𝓩𝓮𝓱𝓲𝓻.
Ve o...
Benim son attığım fotoğrafa bakıyordu.
Yutkundum. Gözlerim hala telefon ekranında kilitliyken aklıma aniden onun bugün biriyle ilgileneceği gelmişti. O biriyle ilgilenmek yerine benim fotoğrafıma baktığına sevinmeli miydim yoksa benim fotoğrafıma baktığı halde, şuan onun kucağında oturduğum için üzülmeli miydim? Evet, haklıydım. Bu iş git gide daha beter bir hal alıyordu ve benim zekam bunları toparlamak için pek fazla değildi.
Silmeye devam edip, "Güzel fizikmiş," dedim fotoğrafı kast ederek. Ciddi misin Ada? "Sevgilin falan mı?"
İstifini bozmadan gözlerini fotoğraftan ayırıp bana döndürdü. "Ne o? Şimdi de milletin telefonunu mu dikizlemeye başladın?" Ekranı kapatıp önüne döndü. "Ayrıca sevgilim falan değil, olsa da seni hiç ilgilendirmez."
"Bu kadar sert olman seni havalı biri yapmıyor, bunu ikinci defa belirteyim. Kendini ulaşılmaz sanma sakın, böyle fazla itici oluyorsun."
Parmağını şıklattı. "...Dedi, Sapık."
Dişimi sıkıp boynuna daha çok yaklaştım ve yaptığım işe devam ederek, "O dövme makinesini boynuna saplamalıydım," dedim fısıltıyla.
"Bir şey mi dedin?" diye sorduğunda üstten yüzüme baktı. "Duyamadım?"
Dejavu? "Hayır, demedim."
"Ben de öyle düşünmüştüm."
İçimden binbir tane küfürü söyleyip dövmesini silmeyi nerdeyse yarım saatin ardından bitirdiğimde üstünden kalktım. Masanın olduğu yere giderek eşyaları yerleştirdiğimde, o da üstünü giyindi ve ayağa kalktı. Bu esnada da telefonu çaldı.
Hızla açtığında, "Efendim?" dedi ilk başta. Waow, bu çocuğun saygıdan haberi varmış.
Karşıdan gelen sesi duymasam da aniden, "Siktir! Ne?" diye bağırdığını duydum. "Nasıl bırakır lan? Bana geleceğini söyledi! Siktiğimin kızına..." Ha?
Masadaki işi bırakıp önüme döndüğümde küfürlerini saydırmaya devam ediyordu. Kız dedi? Yoksa ilgilenmesi gereken kişi bu kız mıydı? Ama bu kız kimdi ve neden buna bu kadar silirlendi? Telefonla arayan kim olabilirdi? Arkadaşlarından biri? Sadece Kayra ve Mert'i biliyordum. Her neyse, beynim sulandı.