İksir sınıfından çıkıp kehanet sınıfına yürümeye başladım ondan önce gitmem gereken başka bir yer vardı tabi. Koridorda yürürken insanların aptallıklarına göz deviriyordum. Hogwarts'ın üçüncü yılında da insanlardan nefret etmek için neden bulabiliyordum.Birkaç yedinci sınıf bazı Slytherin öğrencileri mühtemelen ikinci sınıf olan Ravenclaw öğrencisiyle uğraşıyordu. Onlara göz devirip ilerlemeye devam ettim başıma bela almak istemiyordum. Zaten insanlarla anlaşabilen biri değildim. Kimseyle de zorunlu olmadıkça veya canım sıkılmadıkça konuşmazdım zaten onlarında benimle konuşmak için can atmıyordu. Ayrı olarak kendimden büyüklere ne kafa tutacak kadar delirmiştim ne de bir Gryffindor'dum ki bunlar büyük olmasıyla birlikte Slytherin'di. Yani bırak ne yapıyorsa yapsınlar. Hangi binadan olursan ol bir Slytherin'i kendine düşman etme. Kendimden biliyorum insanlarla uğraşan biri değildim yani en azından benimle uğramadıkları sürece. Misal geçen yıl iki Ravenclaw'lu kızı kütüphanede bana kanı bozuk dedikleri için lanetlemiştim ki altını çiziyorum uyguladığım bu lanet altıncı sınıfların ders kitaplarında öğretiliyordu. Bunlarda utanmayıp profesör Mcgonagall'a söylemişlerdi ki ehh.. kendisinin benden pek hazettiği söylenemezdi. Konumuza dönecek olursak Ravenclaw olmalarına rağmen nasıl bu kadar aptal olabiliyorlar merak ediyorum. Sonuç olarak ben iki saat cezaya kalmıştım; onlar da beni şikayet ederek aptallık etmiş ve tekrar birkaç lanet yemişti.
Aslında Hogwarts'ta kendi binamdan sonra en sevdiğim bina Ravenclaw'du. Ama arada böyle çürük yumurta çıkıyordu tabi ki.
Herkes gibi onlar da benden pek hazetmezdi. Aslında onlara bir şey yaptığım yoktu tüm dertleri onların çoğusundan daha iyi notlara sahip olmamdı.
En iyi değildim ama en iyilere bulaşma cesareti göstermiyorlardı sırf milletle pek uğraşmadığım için beni zararsız görüp bana bulaşmışlardı.
Profosörler tarafından pek sevilmesem de derslerim gayet iyidi en azından üçüncü sınıflardan en başarılı on Hogwarst öğrencisi arasındayım ayrıca ilerde Slug kulübüne gireceğime emindim. Bana katlanabilen iki Slytherin'den biri kendisiydi ve bence beni kulübüne alırdı. Sorun kulübe girmek yada girmemek değil sorun bir takım aptalların sırf daha şöhretli diye girmesiydi.
Üçüncü katta geldiğimde dördüncü sınıfların tılsım sınıfından çıktığını gördüm. Elimde ki iksir kitabını Snape'e verecektim biraz somurtuk biri olsa da bana katlanabilen ikinci Slytherin oydu. Pek katlanmak denilmese de en azından bir süre varlığıma dayanabiliyordu. Neyse..
Zeka düşüklüğü yaşayan abim ve arkadaşlarıyla iki haftadır hiç konuşamamıştım zaten onlar şaka planlamakla meşguldüler yüksek bir ihtimalle Slytherinlere yapacaklardı bu yüzden acayip sinir bozucu geliyorlardı gözüme. Koridorda oraya doğru yürümeye başladım. İlk gözüme çarpan şey sınıftan çıkan abimlerdi. Beni görmeleriyle bana doğru geldiler.
Yanıma ilk ulaşan Potter ilk konuşansa abim oldu.
"Birşey mi oldu?" Sorduğu soruyla Snape'i arayan gözlerim ona döndü.
"Hayır. Sizin için gelmedim." Tekrar etrafa bakmaya başladım. O konuşmaya devam edecekti ki sınıftan çıkan Snape'i görmemle aralarından ayrılıp ona doğru yürüdüm.
Önünde dikilmemle başını elindeki kitaptan bana çevirdi. Elimdeki kitabı ona uzatıp konuşmaya başladım.
"Bana ders çalıştıracaktın. Söz vermiştin. Hatırlatma gereği duydum." Hâlâ elimde olan kitabı birkez daha ona doğru uzatım.
"Bu da senin kitabınmış. İksir sınıfında unutmuşsun. Profesör Slughorn gönderdi." Hâlâ elimdeki kitaba bakarken konuşmaya başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑲𝑬𝑯𝑨𝑵𝑬𝑻 | 𝓡.𝓐.𝓑.
Random"𝑫𝒆𝒈̆𝒆𝒓𝒔𝒊𝒛 𝒅𝒆𝒈̆𝒆𝒓 𝒃𝒖𝒍𝒖𝒑, 𝒄̧𝒂𝒈̆𝒓ı𝒍𝒂𝒄𝒂𝒌 𝑩𝒆𝒌𝒄̧𝒊 𝒚𝒐𝒍𝒖𝒏𝒅𝒂𝒏 𝒔𝒂𝒑ı𝒑; 𝒚𝒆𝒎𝒊𝒏𝒊𝒏𝒊 𝒃𝒐𝒛𝒂𝒄𝒂𝒌. 𝑲𝒐̈𝒍𝒆 𝒇𝒆𝒓𝒚𝒂𝒕 𝒆𝒕𝒕𝒊𝒈̆𝒊𝒏𝒅𝒆 𝒔𝒖𝒚𝒂 𝒂𝒕𝒆𝒔̧ 𝒅𝒖̈𝒔̧𝒎𝒆𝒛𝒔𝒆, 𝒌𝒖̈𝒄̧𝒖̈𝒌 𝒌𝒓𝒂𝒍 𝒚𝒐...