆 𝒇𝒆𝒓𝒚𝒂𝒕 𝒆𝒕𝒕𝒊𝒈̆𝒊𝒏𝒅𝒆 𝒔𝒖𝒚𝒂 𝒂𝒕𝒆𝒔̧ 𝒅𝒖̈𝒔̧𝒎𝒆𝒛𝒔𝒆, 𝒌𝒖̈𝒄̧𝒖̈𝒌 𝒌𝒓𝒂𝒍 𝒚𝒐...